Şükrü KARAMAN
Her maça ayrı kadro sürmesiyle, saha içindeki oyuncular kadar dinmeyen coşkusuyla, son bölümlerde gerçekleştirdiği değişikliklerle edinilen yengilerle, takım...
Şükrü KARAMAN
Her maça ayrı kadro sürmesiyle, saha içindeki oyuncular kadar dinmeyen coşkusuyla, son bölümlerde gerçekleştirdiği değişikliklerle edinilen yengilerle, takım üzerinde oluşturduğu tatlı-sert disipliniyle adeta ders veriyor.
İdeal ilk 11 yargısını kırarak elinde hazır 25 oyuncudan en üst düzey üretim almayı bilen, maç içinde geriye düşse bile kesinlikle “pes” etmeyen, ofsayt taktiğini başarı ile uygulayan, karşıtını tempolu oyunuyla sahasına tutsak eden takımı oluşturan ve sürekli büyük düşünen teknik adam o.
Fenerbahçe’nin başındaki Portekizli Jorge Jesus, hem Avrupa hem de Süper Lig’deki başarılarıyla övgü ile adından söz ettiriyor. Başkan Ali Koç’un yoğun çabası sonucu Fenerbahçe teknik direktörlüğünü kabul ederek dümene geçen Jesus, oynattığı keyifli ve coşkulu oyunla gözleri kamaştırıyor.
Lincoln, Pedro, King, Gustavo, Batshuayi, Arao, Peres gibi Brezilya ekolü oyuncuları takıma kazandıran ayrılması gündemdeki Valencia ile yaptığı görüşmenin ardından yeniden doğuşunu sağlayan, transfer tekliflerinin yoğunlaştığı Szalai’yi takımda tutan, akıcı oyunun temsilcilerinden Emre Mor’u transfer ettiren, Ferdi, Osayi, İrfan Can ve Serdar Aziz’in gelişimine katkı sağlayan, kenarda bekleyen oyuncuları her daim diri ve hazır tutan Jorge Jesus Fenerbahçe’yi adeta uçuruyor. Şampiyonluk utkusu ile yere inmesi beklenen bir uçuş.
“Büyük takımlar haftada 2-3 maç yapar, küçük takımlar 1 maç” diyerek Fenerbahçe’nin Süper Lig, Türkiye Kupası ile UEFA Avrupa Ligi’nde iddiasını ve hedefini ortaya koyan hoca Jesus. O sözler aslında Türk futbolunun muhafazakar düşünce anlayışını kıran devrim niteliğinde. Eğer “büyük takım” olduğunu ileri sürüyorsan Avrupa maçının ardından ligde alınan yenilgi için “Yorgun döndük, ondan yitirdik” savunusuna sığınmayacaksın. İşte bu anlayışı, kolaya kaçmayı kırdı Portekizli Hoca. Bu bile başlı başına büyük düşünmenin yalın örneğidir ve devrim niteliğindedir.
Hiç kuşku yok ki tempolu ve boğucu oyunun yanı sıra bol gollü yengiler Fenerbahçe’nin öne çıkan özelliği. Jesus’un oyunculara kazandırdığı özgüvenin, cesaretin ürünüdür Süper Lig’de 10 karşılaşmada üretilen 29 gol. Yediğinden daha fazlasını atan Fenerbahçe, bu niteliği ile şampiyonluğun en güçlü adayı olduğunu kanıtlıyor. Aynı başarı UEFA Avrupa Ligi’nde de sürüyor. UEFA Şampiyonlar Ligi’ne veda etmenin ardından Avrupa serüvenine bu kupada devam eden Kanarya, oynadığı 4 maçın ardından lider konumda ve gruptan çıkmayı garantiledi. Yüz güldüren yengilerle Başakşehir, Trabzonspor ve Sivasspor’la UEFA sıralamasında Türkiye’yi yukarıya taşıyor.
Taraftarı son derece hoşnut eden keyifli oyunun ve başarının mimarı Portekizli Hoca, dediğim gibi ders veriyor. Elinde sihirli değneği olmasa bile Jorge Jesus’a “Futbol sihirbazı” nitelemesinde bulunmak hiç de yanlış olmaz.