Yazıyı kaleme alırken, ikinci tur seçim sonucu, hangi adayın 13. Cumhurbaşkanı olduğu belirsizdi.
Kim seçilmiş olursa olsun, zor görevin kendisini beklediği ortada. Milyonlarca dar ve sabit gelirli k...
Yazıyı kaleme alırken, ikinci tur seçim sonucu, hangi adayın 13. Cumhurbaşkanı olduğu belirsizdi.
Kim seçilmiş olursa olsun, zor görevin kendisini beklediği ortada. Milyonlarca dar ve sabit gelirli kitleyi ezen hayat pahalılığı, durdurulamayan yüksek enflasyon, yaygın işsizlik, ekonomideki çarpık tablo ve yakınmaları artan sığınmacılar konusu yeni cumhurbaşkanının ivedilikle çözüm arayacağı temel başlıklar.
Hiç kuşku yok ki, cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Parlamentonun önceliği geniş halk kesimini cendere altına alan, satın alma güçlerini sürekli eriten, can yakan fahiş tüketim fiyatlarının önlenmesi olacak. Zira her gün öylesine yükseliyor ki çarşı pazarın cep boşaltan ederleri, halk pazara gitmeye çekiniyor.
Hayat pahalılığını ve yüksek enflasyonun olumsuzluğunu en çok yaşayan 16 milyon emekli. Yaklaşık 9 milyon emekli en düşük aylık 7500 lira ile bir ay geçinmeye çalışıyor. Tabii geçinebilirse. Bir kilo kirazın 50-60 lira, kıymanın 400 lira olduğu günümüzde emekli bu para ile ayakta kalmaya çalışıyor. O nedenle dev kitlenin talepleri öne çıkıyor ve sorunlarına tez çözüm istiyor siyasilerden.
Emekli maddi anlamda sorun yaşamamak, hayat pahalılığı altında boğulmamak için yıllardır haykırdığı taleplerinin artık karşılanmasını istiyor. Sayıca hayli fazla olmalarına karşın, toplumun en az gelirine sahipler.
2000 yılı sonrası işçi ve esnaf emeklilerini kapsayacak yeni intibak yasasının hayata geçirilmesi, en düşük aylığın net asgari ücret düzeyine çıkarılması, yılda 4 aylık tutarında ikramiye ödenmesi, bayram ikramiyelerinin en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesi, sağlık hizmetindeki kesinti uygulamalarının sonlandırılması, yüzde 4-5 oranındaki ek ödeme tutarının artırılması, aylık bağlamada karma sistemden vazgeçilmesi, büyüme ve milli gelirden pay verilerek aylık bağlama oranının yüzde 35’lerden yeniden yüzde 70’lere çıkarılması gibi temel istemleri var.
Emekli, memur ve işçiler gibi toplu iş sözleşmesinden yararlanamıyor. Kapatılma eşiğindeki emekli sendikaları bu haktan yoksun. Hükümetin verdiği keyfi zam ve 6 aylık enflasyon oranı ile yetiniyorlar. Toplu sözleşme masasında yer alsalar aylıkları kesinlikle yükselecek.
Aylık artışlarının yanı sıra 2000 sonrası SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin intibak sorunu hep gündemlerinde. Aylıklarda göreceli iyileştirme sağlayacak intibak yasasının hayata geçirilmesi “olmazsa olmazları.” Aynı primi ödemeleri ve aynı yıl çalışmalarına rağmen bir kısım emekli yüksek aylık alırken, diğerininki çok düşük.
Aylıklarda eşitliğin sağlanması için kazançların güncellenmesi ve aylık bağlama oranlarında ortak sisteme geçilmesi gerekiyor. Ortalama prim kazançları, prim gün ödeme sayıları eşit olanlar saptanarak emekli aylıklarında farklılığın sonlandırılması şart.
Emekli yıllardır taleplerini dile getiriyor. Lakin yeteri kadar karşılık bulamıyor. Her siyasi iktidar döneminde baskı grubu oluşturamıyorlar ve düşük zamlara layık görülüyor.
Kim seçilirse seçilsin dert yumağı emeklinin öncelikli istemlerini karşılamak zorunda. Emekli, dul ve yetimi göz ardı etmek vefakar gariban insanlara büyük haksızlıktır. Seçim bitti, geçti diye unutulmasınlar. Seçim öncesi verilen sözler mutlak yerine getirilmeli.