Mehmet Necati GÜNGÖR
Merkez sağda DP, AP, DYP geleneklerinde oy kullandık.
Muhalefet Partisi CHP’ye ise hep mesafeli durduk, soğuk baktık.
Lideri İsmet İnönü’ye ise husu...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Merkez sağda DP, AP, DYP geleneklerinde oy kullandık.
Muhalefet Partisi CHP’ye ise hep mesafeli durduk, soğuk baktık.
Lideri İsmet İnönü’ye ise husumetle yaklaştık.
İnönü hakkındaki cehaletimizi, o devirde kulaktan dolma bilgilerle besliyorduk.
İşin aslını, esasını araştırma lüzumunu bile duymuyorduk.
Hatta, rahmetliye “asker kaçağı” dendiği zamanlarda bile aklımıza ve vicdanımıza danışmayı düşünmemiş, söylentileri gülerek izlemiştik.
Ne zaman ki, önyargılarımızdan kurtulup, yakın tarihimizi okumaya başladık; o zaman her şey yerli yerine oturmaya başladı.
Önce İsmet İnönü’nün Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarından “ikinci adam” olduğunu öğrendik .
Sonra, “milli şef” iken koltuğunu DP’ye devrederek “en büyük yenilgisi”nin “en büyük zaferi” olduğunu söylediğinde demokrasiye olan inancını ve tavrını alkışlamıştık.
O’nu Şevket Süreyya Aydemir’in “İKİNCİ ADAM” gerçeğini okuyunca daha çok sevmiştik.
Birinci Adam şüphesiz, Büyük Atatürk’ü.
O’nun yanında her zaman en yakın silah arkadaşı İsmet Paşa’yı görüyorduk.
İkisi de Kurtuluş Savaşımızın Kahramanları idiler.
Asker İnönü cephede vatan müdafaasını yaparken, dünyaya gelen ilk oğlan çocuğunu kaybetmişti.
Ancak, O, cepheyi bırakıp ailesinin ve eşinin yanına koşmamıştı.
Mustafa Kemal, cephe arkadaşına “niçin gitmedin, keşke gitseydin” deyince de “söz konusu olan vatandı, gidemedim” diyebilmişti.
İnönü’ye soğuk baktığımız yıllarda eşi rahmetli Mevhibe Hanımı annem gibi severdim.
Hatta, vefat ettiğinde birkaç damla gözyaşı akıttığımı bilirim.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun.
AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, milli bir bayramda Anıtkabir’den dönerlerken, İnönü’nün yavaş yürüdüğünü gören Demirel, o kahramanın arkasında yürüyor olmasının rahatsızlığını hissederek ve yavaşlayarak İnönü’nün kendisine yetişmesini beklemişti.
İnönü arkasından yetiştiğinde günün başbakanı olan Demirel’in koluna girerek “protokolde dargınlık olmaz, adımlarını yavaşlatma” diyerek devlet adamına yakışan bir tavır ve olgunluk sergilemişti.
Günümüzdeki durumlara bakınca, “nerdeeee” demekten kendimizi alamadığımız bir asalet örneğini görüyoruz.
Sonra, oğlu Erdal İnönü’nün CHP Genel başkanlık dönemi ve AP ile koalisyon ortaklığı.
Asalet, baban geçmiş olmalı. Rahmetli Demirel’den hep Erdal İnönü’yü öven sözler dinlemiştik.
O’na da rahmetler olsun.
Beyaz atlarına binerek gittiler. .
Bizler ise geriye baktığımızda hepsi için özür ve minnet borçlarımızı hatırlıyoruz.