İnanılmaz gerçekler
Berrin Türkoğlu
Benim yaşadığım mucize benimle başlayıp benimle bitmemiş. Türkiye'nin her köşesinde belki de dünyanın her köşesinde yaşanıyor.
Beş yıl öncesine kadar ölümün bu kadar acıdan sonra bir gün benim de başıma gelebileceğini hiç aklıma getirmemiştim. O gün kızımın göz ameliyatı vardı. Bu nedenle çok sıkıntılı ve panik içindeydim. Kızıma ameliyat sonrası moralini yüksek tutması için çok istediği bisikleti almak üzere panik içinde çarşıya gittim.
Ameliyata yetişmek için çok acele ediyordum. Caddenin karşısındaki mağazaya bakarak geçiyordum ki nerden çıktığını anlamadığım bir arabanın kornaya basarak üzerime geldiğini gördüm. Havalandım. Sonrasında ise yerde yüzükoyun yatan bedenimi ve çevresinde toplanan insanları gördüm. Bana ne olmuştu da ikiye bölünmüştüm. Yerde yatan ben ve onu biraz yukarısından seyreden de yine bendim.
Hiç acı hissetmiyordum. Kendimi çok hafif ve şaşkın hissederken birden parlak bir topun içine girdim. Top içinde gittikçe büyüyerek yükselmeye başladım. Kendimi çok güzel bir bahçede bulduğumda iliklerime kadar bir sevinç duygusu kapladı. Nerede olduğumu düşünürken birden üç yıl önce ölen eşimi gördüm. Işıklar içindeydi ve olduğundan daha da gençleşmişti. Aramızda oluşan çizgi şeklindeki ışığın arkasında bana gülümsüyordu. Aklımdan, "Sen ölmüştün!" diye geçirdiğimde eşimin ağzını açmadan beynime yolladığı
cümleler beni çok etkiledi. Karım bana, "Senin buraya gelmek için henüz vaktin dolmadı. Kızımızın yanında olman lazım," dedi.
O sırada çok daha fazla ışığa sahip olan iki varlık, eşimle benim aramda belirdiler. Bana geldiğim ışık topunu göstererek içine bakmamı istediler. Baktığımda hastanede yatan bedenimi gördüm. Kalabalık bir doktor gurubu benimle uğraşıyorlardı. Biraz daha yaklaşmak istedim. Gördüğüm manzara korkunçtu. Kulağım ve yüzümün sağ tarafı parçalanmıştı. Birden aklıma kızım geldi; o nasıldı? Düşündüğüm anda kızımın yanında oldum. Garip bir durum yaşıyordum. Hareket kabiliyetim çok hızlanmış, ne düşünürsem ya da nereyi düşünürsem orada olabiliyordum. Bir ışık, bir enerji bedenine sahiptim.
Kızıma yaklaştığımda ışıklı bir bedenin kızımın yanında olduğunu gördüm. Işık şekillenmeye başlamıştı. Canım karım kızımızın baş ucunda duruyor dikkatle ameliyatı izliyordu. Yüzündeki ifade korku ya da merak değil, özlem dolu bir ifadeydi. Sağlığında hiç üzerinden çıkarmadığı sarı montuna sarılmış öylece ışıklar içinde duruyordu.
Ben yaşayacak mıydım, yoksa kızımızı yapayalnız bırakıp ışıklı dünyaya mı gidecektim? Bunları düşündüğümde yine bedenimin üzerinde buldum kendimi. Yukarıdan seyrettiğim bedenime doğru kaymaya başladım.
Kendime geldiğimde sargılar içinde olan yüzümün acısı ile gözümü açtım. Kızım ameliyatlı gözü sargılar içinde elimi tutarak ağlıyordu. "İkimiz de kurtulduk, kızım. Artık kötü olan her şey geride kaldı. Ağlama, seni hiç yalnız bırakmayacağım, hep yanımda olacağım," dediğimde kızım bana, "Baba, beni çok korkuttun!" dedi ve sözlerine şunları ilave etti:
"Ameliyat sırasında rüyamda annemi gördüm. Ben ameliyat olurken hep yanımda durdu. Üzerinde ise sarı montu vardı," dedi. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamayarak kızımın elini sıktım ve ona, "Biliyorum, kızım. Annen bizi hiç bırakmadı. Hep bizimle," dedim. Başka ne diyebilirdim ki? Yaşadıklarımın tek şahidi bendim. Görevim bittiğinde yanma gideceğim kanma, her gece orada makbul olan ışığının bol olması için dualarımla sevgimi yolluyorum. Nurlar içinde ol canım karım.
Nuri GÜNÇAL
Elazığ
Yorumlar