Orhan GÜRDİL
20. yüzyılın en etkili isimlerinden biri olan Prenses Diana aradan bunca uzun yıllar geçmesine rağmen gündem de kalan bir isimdir. Birleşik krallık toplulukl...
Orhan GÜRDİL
20. yüzyılın en etkili isimlerinden biri olan Prenses Diana aradan bunca uzun yıllar geçmesine rağmen gündem de kalan bir isimdir. Birleşik krallık toplulukları Diana’yı halen bir prenses olarak görmekte, hatırası önünde saygı ile eğilmektedirler.
Diana henüz 7 yaşında iken anne ve babasının boşanması üzerine zor bir çocukluk geçirdi. Uzaktan akrabası olan Prens Philip’in oğlu Charles’in Diana ile 12 kez buluşmalarından hoşnut olup güzel kız ile oğlunun evlenmesini istemişti. St. Daul Kadedrali’nde 29 Temmuz 1981 yılından yapılan muhteşem bir törenden sonra Galler Prensi unvanı alan Diana bu tören sırasında ipek, dantel ve 10 bin inciyle yapılmış tafta bit gelinlik giymiş 18. Yüzyıldan kalma taç ve duvak takmıştı. 74 ülke düğün törenini canlı olarak yayımlamıştı. Diana Charles ile evlenmeden önce dadılık ve öğretmenlikte yapmıştı. Prense Diana daha evliliğin ilk günlerinde yaptığı değişiklikler yüzünden “Aykırı Prenses” olarak anılmaya başladı. Evlilik yüzüğünü genel katalogdan seçmesi evlilik yemini dua kitabındaki yeminden eşine “itaat” edeceğini söyleme kısmını çıkarması ile düğün törenlerinde yeni bir dönemi başlattı. Kraliyet geleneklerine göre tahtın varislerinin evde doğması geleneğine de karşı çıkıp oğlu Prens William ile Prens Harry’yi bir hastanede doğurdu. Basın ve halk Diana ve Prens Charles’in her hareketini takip ediyor. Ne yapsalar paparazzilerin sürekli takibinden kurtulamıyordu. 1982 yılında ilk çocuğu Prens William’ı doğurduktan sonra sarayın baskıları prensi bunaltıyordu daha sonra Prens Philip evlendiği Camilla ile olan ilişkileri Diana’yı bunalıma sürükledi. Depresyona girdi. Bu süreçte “Bulimia Nervoza” yani yemek yememe hastalığına tutuldu. Doktorların tavsiyesi üzerine kendisini toplum ilişkilerine, hayır kurumlarına, yardım vakıflarına adadı. Bu arada Prens Charles ile arası git gide açılıyordu.
İngiliz basını Diana’nın koruması Mannakce ile ilişkisi olduğunu yazınca koruma görevden alındı. Diana’nın bir terapi seansındaki söylediği sözlerini basın Diana’nın Mannakce ile yakın ilişki içinde olduğunu duyunca koruma 1986 yılında görevden alındı. 1987 yılında ise eski koruma Mannakce bir motosiklet kazasında öldü. Basın bu kazanın arkasında kraliyet ailesinin parmağı olduğunu yazdı.
Diana sarayın baskılarından kurtulmak için kendisini hayır işlerine verdi. Dünya’nın dört bir tarafına gidiyor. Halkın sorunlarına ortak oluyordu. Prenses AIDS ve Kanserlerle ilgili yardım kuruluşlarına destek amacıyla 79 elbisesini müzayede de açık arttırmaya çıkardı. Kalp hastalıkları ve çocuk hastalıkları için araştırmalara maddi yardımlarda bulundu. Yoksul Afrika ülkelerini ziyaret edip, fakir halkın sorunlarına ortak oluyordu. 1987 yılında eldivensiz eliyle bir AIDS hastasının elini sıkması dünyaya haber oldu. Dünya’nın birçok yerinde topraklara gömülü bulunan kara mayınlarının uluslararası arena da yasaklanması için mücadele verdi. Güzel prenses artık “İNSANLARIN KALBİNİN KRALİÇESİ” olarak tanınmaya başladı. Hayırseverliğin yanı sıra çok kibar, nazik olup nezaketiyle milyonların kendisine hayran bırakmıştı. Kendisine hediye veren veya gönderen herkese teşekkür mektubu yazmayı bir gelenek haline getirmişti. Bugün Diana’nın el yazması bu teşekkür mektupları, tanesi 2 bin ila 20 bin dolar arasında açık artırmada satılmaktadır.
Diana çocukları William ve Hary’i saray okulunda değil halk okullarında okutmuş, kısacası güzel prensesin her hareketi sarayı rahatsız ediyordu. Ne var ki halk Diana’ya karşı sonsuz bir sevgi ve saygı ile kucaklıyordu. Prensesi yürekten alkışlıyordu. 90’lı yılların başlarında Diana ile Charles’in evlilikleri nerede ise bitme noktasına gelmişti. Tarihlerin 1986’yı gösterdiği günlerde, 1997’de İngiliz vatandaşı olan Mısırlı iş insanı Dodi el Fayed ile Charles’in karşı takımlarda oynadıkları Polo maçında genç yakışıklı Dodi ile tanışan Diana 1997 yılında birlikte çıktıkları bir tatil sırasında basın olayı fotoğraflı vermiş. Saray ve o yılların Başbakanı olan Tony Blair bu ilişkiye karşı çıkmıştır. Prense Diana 1996’da Prens Charles’tan boşandı. Ama Galler Prensi unvanı ile Kensington sarayındaki dairesini korudu. Bunlara karşılık majeste unvanından ve İngiliz tahtına yönelik herhangi bir hak iddiasında bulunmayacaktı. Diana artık yaşamının bir bölümünü Dodi ile paylaşıyordu. Mısırlı zengin Dodi’nin babası Paris’in lüks bir otelinin sahibi idi. Diana Paris’te kaldığı günlerde bu oteli kullanıyordu. Takvimlerin 31 Ağustos 1997’yi gösterdiğinde Diana ve Dodi yemek yemek için otelin arka kapısından çıkan ünlü çifti ve iki korumayı taşıyan araç aşırı hız nedeniyle tünel yolda kaza yaptı. İki ünlüyü takip etmek için dünyanın dört bir tarafından gelmiş pek çok paparazziler vardı. Ünlü çifti basın ordusundan kurtarmak için şoför aracı son sürat kullanarak kaçmak isterken fazla hız yüzünden seyrettikleri tünelde araç barikatlara çarparak parçalandı. Dodi, Diana, sürücü Henry Paul ölürken, Diana’nın koruması Trevor Rees- Jones yaralı olarak kurtuldu. Yapılan tıbbi araştırmalar sonunda şoför Paul’un alkol ve uyuşturucu aldığı iddia edildi. Dünya basını bu cinayet gibi kazanın arkasında sarayın parmağı olduğu görüşündeydi.
Muhteşem bir cenaze töreninden sonra Prenses Diana Londra’da, Prensesin ailesine ait olan Althorp Malikanesi’nde toprağa verildi. Diana’nın 60’ıncı doğum gününde yani 1 Temmuz’da Prens William ve Prens Harry annelerinin heykelini Londra’daki Kendsington Sarayı’nın bahçesine diktiler. 36 yaşında hayata veda eden Diana geride mutsuzluğun ağır bastığı bir hüzün hikayesi bıraktı.