Mehmet Necati GÜNGÖR CHP Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem, bir kanalda çıktığı programda CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olacağını çok kesin...

Mehmet Necati GÜNGÖR CHP Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem, bir kanalda çıktığı programda CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olacağını çok kesin bir dille anlattı. Eren Erdem, bu iddiasına dayanak olarak Kılıçdaroğlu’nun “millet ittifakı isterse aday olurum” sözlerini gösterdi. Her iki durumda da Kılıçdaroğlu’na haksızlık edileceğini düşünüyorum. Keşke Kılıçdaroğlu gibi devleti bilen, devletin maliyesini en iyi bilenlerden biri olan, dürüstlüğü ve vatanseverliği tartışılamaz bir Cumhurbaşkanımız olsa diyenlerin çok olduğunu biliyorum. Haksızlık dedim ya; Kılıçdaroğlu, evet dürüst ve vatansever bir insan. Devleti de iyi biliyor. Ancak, CHP tarafından aday gösterilmesi O’na tuzak kurmaktan başka bir şey değildir. Aday olursa, Kılıçdaroğlu’nu inancından, mensubu olduğu mezhebinden vuracaklar. Bütün imamları harekete geçirecekler. Belki Diyanet de bir fetva ile bu koroya ses katacaktır. O zaman halkımızdan bazı kesimlerin bu iddialara kulak vererek oylarını Kılıçdaroğlu’ndan esirgeyecekleri açık bir gerçektir. Bizce Kılıçdaroğlu asla aday olmamalı, adaylığa zorlanmamalı. Onu, güçlendirilmiş parlamenter sistemin Başbakan yetkilerini kullanan biri olarak görmek isteyenler daha çoğunluktadır. Eren Erdem, belki liderine olan bağlılığını ispat etmek için bu görüşleri dillendirmiş olabilir. CHP yönetiminin bu konuyu enine boyuna tartışıp, en doğru kararı vereceğinden eminiz. Evet, Kılıçdaroğlu millet ittifakı tarafından da aday gösterilmemeli. Onlar da bu tuzağa basmamalı. Millet, kurtuluş yolu olarak güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirmek istiyor. Her şeyden önce, bu yolun kesilmesi yanlış olur. Millet ittifakının göstereceği aday kim olacaksa kazanacak biri olmalıdır Yıpratılacak nedenleri olan biri olmamalıdır elbet. Eren Erdem’i çok iyi anlıyor ve Kılıçdaroğlu hakkındaki olumlu görüşlerine saygı duyuyoruz. Ancak, partisini ve partisine gönül verenleri böyle bir iddia ile yanlışa sevk edecek sonuçlardan mutlaka kaçınmalıdır. Kazakistan’daki olayların Türkiye’ye de sıçrayabileceği hevesinde olanlar olabilir. Ancak, böyle bir ihtimal düşünülmemektedir. “Sirayet kanunu” dediğiniz durum bu halde işlemeyebilir. En iyisi, sandığın ortaya getirilmesini sağlamak ve millet iradesini tercihinde özgür bırakmaktır. Millet, en iyisini bilir ve yapar. Dış güçlerden medet ummak çıkar yol değildir.