Türkiye Kupası'nda bir önceki turda, Ankaragücü yine seri başıydı ama torbadan en zor rakip çıkmıştı. Çaykur Rizespor'u eleyen Güçlüler, bu kez şanslı kura çekti. Son 16 turundaki rakip TFF 2. Lig'de mücadele eden Anagold 24 Erzincanspor oldu. Erzincan ekibi ise penaltılara kalan maçta Adana Demirspor'u elemişti.
Elbette rakibi küçümsememek gerekir ama Ankaragücü'nün son 8 takım arasına, yani çeyrek finale kalması artık çok daha yüksek ihtimal. Sonraki senaryoyu da unutmadan hatırlatayım. Türkiye Kupası'nda sadece yarı final çift maç üzerinden oynanıyor. Yani Ankaragücü'nün 4 maç oynayıp finale çıkması, 5'inci maçın sonunda kupayı kaldırması mümkün.  Sonu Avrupa'ya çıkan en kestirme yolu, doğru değerlendirmek lazım.
Emre Belözoğlu da zaten bu yıl tüm planlarını Türkiye Kupası'nı almak üzerine inşa etti. Şanslı kurayla birlikte, eli biraz daha güçlendi. Sıra yönetimin takımı takviye etmesine, kupa hedefine ulaşacak güçlü kadroyu inşa etmesine geldi.
Ara transfer dönemi 9 Şubat'ta sona erecek. Son anda transfer yasağı gelse de ilk 10 gün yeni bir futbolcu gelmemesinin nedeni o yasak değil. Transferi son ana bırakmak Ankaragücü yönetimlerinin genel karakteri. Zaten bu köşede de 5 Aralık'ta bu alışkanlığa işaret etmiş, "Gözler şubata çevrildi" diye başlık atmıştım.
Önümüzdeki günlerde yapılacak transferler takımın seviyesinin ne kadar yukarı çıkacağını belli edecek. Daha önce "Santrafor ihtiyacı yok" diyen Belözoğlu, nihayet o noktadaki eksikliği kabul etti. Ali Sowe Afrika Kupası'ndan dönecek olsa da tüm gol yükü tek bir isme bırakılamaz. Zaten Sowe'un şu ana kadar kazandırdığı gol sayısı da sadece üç.
Ankaragücü'nün hedefi kupayı kazanmaksa, yakalanan pozisyonları gole çevirecek kaliteli transfer yapması şart. Ayrıca kanat forveti, iki yönlü oynayabilen orta saha, stoper, sağ ve sol bek takviyesi de gerekiyor. Taraftar 1972 ve 1981 yıllarını özlemle anıyor. "Uyansana hadi ey kupa beyi" tezahüratıyla yeni bir zafer anını bekliyor. Peki hayaller gerçek olur mu? Doğru hamleler yapılırsa, neden olmasın.