Şükrü KARAMAN Özverili çalışmalarına karşın ellerine geçen yetersiz maaş, ölüme varan şiddet ve saldırı hekimleri canından bezdirdi. Uzun emek ve eğitim sonucu en kutsal görevi y...

Şükrü KARAMAN Özverili çalışmalarına karşın ellerine geçen yetersiz maaş, ölüme varan şiddet ve saldırı hekimleri canından bezdirdi. Uzun emek ve eğitim sonucu en kutsal görevi yerine getiren hekimler, çareyi yurtdışına gitmekte arıyor. Kendi ülkelerinde insanlara hizmet vermesi gereken doktorların yurtdışı göçünde artış gözleniyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) verilerine göre sağlık çalışanlarının diğer ülkelere gidebilmek için aldığı “iyi hal belgesi” başvuru sayısı bu yılın ilk 6 ayında 1361’e ulaştı. Bu rakam geçen yılın ilk 6 ayında 1171 idi. Sadece haziran ayında 242 sağlık çalışanı “iyi hal kağıdı” başvurusu yaptı. Böyle giderse bu yıl için rakam 3 bini aşacak.Tablo iç açıcı değil. En çok yeni mezun hekimler yurtdışına gitmek istiyor, kariyerini orada yapmayı amaçlıyor. Peki hekimler neden başka ülkelere göç ediyor? Kuşkusuz ilk neden bir türlü önü alınamayan sağlıkta şiddet. Öylesine gözü dönmüş saldırganlar var ki, hekimleri ve sağlık emekçilerini öldürmekten kaçınmıyor. Uzun ve yorucu eğitimin ardından tıp fakültelerinden mezun olup, Hipokrat Yemini’ne bağlı kalarak yaşamlarını insan sağlığına adayan hekimlerimiz ve diğer sağlık emekçileri bu davranışları hak etmiyor. Varsa hekimin yanlışı veya kusuru hakkını yasal yollardan aramak doğru olanı. Hasta ve yakını yoğunluktan yeterli zaman ayıramadığı için tepkilerinde haklı olabilir, ama bunun yöntemi saldırı değil. Şiddet de neyin nesi? Yurtdışına göçün ikinci nedeni ekonomik yetersizlik. Hekimlerin yaş oranı artıkça ekonomik kaygıları öne çıkıyor. Son zamlarla belli bir düzeye gelse bile kamuda çalışanlar maaşından hoşnut değil. Eğer uzmanlığı yok, alanlarında isim de yapamadılarsa özel hastanelere geçme olanağı yok denecek kadar az. Aldıkları maaş ile muayene ettikleri yoğun hastadan ötürü yakınmaları artıyor. Aslında hekimlik insanlığa yapılan en kutsal hizmetlerden biri. Göreve başlarken ettikleri “Hipokrat Yemini” bunun kanıtı. Ancak bazı doktorlar yemini unutup cebine girecek parayı önceliyor. Elbette iş yoğunluğundan ötürü hak ettikleri parayı kazanamadıkları aşikar. Ancak toplumsal sorumluluklarının ayırdında olmaları gerekiyor. Sağlık emekçilerinin başka ülkelere göç etmesi sağlık sistemini olumsuz etkileyecektir. Yılda 20 tıp fakültesinin toplam mezunu kadar hekim göçü yaşanıyor. Sağlıkta nitelikli işgücünü yitiriyor Türkiye. İlerleyen yıllarda devlet hastanelerinde randevu bulmakta zorlanacak insanlar ve fiyatları el yakan özel sağlık kuruluşlarına gitmek zorunda kalacak. Sağlık emekçilerinin yaşam koşullarını iyileştirecek adımlar atılmazsa gelecek yıllarda toplum sağlığı zarar görecek. Sağlık Bakanlığı bu konuda üstüne düşeni yapmalı, hekim göçünü durduracak önlemler hayata geçirilmeli. Aksi halde yitiren sağlığımız ve toplum olur.