Mehmet Necati GÜNGÖR Büyüklerle küçükler arasında mukayese kabul etmez bir mesafe vardır. İnsanı tevazu büyütür, büyüklük taslamak ise onu fare pisliği kadar küçültür. D...

Mehmet Necati GÜNGÖR Büyüklerle küçükler arasında mukayese kabul etmez bir mesafe vardır. İnsanı tevazu büyütür, büyüklük taslamak ise onu fare pisliği kadar küçültür. Değer adına hiçbir şey ifade etmez. Büyüklük, Allah’a mahsus bir kavramdır. Kâinatı tahayyül edebildiğimiz kadar tahayyül edelim, böyle bir eser, insan eliyle meydana getirebilir mi? Ya da insan, aklıyla, milyarlarca hücresi ve milyonlarca metre uzunluğundaki damar sistemiyle müthiş bir rafineri. Midenize gönderdiğiniz ilaçlar hasarlı organlarınıza kadar erişip iyileştiriyor. Böyle bir rafineri de insan eliyle yaratılamaz elbet. Osmanlı boşuna dememiş; “büyüklenme padişahım senden büyük Allah var.” Büyük makamların küçük insanları. Kendilerinde güç ve üstün özellik vehmine kapılan zavallılar. İnandığı peygamber isteseydi, ümmeti O’nu saraylarda yaşatmaz mıydı? O, devrinin fukarası nasıl yaşadıysa öyle yaşayarak büyüklük örneği veren eşsiz bir insandı. Çadırda yaşadı, hasırda oturdu, arpa ekmeği yedi. Müthiş bir tevazuyla bütün insanlığı sevgi ve rahmetle kucakladı. Kendine üstün değerler biçtiğine dair hiçbir sözüne rastlanmaz. Tarihimizde büyük makamlara gelmiş büyük insanlar da var. Bunlardan birisi İstanbul’u 21 yaşında fetheden Fatih, ana yurdu düşmandan temizleyerek milletine armağan eden büyük Atatürk. Biri 6 dil biliyordu, mühendisler kadar mühendisti; hiçbir zaman büyüklenmedi. Kibre kapılmadı. Büyük Atatürk, 57 yaşında aramızdan ayrılıncaya kadar en büyük mucizeleri büyük maharetleriyle ortaya koyan, büyük insan, büyük kahraman, büyük devrimci… Kendini metheden tek cümlesine rastlanamaz. Hep milleti için yaşadı, büyüklük adına ne kadar kavram varsa inandığı değerler için kullandı. “Hz. Muhammed, en büyük devrimcidir.” Dedi meselâ. “Allah birdir, şanı büyüktür” sözü de ana ait. Askerinin yemediğini yemedi, içmediğini içmedi. Hep tevazu içinde yaşadı, tevazuyu örneklendirdi. Günümüzde kendi kendini büyük gören küçük insanlar da var. Saraylara sığmayan, insanlara tepeden bakan, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan… Büyük şehirlerin küçük adamları da var meselâ. Kendilerini bir şey zanneden… Muhatabına küfrederken, kendini küfürle tarif eden cüceler. Büyüklük zirve, küçüklük ise çukurdur. Bırakalım, küçükler düştükleri çukurlarda debelen-sinler.