Artun TALAY
1968 gibi bir yıl hiç gelmedi, muhtemeldir ki bir daha hiç gelmeyecek. Dünyanın dört bir yanındaki asi ruhlar bir anda alevlendi. M. Kurlansky’nin “1968 dünyay...
Artun TALAY
1968 gibi bir yıl hiç gelmedi, muhtemeldir ki bir daha hiç gelmeyecek. Dünyanın dört bir yanındaki asi ruhlar bir anda alevlendi. M. Kurlansky’nin “1968 dünyayı sarsan yıl “ kitabına dikkat çekiyor.
1968 Atina Dekatlonunda 2 metre atlayışını ve 6225 puan toplayışını anlatıyor. 1968 Mexico Olimpiyat Oyunlarına seçildiğini söylüyor.
“Olimpiyatta yer almak genç bir sporcu olarak sevindirici olmakla beraber, orada yarışmaya tutunamama kaygısı beni çok rahatsız ediyor. Bir yandan da katılacağım organizasyonun büyüsüne kapılmış haldeyim” diyor.
Jerfi Fıratlı, Aşkın Tuna, İsmail Akçay, Hüseyin Aktaş ve Nurullah Candan atletizm kafilesini oluşturuyorlar.
Aztek İmparatorluğu’nun 300 yıl boyunca İspanyol – Portekiz sömürgesi olarak tüm zenginliklerinin talan edildiğini, Fransa’nın da bir dönem etkili olduğunu söylüyor.
Oyunların güvenliğini bahane ederek 23 Eylül’de Poli Teknik Yüksek Okulu basılınca öğrenciler karşılık verdiler. Tlatelco Meydanında toplananlara ateş açılınca The Guardian’a göre 325 ölüm, 1200 yaralı ile sonlandı. Böylece olimpiyatların güvenliği sağlanmış oluyordu. (Mexico City)
Açılış konuşmalarında barıştan söz edildi. “Öyle ya her şey barışla mümkün.”
Görkemli fakat sahteci bir gösteri.
Bu arada tarihte ilk kez olimpiyat meşalesi bir kadın sporcu tarafından tutuşturuldu.
ABD’li 200m, 400m, uzun atlama ve 4×400 m bayrak erkekler yarışmalarında yer alan siyahi atletlerin ayrımcılığa karşı efsane çıkışları dünyanın gözleri önünde sergilendi.
Spor Baronları bu tepkilere çok öfkelendi. 200 metreyi dünya rekoru kırarak kazanan Tommie Smith ve üçüncü John Carlos’u ayakkabısız siyah eldivenle ve çorapla çıktıkları madalya töreninin sonrasında olimpiyattan ve yaşam boyu tüm spor yarışmalarından men etmişlerdir. Aynı fatura yarışı ikinci tamamlayan ve arkadaşlarını destekleyen Avusturalyalı beyaz, Peter Norman’a da kesilmiştir.
Tribünlerde ABD ağırlıklı seyirci vardı. Çıta 2.22’ye gelmişti. İki Sovyet bir ABD’li atlet çekişiyorlardı. İsmail Akçay stadyuma girdiğinde bizim sevinç gösterimiz, ABD ‘li seyircilerin bizi susturma girişimlerine neden oldu. İsmail Akçay 4. Olmuş, Hüseyin Aktaş ise 25. Olmuştu. Dick Fosbury yeni tekniğiyle 2.24 le olimpiyat şampiyonu olurken büyük ilgi gördü.
İsmail Akçay’ın olimpiyat dördüncülüğü halen hafızalarda tazeliğini koruyor.
Nurullah Candan’ın Sporla Yaşama Tutunmak kitabı Spor Yayınevi ve Kitabevince basıldı.
Sizleri bekliyor.