Necdet AYAZ Yaptığı görevlerden de anlaşılacağı gibi 24 Haziran 2019 yılında vefat eden Sayın Bakanım Yücel Seçkiner, Türk sporunun gelişmesine önemli katkılar yapan bir d...
Necdet AYAZ Yaptığı görevlerden de anlaşılacağı gibi 24 Haziran 2019 yılında vefat eden Sayın Bakanım Yücel Seçkiner, Türk sporunun gelişmesine önemli katkılar yapan bir değerdir. Bu değerimizi 1976 yılında mensubu olmaktan gurur duyduğum atletizm sayesinde tanıdım. 1980 yılında kendim gibi milli bir atlet olan Gülten Keskin Ayaz ile evlendiğimizde nikâh şahitliğimizi yaptı. Ankara Gençlik ve Spor il Müdürlüğünde şube müdürü iken 1997 yılında spordan sorumlu devlet bakanım oldu. Aynı yıl Başbakanımız Sayın Mesut Yılmaz’ın memleketi Rize’ ye beni Gençlik ve Spor il Müdürü olarak atadı. Unutamadığım anılarıma gelince; Rize Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevime başladıktan bir ay sonra ilin merkez ve ilçeleri ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayarak kendisine sundum. Sunduğum rapordan sonra Rize’ye gelerek incelemelerde bulundu. Rize Valimiz Sayın Erdal Ata, milletvekilleri ve siyasilerin de bulunduğu inceleme programında kendisine sunduğum rapor doğrultusunda bilgileri arz ettim. İhtiyaç duyulan ödeneğin gönderilmesi halinde de belirlenen iş ve işlemlerin yapılacağını söyledim. Memnun olduğunu belirterek talep edilen ödeneğin de gönderileceğini söyledi. İlave olarak da Sayın Başbakanımızın Atatürk stadyumunun ışıklandırılmasını da istemiş olduğunu bunu da yapılmasını istedi. Bende emredersiniz efendim dedim. Ancak talep edilen ödenek kadar bir ödenek daha göndermeniz gerektiğini söyledim. Bana “Sen ya para saymasını, ya da hesap yapmasını bilmiyorsun” diyerek kızdı. İlave olarak da göndereceği para ile bu işi de yapmamı, ihtiyaç duymam halinde de cami kapılarında mendil açarak dilenmemi söyledi. Bende kendisine niçin kızıyorsunuz Sayın Bakanım, emrettiğiniz gibi Rize’ye geldim, şimdi de mendil açarak dilenmemi istiyorsunuz, ama ben mendilimi cami kapılarına değil, sizin kapınıza açacağım dedim. Sayın Bakanım da gülerek, “Oğlum sen burada siyaseti de öğrenmişsin” diyerek yanağımı okşadı ve ihtiyaç duyulan ödeneğin de gönderileceğini söyledi. Unutamadığım bir anım da; Sayın Bakanım camiamızın önemli değerlerinden biri olan Merhum Nuri Turan’ın 5 Ocak 2019 tarihindeki anma törenine katılmış, akşamında da beni arayarak “Evladım seni kutluyorum, aferin, güzel bir program oldu” dedi. İlave olarak da kendisi için de böyle bir anma programı organize etmemi istedi. Ben de efendim bu nasıl söz, Allah gecinden versin diyerek talebini doğru bulmadığımı belirttim. Ancak bana kızarak, “Yapacaksın oğlum, söz ver” diye ısrar etti. Bende üzülmemesi için tamam efendim diyerek söz verdim. Altı ay sonra Sayın Bakanım vefat etti. Benden istenen adeta vasiyet gibi oldu. Verdiği bu görevi yerine getirebilmem için kızı Sayın Sevinç Seçkiner Dinç’ i arayarak bilgilendirerek izin istedim. Tören yeri olarak da daha önce yine camiamızın önemli değerlerinden biri olan Merhum Cüneyt E. Koryürek’in anma programını organize ettiğim Türkiye Gazeteciler Cemiyeti toplantı salonunu düşünerek, Cemiyet Başkanımız Sayın Nazmi Bilgin’ i arayarak randevu talep ettim. Sayın Başkanımı konu ile ilgili bilgilendirdim ve yardım istedim. Sayın Başkanım da Bakanımızı sevdiğini, bu programın cemiyette organize edilmesinden büyük mutluluk duyacağını ve Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Güray Soysal’ ı organizasyon için görevlendireceğini söyledi. Pandemi koşullarına rağmen program amacı doğrultusunda organize edilmiş olması beni ziyadesiyle mutlu kıldı. Sonuç olarak Sayın Bakanımın verdiği bu son görevi de başarıyla yerine getirmiş olmaktan dolayı mutlu ve de huzurluyum. Mutlu ve huzurlu olmamı sağlayan başta Sayın Sevinç Seçkiner Dinç hanımefendi olmak üzere Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Nazmi Bilgin Ağabeyime, Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Güray Soysal Ağabeyime ve törene katılanlara teşekkür ediyorum. Ruhun şad mekânı da cennet olsun Sayın Bakanım.