Can Pulak
Kaçak yapılaşma inşaat yasağına rağmen sürünce, Muğla Valisi düdüğü çalmak zorunda kaldı. Tüm yetkilileri toplayan Vali, turizm sezonu sona erene kadar, kimseye müsamaha edilmemesini ve aksine hareket edene çok ağır cezalar verilmesini istedi. Şimdilik iş makinaları, beton mikserleri ve hafriyat kamyonları görülmüyor ortalıkta. Sadece yol bakım ve inşaatları sürüyor. Örneğin yılan hikayesine dönen Yalıkavak yolu hala bitirilemedi. Bu yüzden Ortakent- Dağbelen arasında trafik çok tehlikeli hale geldi. Hani lunaparklarda çarpışan otolar var ya, tüm araçlar aynı şekilde yol alıyor burada. İşaret levhaları evlere şenlik, kimin nereden gideceği belli değil. Böyle bir ortamda kaza yapmadan gideceğin yere varmak, deveye hendek atlatmaktan da zor.
Bu yolu Belediye değil, Karayolları yapıyor. Hani ülkeyi ekspres yollarla birbirine bağlamakla övünen Karayolları…Yıllardır 7-8 kilometreyi tarladan yola çeviremeyen Karayolları, bakalım ne zaman bitirecek bu işi? Hazır karayollarından bahsetmişken, sürücülere saç baş yolduran kırmızı ışık hikayesinin üzerinde de duralım biraz. Milas- Bodrum yolunun neredeyse her çıkışına gereksiz ışıklar koyan Karayolları, bu yüzden trafiği önemli ölçüde engelliyor, akışı yavaşlatıyor, tüm şikayetlere de kulak tıkıyor.
Bodrum sakin, huzurlu ve keyifli bir tatil kentiydi. Son yıllarda bu özelliğini çeşitli nedenlerle kaybeder hale geldi. Sağlıksız, plansız, programsız, çarpık ve altyapısız, kaçak yapılarla feci büyüyen kent, bütün bunlar yetmiyormuş gibi, trafik-susuzluk ve güvenlik sorunlarını da yüklendi. Eskiden pek ciddi suç işlenmezdi Bodrum’da. Oysa günümüzde olaydan geçilmiyor. Özellikle Gümbet başta olmak üzere bazı semtlerde, huzurlu ve güven içinde yaşam hayal oldu. Evvelden yerli ve milli mafyamız vardı. Şimdi yabancı mafya da Bodrum’u mesken tutmakla kalmadı, tüm dünyada aranan mafya babaları satın aldıkları evler sayesinde bir de vatandaşımız oluverdiler.
Bodrum polis ve jandarmasını çok dar bir kadroyla gece gündüz yaptıkları fedakarca çalışmaları nedeniyle kutluyorum. Kutlamak yetmez, ayakta alkışlıyorum. Düşünün bir, yazın bir milyona dayanan nüfusu 320 polisle idare etmeye çalışıyorlar. İşadamı Yunus Büyükkuşoğlu’nun yaptırdığı 20-25 polis lojmanının dışında, Bodrum polisinin tamamı kirada. Bodrum’da kiraların yüksekliği hepsinin belini büküyor ama, yine de görevlerini eksiksiz yapmaya çalışıyorlar. Aslında 1000 polise ihtiyaç var. Genel Müdürlük nedense 20 takviye polisi yeterli görüyor Bodrum’a.
Peki, seçileli neredeyse 3 ayı bulan genç Belediye Başkanı ile ekibi ne yapıyor acaba? Mutlaka birşeyler yapıyorlardır ama, pek dikkati çekmiyor yaptıkları. Turizmin yoğun olduğu yerlerde, sahillerde çöpler çok geç toplanıyor. Tatil bölgelerinde gece gürültüden geçilmiyor. Bu konudaki şikayetlere aldıran yok. Sahil restoranları geceleri diskotek oluyor, eller havada grubu eğlenecek diye dinlenmeye gelen turistler kaçmaya başladı bile. Fırınların çoğu pastane ve kafeye döndü. Hatta bazıları yemek bile çıkarıyor.
Bu beton firmalarına kim bakıyor acaba, bu belediyenin işi değil mi? Böylesine yoğun inşaatın olduğu bir yerde, elbette beton fabrikaları iyi para kazanıyorlar. Öyle olmasa, Bodrumspor’un patronu petrolcü Fikret Öztürk, Rüzgar Beton’u da satın alırmıydı hiç? Şimdi o da rüzgar gibi dalacak piyasaya. Beton piyasasına rüzgardan da hızlı kasırga gibi giren Kent beton ise, birkaç ayda Yalıkavak yolunun başındaki koca dağı eritti. Kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Hani esti mi mangalda kül bırakmayan bizim çevreciler nerede? Bodrum Havaalanının neredeyse içindeki beton fabrikasına ne demeli?
Neyse, inşallah düzelir bu işler. Belediye sahillerin, cadde ve merkezdeki karavanların üzerine iyi gidiyor. Hatta Yalıçiftlik sahilinde karavanlar için mükemmel bir de yer yapmış. Ama gecelik fiyatına 700 lira diyince, pek giren olmamış oraya. Fiyatı 100-150 liraya çekse girecekler. Umumi tuvaletler de çok pahalı. Belediye buraları kiraya verince, ihtiyacı gidermek 10 liraya çıkmış. Millet çok kızıyor ve öfkeleniyor buna. Keza Belediyenin otoparkları da çok pahalı. Belediye ticari bir işletme değil. Halkın ihtiyaçlarını kolaylaştıracak kararlar almalı bence.
Bodrum’un disipline ve akılcı kararlara çok ihtiyacı var. Özellikle su, trafik, yapılaşma, çevre, deniz ve kent estetiği ile peyzaj konusunda ortak akıl ve tecrübelerden yararlanmak gerekiyor. Bu konulara ilerde geniş şekilde değineceğiz.