Savaşlar, yoksulluk ve cehaletle yaşam mücadelesi veren Anadolu kadını, Kurtuluş Savaşından sonra, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de önemli gündem maddeleri arasında yer almaktadır. Cephelerde erkeklerini kaybeden, maddi ve manevi kayıpları olan kadınlarımıza Cumhuriyet eli nasıl uzatılacaktır?

Atatürk, Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) Başkanı ve Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat Umay’ı bu konuda da görevlendirir. Umay, yaptığı çalışma sonunda, 29 Ocak 1928 günü ulusa bir çağrı yapar. Madden ve manen durumu iyi olmayan kadınlarımızın korunmasının bir görev olduğunu belirten Umay, anaya yapılan yardımların çocuğa da ulaşacağına dikkat çekerek bir kadın yardım derneğinin kurulması için de öncü kadınlarımızı göreve çağırır.

Bu çağırı ile 20 Şubat 1928 günü Çocuk Sarayında Ankaralı kadınlar bir araya gelir. Başkan Dr. Fuat Umay açış konuşmasını yapar, toplantının amaçlarını anlatır ve kürsüyü Çocuk Esirgeme Kurumu, Ana Kucağı Müdiresi Ayşe Hanıma bırakır. Ayşe Hanım, Anadolu kadının sıkıntılarıyla mücadelenin ‘nakit servet’ le olmayacağını, kalp serveti, şefkat serveti, alaka serveti ile yapılacağını söyler ve ‘En büyüğümüz Gazi Hazretleri bize öğretmiştir ki Türkiye’de imkânsızlık yoktur’ diyerek konuşmasını bitirir.

EMEK KARŞILIĞI YARDIM

Yeni kurulan derneğin en önemli özelliği de ‘Emek Karşılığı Yardım’ esasına dayalı olmasıdır. Bu yoksul vatandaşa; onu kırmadan, aşağılık duygusu içine sokmadan, çalıştırarak, topluma faydalı olduğu bilinci ile insanlığa kazandırmak için uzanan bir el olacaktır. Toplumun merhamet hislerini sömüren, yoksulluğu hazır yeme ortamı olmaktan kurtaran ‘Emek Karşılığı Yardım’ fikri de ülkemizde ilk defa bu dernekle ortaya atılır.

Daha sonra Dr. Fuat Omay başkanlığında; Mevhibe İnönü, Fitnat Çakmak, Nevber Sövüktekin, Reşide Bayar, Nimet Uybadın, Melahat Özbudun, Tezer Taşkıran, Seza Lostar, Süreyya Ağaoğlu, Sevda And ve Belkıs Odman, ‘Yoksul Kadın Yardım Derneği’ kurucu heyet olarak göreve başlar.

AMAÇLARI

Tüzüğüne göre, işyeri kurmak, kütüphane, dershane açmak, parasız muayene yapılması, çocuklu annelere iş bulunması, yoksul annenin doğumuna ebe sağlanması gibi amaçları olan Yardım Sevenler Derneği 426 lira bütçe ile işe başlar.

Kuruluşunda gelirinin az olması nedeniyle, görevleri arasındaki; yükseköğrenim gören öncelikle kız öğrencilere destek olmak, halk dershaneleri açmak, çocuk bakımı konusunda konferanslar düzenlemek, ücretsiz sağlık kontrolü gibi yüksek maliyetli konuları kamu kuruluşları ile ortaklaşa çözme yoluna gidilir.

Yardım Sevenler Derneği’nin esas amacı olan ‘Emek Karşılığı Yardım’ uygulaması da hemen başlar, 1929 yılında iki çorap ve bir fanila makinesi ile üç atölye hizmete alınır. Böylece Yardım Sevenler Derneği, yoksul kadınların üretken bir unsur olmasını sağlayan yeni bir gönüllü kuruluş olarak toplumumuzda yerini alır. İlk talebe bursunu da 1930 yılında verir. Hiçbir geliri olmayan derneğin ilk burslarını da yönetim kurulu üyeleri cebinden karşılar.

ADI DEĞİŞİYOR

30 Nisan 1935 gecesi, Ankara Ordu Evinde düzenlenen Çocuk Esirgeme Kurumunun gecesinde Atatürk, çevresine toplananlarla, ‘Yoksul Kadın Yardım Derneği’ adını, Türk Dili Etimolojisi içinde tartışmaktadır.

Atatürk şöyle konuşur;

"Yoksul kadın, hiçbir şeyi olmayan kadın anlamındadır. Halbuki kadın denilen varlık bizatihi yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olamaz. Kadına yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün beşeriyetin yoksulluğu demektir. Eğer beşeriyet bu halde ise kadına yoksul demek reva görülebilir. Kadın dünyada çalışan, muvaffak olan, maddi ve manevi zengin olan insanları yetiştirmiş ise yoksul sıfatı verilebilir mi?

Bizce Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın bütün Türk tarihinde olduğu gibi; bugün de muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir. Türk kadınlığına, ayağa kalkarak, hürmetimizi göstermeliyiz."

Bu söz üzerine tüm konuklar ayağa kalkarak Türk Kadının selamlar. ‘Yoksul Kadın’ sözünü duyduğunda yüzünü buruşturan Atatürk, o gece Yardım Sevenler Derneği olarak kuruluşu yeniden adlandırır.

Dernek, çalışmalarına paralel olarak artan bütçesi ile1939 yılında yaşanan Erzincan depreminde Kızılay’ın yanında yer alarak adını yurtta duyurmaya başlar. Bu dönemde İllerden gelen istekler ve derneğe ulusal kimlik kazandırma düşüncesi ile Eskişehir, Afyon ve Giresun illerinde de merkezler açılır. 1940’lı yıllarda da; Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Erzincan, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mersin, Muş, Trabzon, Van ve Zonguldak Merkezleri hizmete girer.

İkinci Dünya Savaşının her an ülkemizi de içine çekebileceği düşüncesi ile Yardım Sevenler Derneğinin, dikiş, çorap, trikotaj atölyeleri, Mehmetçik için, çorap, eldiven, kar başlığı gibi giysiler hazırlar.

Dernek 1941 yılında yükseköğrenim yapan genç kızlar için de Vakıflar Genel Müdürlüğü binasında ilk öğrenci yurdunu hizmete sokar. Tüm şiddeti ile süren savaş nedeniyle de cephe gerisi hizmetler için gönüllü hasta bakıcı kursu açar, buralardan da 95 kadın ‘Fahri Hemşirelik’ belgesi ile mezun olur.

22.6. 1941 gün ve 13763/2 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla da Yardım Sevenler Derneği, kamu yararına çalışan dernekler arasına alınır, amblemi de YSD olur.

1944 yılında PTT Genel Müdürlüğü ile yapılan çalışma sonunda ‘yardım Sevenler Gönüllü Muhaberecilik Kursu’ nu tamamlayan 37 öğrenci de belgelerini alır.

1950’li yıllara gelindiğinde ise derneğin nakış, trikotaj ve çorap atölyelerine ek olarak, büyük dikiş, erkek dikiş ve sipariş dikiş atölyeleri de hizmete girer. Çorap atölyesi, Sümerbank’tan sağlanan iplik ile ordumuzun çorap ihtiyacı karşılamaktadır. Çorapların topuklarının dikimi de, küçük çocuğuna bakacak kimsesi olmayanlar ile bir hasta veya sakat aile ferdine bakmak zorunda olan kadınlar tarafından evlerinde yapılarak yılda 250 bin çorap üretimine destek olunur.

İş hacmi büyüyen atölyeler, kız öğrenci yurdu, dernek idari binalarının tek çatı altında toplanması düşüncesi ile o zamanki adı Adakale Sokak da arsa alınır ve inşaatı 1960 yılında tamamlanır. Tüm çalışmaları bir araya toplayan başta bu binanın yapılması ile 33 yıl derneğe büyük katkıları olan Dr. Mediha Eldem’in yaşama veda etmesi ile de Ankara Belediyesi bu sokağa onun adını verir.

BAŞKANLAR

Kurucu heyet ilk toplantısında Fitnat Çakmak’ı başkan olarak seçer. 1930 Yılında bu görevi bir yıla yakın bir süre Makbule Eldeniz üstlenir. Aynı yıl yapılan seçimde kurucu üyelerden Nevber Sevüktekin başkanlığa seçilir ve 1948 yılındaki ölümüne kadar bu görevini sürdürür. 1948 yılında Başkanlığa seçilen Dr. Mediha Eldem’de 33 yıl bu görevde kalır. Ankara’da ilk Kadın Hükümet Tabibi olan Eldem’in 1975 yılında ölümünden sonra başkanlığa seçilen Türkan Ayral da 1988 yılındaki ölümüne kadar bu görevi yürütür. 1988 Yılından beri Başkanlık görevini yürüten Birsen Eldem de 1963 yılından beri dernek çalışmaları içinde görev alıyor.

Eldem derneğe girişini de şöyle anlatıyor:

"Eşimin görevi nedeniyle Ankara’ya gelmiştik, 1963 yılında yakın aile dostumuz Mediha Eldem bana sen derneğe gelsene dedi, ben de ‘olur Mediha teyze gelirim’ dedim. Soyadlarımız aynı ama akrabalık yok, anneannelerimiz arkadaş, çok eski bir aile dostluğumuz var.

Dernekte Mediha teyzem, haftaya genel kurulumuz var, seni aday göstereceğim, arkadaşlarımla tanışmanı istedim dedi. Benim üyelik işlemlerimi yaptırmış seçimde ben Genel Merkez Kâtip Üyeliğine seçildim ayrıca da çalışma kollarımızdan Yurt Kolu Başkanlığı da bana verildi.

1966 yılında Genel Sekreterlik görevi bana verildi bu dönemde eşim Çankırı Valisi oldu, ben görevi bırakmak istedim, Çankırı yakın her hafta gelir gidersin dediler, öyle de oldu. 1975 yılında eşim Burdur Valisi olduğu zaman istifam kabul edildi. Bu dönemde de tüzüğümüz gereği, kaymakam, Vali ve Cumhurbaşkanları ve eşleri onursal başkanımız olduğu için ben dernek çalışmalarımı burada da bu kimliğimle sürdürdüm. 1986 yılında Ankara’ya döndük, Hukukçu Melahat Tüzel ablamız ikinci başkandı, hasta yatağında bana ‘bu görevi sen başarırsın, al ve beni rahatlat’ dedi, kabul ettim. 1988 yılında da Başkanımız Türkan Ayral’ın vefatı ile de Başkan seçildim.

Derneğimizin esas amacı, Dünyanın en kıymetli varlığı olan insana hizmet etmektir, bizim için dil, din, ırk ayrımı yoktur. Arkadaşlarımla, ömrümüz elverdiğince bu hizmeti yürütme azmi ve kararı içindeyiz."

Bu gün 156 Merkez ve Şubesi, Genel Merkez ile kuruluş amacı yoksullukla mücadele olan Yardım Sevenler Derneği; afet bölgelerine ilk ulaşanlardan olmuş, eğitim bursları vermiş, kimi kendi imkânları ile hayata geçirdiği, 6 ilköğretim okulu, bir Çıraklık Okulu, Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi, 6 kız öğrenci yurdu, 2iki adet 112 Acil yardım İstasyonu, 3 Sağlık Ocağı, Bir Kan Merkezi, 3 Huzur Evi gibi 31 kalıcı esere sahip. Yardım Sevenler Derneği yıllardan beri süren öğrenci burslarını hala her ayın ilk Salı günü dağıtmaya devam ediyor. Ayrıca öğrencilere yiyecek ve giyecek yardımlarını da sürdürüyor. Yardım Sevenler Derneğine 431 62 24-25 numaralı telefonlardan ulaşıla bilinir.