Türkiye’nin kanayan yarası işsizlik öncelikli sorunlar arasında yer almayı sürdürüyor.

Şükrü Karaman

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 15 yaş ve üzeri kişilerde işsiz sayısı yılın 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 23 bin artışla 3 milyon 156 bin oldu. İşsizlik oranı da yüzde 8.8 olarak gerçekleşti. Duyurulan TÜİK verisi İŞKUR’a başvuruda bulananları kapsıyor. Umudunu yitirip, başvuruda bulunmayanlar dikkate alındığında gerçek işsiz sayısı çok fazla.

Nitekim Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) raporuna göre ise yılın ikinci çeyreğinde geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyon 891 bine yükseldi. TÜİK ile aralarında dağlar kadar fark var.

Başta üniversite mezunu gençler olmak üzere milyonlarca işsiz kapı kapı dolaşmaktan bunalarak iş aramayı bıraktı. TÜİK’in verilerinde bu ayrıntı etkili olsa da gerçek işsiz sayısı duyurduğunun kat be kat üzerinde. DİSK raporuna göre, çalışabilir 65.9 milyon kişiden salt 22.8 milyonu tam zamanlı istihdam ediliyor.

Ülkenin öncelikli sorunları arasında yer alan işsizlik en çok gençleri vuruyor. Bu kitlede işsizlik oranı yüzde 36.2 düzeyinde. Gençler umutla iş arıyor, çalmadık kapı bırakmıyor, ama boşuna. Ekonomiye, üretime katkı sağlayacakları yaşta ya kahve köşelerinde ya da evde internet başında en verimli yaşlarında gününü boşa geçiriyor. Çoğunluğu üniversite mezunu. Ellerinde diplomaları var ama bir işe yaramıyor. Zorunluluktan öğrenim gördükleri dalın dışında motokurye, kasiyer ve garson olarak çalışanlar var. 

İşsizliğin artmasına koşut İşsizlik Sigortası Fonu’na başvurular çığ gibi artıyor. Kendi kusuru olmaksızın işini yitirenler gerekli koşulları taşımaları halinde belirli süre işsizlik aylığından yararlanabiliyor.

4447 sayılı yasa kapsamında oluşturulan işsizlik sigortasının uygulanmaya başlandığı Mart 2002’den 31 Aralık 2023 tarihine dek 19 milyon 88 bin 777 kişi fona başvurdu. Bunlardan gerekli koşulları karşılayan 10 milyon 417 bin 560

kişiye toplam 69 milyar 502 milyon 472 bin TL tutarında işsizlik ödeneği verildi. İşsiz kalanlara fondan en fazla 10 ay maaş ödeniyor. Çalışanın brüt ücreti üzerinden işçi ve devletin yüzde 1, işverenin yüzde 2 oranında ödediği primlerden oluşan fondan koşullarının ağır olmasından ötürü çok az sayıda işsiz yararlanabiliyor. Kendi kusuru olmaksızın işini yitirenlerin tümü işsizlik aylığı alamıyor.

Aylık alabilmenin birinci koşulu,  işsiz kalınan tarihten önceki son 120 gün kesintisiz çalışma, yani sigorta primlerinin kesintisiz 4 ay yatırılmış olması gerekiyor. Bu koşuldan ötürü işsiz kalanların çoğunluğu aylık için başvuru yapamıyor. Bunun nedeni de Türkiye’de bir işte uzun süre çalışabilenlerin sayısı çok az. Özellikle niteliksiz ve deneyimsiz işçiler sık işten çıkarılıyor, kesintisiz 120 gün çalışma koşulunu yerine getiremiyor. İkinci koşul ise; işini yitirdiği tarihten önceki son üç yılda toplam 600 gün çalışılması veya bu süre kadar sigortaya prim ödenmesi gerekiyor.

Her iki koşul da  işsizliğin yaygın olduğu, tepe yaptığı Türkiye’de çok ağır. Daha çok işsizin fondan aylık alabilmesi için iki ağır koşulun hafifletilmesi zorunlu. Özellikle 120 gün koşulu 60 güne düşürülürse çok sayıda işsiz aylık alabilir. Yine 600 gün de daha aşağılara çekilebilir. 600 gün sigortalı olarak çalışanlara 6 ay, 900 gün sigortalı olarak çalışanlara 8 ay, 1080 gün sigortalı olarak çalışanlara ise 10 ay süre ile işsizlik aylığı ödeniyor.

En düşük işsizlik aylığı brüt asgari ücretin yüzde 40’ı, en yükseği brüt asgari ücretin yüzde 80’i tutarında. Halen en düşük aylık 7.940, en yükseği 15.880 TL tutarında. Asgari ücretin yükselmesine koşut aylıklar da artıyor.

İşsizlik Sigortası Fonu’nda 200 milyar TL’ye yakın para var. Lakin yararlanma koşullarının ağır olmasından dolayı İŞKUR’a kayıtlı işsizlerin çok azı fondan aylık alabiliyor.

Fonda biriken para emekçiden çok patronlara teşvik ve destek olarak veriliyor, kamu yatırımlarına harcanıyor. Oysa fonun kurulma amacı işten ayrılan kişiye iş bulana dek belirli süre maddi destek sağlamak. Ancak fon emekçiden çok patronlara yarıyor.

Fonun giderlerinde işsizlere ödenen aylığın payı yüzde 18.5 olurken, işverenlere sağlanan teşviklerin payı yüzde 67 oldu. Teşvikler sürekli artıyor.  İşsizin kendi adına ödenen primlerden oluşmasına karşın yeterince yararlanamadığı fondaki para ne yazık ki amacı dışında kullanılıyor.

Emekçinin fondan daha fazla süre yararlanması, günün koşullarına uygun ödenek alabilmesi için 4447 sayılı yasada değişiklik yapılması kaçınılmaz. Zira mevcut uygulamadan işsiz değil, patronlar daha fazla yararlanıyor.