Metiner ERDEM
Ankaragücü, Dünya Kupası nedeniyle lige verilecek 45 gün aradan önceki son maçında evinde Trabzonspor ile 1-1 berabere kaldı. Başkent ekibi, haftalar sonra i...
Metiner ERDEM
Ankaragücü, Dünya Kupası nedeniyle lige verilecek 45 gün aradan önceki son maçında evinde Trabzonspor ile 1-1 berabere kaldı. Başkent ekibi, haftalar sonra ilk kez Taylan Antalyalı dışında herkesin kendi mevkisinde oynadığı bir 11 ile sahaya çıktı. Ömer Erdoğan, 90 dakikalık kondisyonu olmayan Jese’yi, ikinci yarıya sakladı, Giorgi Beridze’yi sol kanada, Emre Kılınç’ı da sağ kanada aldı.
Sakatlığı nedeniyle 3-4 hafta sahalardan uzak kalacak kaleci Gökhan Akkan’ın yerine eldivenleri Bahadır Han Güngördü’ye emanet etti. Bu değişikliklerle Ömer Hoca, ben dahil kendisini eleştirenlerin yüzde 100 katılacakları bir kadroyu sahaya sürmüş oldu.
Doğru kadro demek yüzde 100 maçı kazanacak anlamına gelmez tabi. Doğrudan kastım, elindeki malzemeden üretilen en iyi kadro.
Elindeki malzemenin de bir kalitesi olmalı tabii ki. Sahadaki iki takımı tartı masasına koyduğunuzda, Trabzonspor’un o kadar eksiğine rağmen kadro kalitesi olarak Ankaragücü’nden en az 2-3 gömlek üstün olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ankaragücü, bu eksiğini rakibinden en az 2-3 kat fazla mücadele ederek kapatabilirdi.
Nitekim, maç boyu bu mücadeleyi verdi.
Öncelikle Trabzonspor’a çok sıkı ön alan baskısı uygulayarak geriden rahat top çıkarmalarına izin vermedi. Özellikle ilk yarıda bu baskı sonucu Trabzonspor birkaç kez ciddi top kayıpları yaptı ama Taylan Antalyalı’nın, Ali Sowe’nun finalde yaptıkları hatalar, skorun Ankaragücü lehine değişmesine engel oldu. İlk yarı ibrenin biraz daha Ankaragücü lehine olduğu bir oyun vardı sahada. Birkaç haftadır Ankaragücü ve Gençlerbirliği aynı haftalarda Eryaman Stadı’nda maç yapıyor.
Hafta arası hem Ankaragücü hem de Gençlerbirliği bu statta kupa maçı oynadığından zemin iyice bozulmuş. İki takım da pas oyununa dayalı sistemle oynadığından, bozuk zemin sergilenen futbolu olumsuz etkiledi. İkinci yarının büyük kısmı, zemine alışan Trabzonspor’un baskılı oyunuyla geçti.
İsimler ister istemez teknik direktörleri etkiliyor. Ankaragücü’nün bir beki Kevin Malcuit, Napoli’den gelmiş, CV’si dopdolu bir oyuncu. Diğer beki Yasin Güreler, ilk kez Süper Lig’de mücadele ediyor. Abdullah Avcı da Yasin Güreler’i gözüne kestirmiş olacak ki maç boyu onun kanadından saldırmayı tercih etti.
Kimileri eleştirse de Trabzonspor’un topuyla, tüfeğiyle yaptığı bu saldırılara Yasin Güreler, birkaç hata dışında iyi göğüs gerdi. Müthiş mücadele etti ama 1,68’lik Abdülkadir Ömür ile girdiği hava topu mücadelelerinin bazılarını kaybetmesi, bu performansına gölge düşürdü. Sık sık hücuma da çıktı, Ankaragücü’nün penaltı kazandığı pozisyonda hava topuna çıkarak Larsen’in topla elle oynamasında rol oynadı. Maçta, Emre Kılınç ve Taylan Antalyalı dışında herkes elinden geleni yaptı. Taylan Antalyalı’da müthiş oynadığı Hatayspor maçının ardından görülen düşüş dikkat çekici.
Olacak iş mi sevgili Ömer Erdoğan?
Sevgili Hocam, açıkça yazayım, senin döneminde transfer edilen oyunculara karşı pozitif ayrımcılık yapıyorsun. Kötü oynasalar, sakat olsalar da hep forma onların sırtında. Hazır olmadığı halde kaleyi Gökhan Akkan’a emanet ettin. Taylan Antalyalı’yı 8 numara oynatma sevdan yüzünden Emre Kılınç’ı, Pedrinho’u 10 numara oynattın tutmadı. İnadın yüzünden takımın gerçek 10 numarası Ghayas Zahid’i haftalardır tribünde oturttun.