Orhan KARADAĞ Yazarımız Orhan Karadağ'ın 6 Ağustos Cumartesi günkü 24 SAAT Gazetesi'nin spor sayfasındaki yorumunu, yeniden yayın...

Orhan KARADAĞ

Yazarımız Orhan Karadağ'ın 6 Ağustos Cumartesi günkü 24 SAAT Gazetesi'nin spor sayfasındaki yorumunu, yeniden yayınlıyoruz

Öncelikle hemen yazının başında Gençlerbirliği’nin hafta sonu yapılan olağanüstü genel kurulunda başkan adayı olan Arda Çakmak’ı kutlayalım… Arda Çakmak adaylığıyla, Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt, 2023’te kuruluşunun 100. yılını kutlayacak Gençlerbirliği’nin belki de son 50 senesinde ilk kez iki başkan adayı ile seçimlere gidilmesine vesile oldu. Bu bir anlamda kırmızı siyahlılarda demokrasi mantığının ve anlayışının da yerleşmesi bakımından umarım başlangıç olur… Hemen başlıktaki soruya dönelim… Gençlerbirliği, bu seçim sonucunda 10 milyon Euro civarındaki borcunu ödeyip, ekonomik sorunlarını aşıp düzlüğe çıkıp, merhum başkan İlhan Cavcav dönemindeki borçsuz günlerine dönebilecek mi? Ankaragücü’nün de borçları var, Gençlerbirliği’nin de… Ancak Başkent’in iki kulübün dinamikleri birbirinden çok çok çok farklı. Bir kere herkesin şunu bilmesinde yarar var… Ankaragücü camiasının kulübü aldığı ve getirdiği yeri her kulübün yapması mümkün değil… Ankaragücü camiasının kulübüne bağlılığı, sahiplenmesi, sorunları aşmaktaki refleksi ve başarısını kolay kolay her camia gösteremez… Bunun canlı örneklerini de Eskişehirspor, Kocaelispor ve amatör kümeye kadar giden Malatyaspor ile Gaziantepspor olarak sayabiliriz. Gençlerbirliği’nde ise durum farklı… Merhum İlhan Cavcav döneminde kendi yağıyla kavrulan, kasasında parası olan, futbolcusunun alacaklarını aksatmayan, devlete vergi ve sigorta borcunun olmadığı dönemler geride kaldı… Murat Cavcav sonrası başkanlığa seçilen Niyazi Akdaş’ın ismi merhum İlhan Cavcav döneminde de kongreler öncesi bir kaç kez gündeme gelmişti. O dönem ulaşamadığı başkanlık hedefine Niyazi Akdaş, büyük vaatlerle geldi ve kendince önemli işler de yaptı… Niyazi Akdaş kulübe, bir ifadeye göre 24 milyon TL, bir ifadeye göre de 40 milyon TL para harcadı… Ancak en önemli sorun transfer yasağını kaldıramadı ve hafta sonu yapılan kongrede seçimlere geçilmesinden 1 saat önce alelacele aday gösterdiği Talip Çankırı’yı, neredeyse kendi listesinin tamamına yakınının yer aldığı yönetim kadrosuyla başkan seçtirdi… Niyazi Akdaş’ın kongredeki bu tutumuna camiadan çok ağır ithamlar ve iddialar var… Akdaş’ın kulüpteki parasını tahsil edebilmek için kendi yönetimini seçtirdiği söylemleri ayyuka çıkmış durumda. Peki, başkan Talip Çankırı bu yükün altından kalkabilir mi? Talip Çankırı’nın eşi AK Parti milletvekili… Hatta bugün akşam üzeri kulüpten yapılan açıklamada, başkan Talip Çankırı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Esenboğa Havalimanı’nda karşıladığı ve kulüp hakkında bilgilendirmede bulunduğu paylaşıldı… Siyasi kanattan destek sağlayıp, ekonomik sorunları aşmayı hedefliyor olabilir… Yine camianın ileri gelenleri, 2004 yılından bu yana Gençlerbirliği yönetimlerinde görev alan ve tanıdıkları Talip Çankırı’nın bu sorunları aşamayacağı iddiasındalar… Bunun sonucunda da Gençlerbirliği’nin 2-3 aya yeniden bir kongreye gitmesinin kaçınılmaz olduğu düşüncesindeler. Umarım bu düşüncelerin aksi olur ve Türk futbolunun köklü ve lokomotif kulüplerinden Gençlerbirliği bir an önce bu kaotik ortamdan kurtulur… Gençlerbirliği’nin en önemli sorunlarından bir diğeri de, bugüne kadar övgüyle ve öncü yapısıyla bahsedilen, günümüzde ise çöken altyapı… Başkan Talip Çankırı, genel kurul sonrası yaptığı açıklamada altyapıya büyük önem vereceklerini dile getirdi… Ben de bu konudaki düşüncemi aktarayım… Gençlerbirliği’nin altyapısının gerilemesinin en önemli nedenlerinden, belki de birincisi, futboldan gelen antrenörlerin olmaması… Gençlerbirliği’nin şu an altyapısında çalışan teknik adamlarının arasında prolisans sahibi çalıştırıcı yok. Son olarak, şu an bırakın transfer yasağının kaldırılması için gereken parayı, kadrodaki futbolcuların maaşını ödeyecek miktar, vergi ve sigorta ödemelerini, bankadan çekilen kredinin ödenmesinde bile zorluk yaşanıyor… Gençlerbirliği Kulübü’nün küme farkı gözetmeksizin çalışıp borçlarını ödemekten başka yolu gözükmüyor.