Mehmet Necati GÜNGÖR
Türkiye’mizin her yönden huzura kavuşması için iktidar el değiştirmeli.
Altılı masada bir araya gelmiş olan muhalefet partilerine düşen bir görev va...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Türkiye’mizin her yönden huzura kavuşması için iktidar el değiştirmeli.
Altılı masada bir araya gelmiş olan muhalefet partilerine düşen bir görev var: Bu yapıyı bozmadan, kararlı bir yürüyüşle milletin istediği yönde başarıya ulaşmak.
Şüphesiz, 6 ayrı partinin ayrı görüşlere sahip ilkeleri ve tabanları var.
Bu tabanları rahatsız etmeyecek adımlar çok dikkatli atılmalıdır.
Sakin bir düşünüşle:
İyi partinin HDP ile bir araya gelmeme tavrı anlaşılabilir bir tutumdur.
Ancak, bu tutumun başka bir mecraya kaydırılması, meselâ Kürt oylarının yok sayılması gibi İnkârcı bir politika yürütülmemelidir.
Zira, önümüzdeki seçim mutlaka kazanılması gereken bir seçimdir ve bu seçimde özellikle muhalefet açısından hiçbir oy heba edilmemelidir.
Şu Kürt, o alevi, şundan, bundan, başka dinden denilerek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ötekileştirilmemeli, hepsini aynı hedefte buluşturacak anlayışlı bir politika sergilenmelidir.
Şüphesiz, terör örgütü PKK, ülkemiz için yok edilmesi gereken bir sorundur.
Bu sorunla baş etme görevi hem siyasetin, hem devletin görevidir.
PKK terörü ile bir kısım etnik kökenli vatandaşlarımızın bir arada anılması, arzulanan sonuca hizmet etmez, bilâkis akamete uğratır.
Onun içindir ki, tüm girişimler kimseyi kırmadan, dökmeden, “senin oyuna ihtiyacımız yok” denilmeden suhuletle yapılmalı, altılı masanın oluşturduğu birlik ve hedeflediği yol hiçbir şekilde karartılmamalıdır.
Bütün partilere düşen görev budur.
Şayet muhalefet partileri, bütün arzu ve hedefleri bir kenara koyarak, kendi siyasi hevesleri ile yol almaya çalışırlarsa Cumhurbaşkanlığı seçimi de, parlamento seçimi de tehlikeye girer, İyileştirilmiş parlamenter sisteme ulaşmak hayal olur.
Böyle bir durumdan sevinç duyacak olan kesim bellidir.
Onların isteğine hizmet edilirse, memleketin ve milletin refahına, rahatlamasına yönelik arzular, ne yazık ki kursaklarda kalacaktır.
Bu süreçte herkes, her parti lideri ve sözcüsü bin düşünüp bir söylemeli, ağızlarından çıkacak kelamları öncelikle kulaklarına duyurmalıdırlar.
Milletimiz, iktidardan da, muhalefetten de kendini rahatlatacak yol ve yöntem beklemektedir.
Biri, kazanmaları halinde karşı tarafı kırıp dökmemeyi, ötekileştirmemeyi, diğeri ise seçim yenilgisi alması halinde görevi kansız kavgasız bir şekilde devretme olgunluğunu göstermelidir.
Demokrasi dediğiniz şey budur.
Millet, adalet, demokrasi, özgürlük ve şeffaflık istiyor.
Bu istekler çok görülemez, başa kalkılamaz.
Demokrasinin ve sandığın icabı neyse o yapılmalıdır.