Yusuf KANLI
Doğrudur, bizim aklımız ermez niye bile isteye döviz kurlarının tırmanmasının provoke edildiğine. Yumurta mı tavuk mu edebiyatı yapmayı da doğrusu beceremiyoru...
Yusuf KANLI
Doğrudur, bizim aklımız ermez niye bile isteye döviz kurlarının tırmanmasının provoke edildiğine. Yumurta mı tavuk mu edebiyatı yapmayı da doğrusu beceremiyoruz.
Ekonomi kitapları yazmıyor ama, yeni ve iddialı bir model uygulanmaya kondu ülkede. İddia o ya, yeni bir kitap yazılmış ekonomi okuyan bir arkadaş tarafından. Dedim ya, iddia. Doğrulanması imkansız, “diploma nerede” diye de soramıyoruz, maalesef. Ancak açıkça görülüyor ki cari açığın kapanacağı umuduyla, faizler aşağı indiriliyor, kur tırmandırılıyor, düşük işçi maliyeti ile ucuz üretim ve artan ihracat ile Türk tipi ekonomik mucize sağlanacak.
İnanmadınız mı? Doğrusu bizim halk da pek anlamadı bu iş nasıl olacağını. Şimdilik ekmek fiyatıyla, neredeyse karneye bağlanan şeker ve sair tüketim maddelerini nasıl alacağıyla ve tabii düşen alım gücüne tezat uçuşa geçen fiyatlarla nasıl yaşamını idame edeceğine kafa yoruyor halk.
Gerçi emretmiş Devletli bir zat. İndirin fiyatları birer ikişer kuruş demiş. Ama, sadece bir defada litre başına bir liradan fazla artan yakıt fiyatlarıyla tırmanan ulaştırma maliyetleri izin verir mi fiyat indirimine? Gerçi boş verin indirimi, şöyle altı-yedi gün herhangi bir emtianın fiyatı sabit kalsa millet bayram yapacak.
Ceplerindeki finansal iktidarsızlık milletin çarşıya çıkmasına anca “seyirci” kategorisinde ya da “akşam pazarında çürük toplama” sınıfında izin veriyor. Döviz bazında artan fiyatlarla TÜİK hayali enflasyon oranıyla artan maaşlar tabii ki uzlaşamaz. Nitekim devlet vergi, resim ve cezalarda tahmin edildiği gibi romantik TÜİK enflasyon oranını boş verip, piyasa enflasyonunu uyguladı, artırıverdi hepsini %46. Hani enflasyon %19 falandı? O sadece verirken. Alırken %46. Helal olsun.
Emredildi Makamı Ali’den. “Fiyatlar indirile!”
İyi de fiyatlar emirle mi düzenlenir. Arz-talep kanununa ne oldu? Maliyet hesaplaması tümden mi yasaklandı? Mümkün mü işsizlik sorununa “Her işyeri ilave bir kişi istihdam edecek!” emri ile çözüm bulmak? Mümkün mü fiyatları marketlere hafiye göndererek, hatır ile ya da emir ile fiyat kontrolü yaparak istenilen seviyeye indirmek? Faiz mi maliyeti etkileyen tek girdi? Türkiye ithalatının çok büyük oranı yarı mamuller olduğunu bilmeyen var mı? Yüksek kur ile ithal edilen yarı mamullere %10, %20 montaj ya da yerli katkı ile hangi ihracat ürününün maliyeti ucuzlayacak? Mecbur kalınmayacak mı asgari ücret ayarlaması? Seçim geliyor, diğer maaşlarda da ayar yapılmayacak mı? Mecbur kalınmayacak mı?
Ne imiş, seçim zamanına kadar Türkiye cennet olacak, yeniden her şey rayına oturacakmış. Peki raydan kim çıkardı?
AKP öncesi dönemde önemli siyasi pozisyonlarda bulunan bir aktif siyaset dışı değerli dostum bir mesaj gönderdi geçen hafta. Bir kısmını paylaşıyorum:
“Talimatla ekonomi yönetilmez. Ekonomide yatırımı, istihdamı, üretimi arttırmak yolunda atılabilecek adımlar elbette vardır ve bunun için siyaset kurumuyla, is adamlarıyla, bürokratlarıyla ülke insanlarının kararları, iradeleri ve yapacakları işler söz konusudur.
Ancak emirle, talimatla, kararname ile hiç ama hiç yapılabilmesi mümkün olmayan işler vardır.
Talimatla enflasyon inmez!..
Kararname ile devalüasyon düşmez!..
Emirle gayrisafi milli hasıla yükselmez!..
Rakam cambazlığıyla milli gelir artmaz!..
Mesela , kararname yayınlayarak Cumadan Pazartesiye "arz talep kanununu kaldırıyorum" diyemezsiniz.
Siyasi vahşet…
Geçen hafta çok özel bir toplantı vardı. Rahmetli Alparslan Türkeş’i anma toplantısı. Türkeş Vakfı düzenlemişti. Akla, mantığa, en vahşi hayale sığar mı Türkeş’in anıldığı bir geceye ülkücü olduğunu iddia edenlerin saldırması, bugün aktif siyasette olmayan milliyetçi cenahın en güzide isimlerine şiddet uygulanmasını? Türkeş’in uzun dönem en yakınında görev yapanlardan Şevket Bülent Yahnici de saldırıya uğrayanlar arasındaydı. Yazık. Yahnici ve diğer saldırıya uğrayanlara geçmiş olsun diyorum. Sorumlular, azmettirenler ve siyasi karşıtları üzerine atmak isteyenler adalet önünde hesap vermelidir.
Bu gibi saldırgan tutumlar tükenmişlik sendromunun göstergeleri. Seçim tarihi yaklaştıkça benzer gerginlikler korkarım artacak. Her ne kadar Birleşik Arap Emirlikleri ile son zamanlarda gözlemlenen “yakınlaşma” belki engelleyici bir rol oynayabilir, ancak malum kaçkın mafya liderinden yakın zamanda dosya video servisleri yapılacağı tehditleri dolanıyor sosyal medyada. Hiç hoş şeyler değil bunlar.