Orhan GÜRDİL
Pop müzik dünyamızın ünlü ismi süper star Ajda Pekkan ilerlemiş yaşına rağmen halen zirvedeki yerini korumakta sahne konserleri, doldurduğu albümler, enerjis...
Orhan GÜRDİL
Pop müzik dünyamızın ünlü ismi süper star Ajda Pekkan ilerlemiş yaşına rağmen halen zirvedeki yerini korumakta sahne konserleri, doldurduğu albümler, enerjisi ve bozulmayan yüz güzelliği ile ülke genelinde sevilmekte, ilgi ile izlenmektedir. Reklam filmlerinin aranan ismi de olan Ajda Pekkan her davranışı ile adını gündeme yazdırmaktadır.
Bazı renkli yayın organlarında Ajda’nın Dr. Yıldırım Aktuna ile geçmişte arkadaşlığı olduğuna dair haberler üzerine ben bu köşenin yazarı, Dr. Yıldırım Aktuna’nın iki kez Sağlık Bakanlığı yaptığı dönemlerde kendileri ile çalışmış ünlü bakanın pek çok sırlarına vakıf olmuştum.
1950’li yılların başında ben çiçeği burnunda gencecik bir gazeteci adayı iken Dr. Yıldırım Aktuna, Gülhane Askeri Hastanesi’nde tabib üstteğmen olarak görev yapıyordu. Gülhane Askeri Hastanesi Cebeci’de şimdiki tıp Fakültesi alanı içinde idi. Dr. Yıldırım Aktuna ile o yıllarda bir röportaj yapmış adeta dost olmuştuk. Bir süre sonra Aktuna subay tabib olarak Afganistan’a gittiğini duydum. Yıllar çok çabuk geçmiş. Ben gazeteci iken rahmetli Süleyman Demirel’in talebi ile Başbakanlık Devlet Başkanlığına Basın Müşaviri atanmıştım. Başbakanlıkta Süleyman Demirel, Bülent Ulusu ve Turgut Özel ile çalışma imkanım olmuştu. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşküne çıkarken bende Sağlık Bakanlığında başarılı çalışmalar yaparak bakanlık görevini başarı ile sürdüren Halil Şıvgın’ın talebi üzerine Sağlık Bakanlığı, Parlamento’da Sağlık Bakanlığı Danışmanı olarak göreve başladım. Aralıksız on yıl süren bu çalışmalarım sırasında yıllar önce tanıştığım Dr. Yıldırım Aktuna’nın milletvekili odasına girmesi üzerine kendisini tebrik etmek için meclisteki odasına gittim, misafirleri vardı. Aktuna İstanbul’dan gelirken beraberinde basın danışmanını da getirmişti. Aktuna’nın odası boşalınca danışmanı ile içeri girdim. Beni görünce biraz durakladı. Kendimi tanıtınca, tereddütten kurtulup samimi bir havaya büründü. Uzun süre sohbet ettik.
Yıldırım Aktuna Sağlık Bakanı olunca kendisini yine tebrik edip “Sayın Bakanım, basın müşavirinizi getirmişsiniz. Ben emekliliğimi isterim.” demem üzerine “Hayır göreve devam edeceksin” gibi sert bir cevap verdi. Yıldırım Aktuna bir insanı methetmek için “Adam gibi adamdır” tabirini kullanırız ya işte Yıldırım Aktuna da bakan gibi bakandı. İki kez Sağlık Bakanlığı görevinde bulunan Aktuna ile mesai çalışma saatleri dışında iki samimi dost olmuştuk. Büyük Ankara Otel’inde kalıyordu. Meclis çalışmaları erken bittiği günler, Çankaya da ev yemekleri pişiren emekli bir hemşirenin lokantasına gider, hem yemek yer hem de sohbet ederdik. İyice dost olmuştuk. Eşimle tanışmak istediğini söyleyince bir akşam yemeği için sizi evime davet edeyim diyerek Aktuna’yı evime davet ettim. Bir şartla gelirim “sucuklu yumurta, fava ve kıymalı fırında patates sofrada başka bir şey istemem” diyerek şartını belirtti. Defalarca soframda misafirimiz oldu. Yıldırım Aktuna meclis çalışmalarının bitiminden sonra 4-5 gazeteci ile Çankaya’da gittiğimiz lokantalarda hem yer hem içer bolca da sohbet ederdi. Bazı geceler içkiyi fazla kaçırır bayağı sarhoş olurdu. Kaldığı Büyük Ankara Otel’ine getirir koruması ile odasına çıkartırdım. Bir keresinde 8 bardak viski içtiği için o gece odasına çıkartıp ceketini, ayakkabılarını çıkartarak, koruması ile yatağa yatırdım. Yine böyle bir gece de nispeten ayıktı. Tam odadan çıkacağım sırada bana seslenerek gitmeme mani oldu. Dönüp yanına gittiğim zaman bana, “Ajda Pekkan’ı ara bul” deyince şaşırdım. Gecenin yarısını geçmişti. Birkaç telefon numarası verdi. O yıllarda cep telefonu denilen araç henüz Türkiye’de kullanılmıyordu. Otelin santral kanalı ile Ajda’yı bulup bakana ahizeyi verip odadan çıktım. Kapıya korumasını bırakıp otelden ayrıldım. Bir daha Ajda’nın ismi hiçbir şekilde aramızda geçmedi.
Uzman Dr. Yıldırım Aktuna 1930’da dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi tıp Fakültesin de başladığı üniversiteyi teğmen olarak bitirdi. Bir süre Ankara Gülhane Askeri Hastanesinde Nöroloji- Psikiyatri Uzmanı olarak görev yaptı Afganistan da askeri Dr. Olarak görev yaptı. 1970 yılında “Asiye Nasıl Kurtulur” adlı sahne oyununun ünlü oyuncusu Zeliha Berksoy ile evlendi. Oğul adını verdikleri bir erkek çocukları dünyaya geldi. İstanbul Şişli Etfal Hastanesi’nde Nöroloji Kliniğini yönetirken Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne Başhekim olarak atandı. Aktuna kötü bir ismi olan bu hastaneyi baştan aşağı yenileyerek tımarhane söyletişini yok etti. Bu arada kötü alışkanlıklara yakalana bağımlıların tedavisi için AMATEM’i kurdu bu çalışmaları Aktuna’yı çok sevilen saygın bir insan yapmıştı. SHP’den yüce meclise milletvekili olarak girmesine sebep oldu. Başarılı bir bürokrat olarak bakanlık, hükümet sözcülüğü yaptı. 1989 seçimlerinde yüce Meclis’e milletvekili olarak giren Yıldırım Aktuna 50. Hükümette Bakan olarak defalarca bu koltuğa oturmuş başarılı bir siyasetçi iken ne yazık ki ünlü oyuncu Zeliha Berksoy ile olan evliliğini yürütememişti.
Oğul Aktuna büyümüş Amerika’da ekonomi tahsili yapıp Türkiye’ye döndükten sonra 2004 yılında Özlem isimli bir kızla evlendi. 2015’te bir kız çocukları dünyaya geldi. Oğul Özlem çiftinin evliliklerinden Zeliha Berksoy’un çiftlere aşırı müdahalesi, Oğul’un bir takım panik atak rahatsızlıklarla yaşaması evliliğin çökmesine neden oldu. Oğul ve Özlem karşılıklı boşanma davası açarak boşanma kararı aldılar.
Özlem Aktuna mahkemeye verdiği dilekçe de Zeliha Berksoy’u itham eden şu ithamlarda bulundu. “Evlendiğimiz gecenin Çırağan Oteli’ndeki odamızda uyandığımda Zeliha Berksoy odamda başucumda oturuyordu. Oğul babası öldükten sonra annesi Zeliha Berksoy, oğul tamamen annesinin uydusu olmuştur.” Oğul Aktuna ise eşi hakkında, kendisine daima hakaret edip “Sen baba değilsin, sen koca değilsin.” şeklinde hakaretler ettiğini belirtmişti. Aktuna ile Berksoy’un boşanmalarına bir neden olarak Zeliha Berksoy’un Oğul- Özlem çiftinin her şeyine karışması sebep oldu.
Uzm. Dr. Yıldırım Aktuna yakalandığı kanser hastalığından kurtulması için Çin’e gitti. Çinli doktorların müdahalesi de fayda etmedi 2007’de İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Uzm. Dr. Yıldırım Aktuna başarılı bir doktor, bir bürokrat olmasının yanı sıra magazin dünyasınında sevilen, sayılan değerli bir ismi olarak bu dünyada göçüp gitmiştir.
Uzun süre çalışma imkanı bulduğum dost Dr. Yıldırım Aktuna’yı saygı ile daima anacağım.