Bazı yurdum vatandaşları Sri Lanka denilen ülkeyi pek bilmediğini tahmin ederek bu yazımı kaleme aldım. Evet, uçak hızı ile 10 saatlik bir yolculuk sonucu Hindistan’a 31 km. uzaklıktaki bu ülkenin 1972 yılına kadar adı Seylan’dı. Bütün dünyaya ürettiği çok kaliteli çayı ile tanınan bu yeşil ada bizde de Seylan olarak ün yapmıştı. Hind okyanusunun incisi olarak bilinen adının başkenti Hind okyanusunun kıyısında kurulmuş olan Colombo’dur. 65.610 km. kare yüz ölçümü ile 21 milyon insanı barındıran ada da yüzde 69 Budist, yüzde 7.6 Müslüman, yüzde 6.2’side Hindu ve Hıristiyan olarak yaşamaktadır. Her toplum kendi dilini konuşsa da ülkenin asıl dili Sin hala’dır S.L. Rupisi ise ülkede kullanılan para birimidir. THY’ları muntazaman bu ülkeye direk uçuş yapmaktadır.
Sri Lanka’da bir süre korkunç bir iç savaş yaşanmış Tamil gerillaları ülkede çok can almaştır. ordunun kararlı mücadelesi sonucu bu beladan kurtulan ülke şimdi var gücü ile kalkınmanın çabası içindedir. Vize talep etmeyen Sri Lanka’nın en büyük özelliklerinden biride yaz-kış farkı olmayıp ülke her zaman sıcak bir hava içindedir. Bu yüzden Sri Lanka’lılar evlerinden ziyade vakitlerini okyanus kıyısındaki parklar da geçirmektedir.
Yönetim şekli cumhuriyettir. Singala, Hint Tamilleri ve Sri Lanka’lı Tamillerden oluşan ülkede din konusunda Hindu toplumu söz sahibidir. Adım başı minik tapınakların bulunduğu bu yerlerde dua etmek Hindu’lar için kutsal bir görev sayılmaktadır. Yine Hindu’lar için çok kutsal sayılan Dambulla Altın Tapınağı ve Kandy’deki Diş Tapınağı ülkeye gelen turistlerin muhakkak uğradıkları yerlerin başında gelmektedir. Yalnız Altın Tapınağa ulaşmak için 300 basamaklı bir merdiveni kullanmanız gerekmektedir. MÖ. 2. Yüzyıldan beri Altın Tapınak ve çevresi çeşitli dönemlerde kayların kazılıp yerleşime açılan tarihi yerleşkelerde insanların 2 bin 700 yıl öncesine kadar bu yerleri kullandığı bilinmektedir. Turistlerin büyük ilgi gösterdiği Kandy adlı şehirde bulunan Diş Tapınağı’na ayakkabı ile girilmediği gibi gerek erkek, gerekse bayan konuklar kapalı giysileri kullanmak zorundadır. Bir rivayete göre Budizm’in kurucusu Buda’nın bir dişinin burada muhafaza edildiğidir.
Sri Lanka’nın asıl özelliği ürettiği çayın yanı sıra dünya pazarlarına sunduğu tarçın, karabiber, Hindistan cevizi, limon kurusu, karanfil, vanilya, kardaman vb. pek çok bitki çeşitleri dünyanın dört bir tarafından alıcı bulmaktadır. Ülkede hüküm süren nemli hava nedeniyle çayın kalitesi süper kalite olarak vasıflandırılmaktadır. Daha ziyade yüksek tepelerde yetiştirilen bu kaliteli çaylar uyanık Avrupalı iş adamları tarafından yıllar önce el konmuş ve bu kaliteli çaylar özel işlem gördükten sonra ülkelerine gönderilmekteymiş.
Sri Lanka’nın bir özelliği ise ülkenin tümüyle yeşilliklerle kaplı olmasıdır. Bir karış kuru yer olmayan ülke de çok nadide olan teale, abanoz, saten ve jak türü ağaçlarda bulunmaktadır. Sri Lanka’da sadece bitki çeşidi değil hayvan çeşidi de pek çok ülkeyi kıskandıracak bolluktadır. Özgürce yaşayan bu hayvanların öldürülmemesi için M.Ö. 3. Asırda Kral Devanampiyatiss yasağının rolü büyüktür. Hayvanlara dokunulmaması konusunda ciddi yasakların yanı sıra Royal Botanical Garden’da 4 bin’in üzerinde bitki çeşidi de bulunmaktadır. Maymunların rahatlıkla dolaştıkları dağ yollarında fillerde koruma altına alınmış, hatta Pinnawala fil yetimhanesi adıyla bakıma muhtaç veya yaşı küçük fillerin yaşamları garanti altına alınmıştır. Tamamen evcilleştirilen bu filler sizinle su kenarına kadar gelip banyo yapmakta, tekrar sizinle birlikte yuvalarına dönmektedir. Biz Türklerinde çok sevdiği çayı bu ülkenin belli başlı geçim kaynağıdır. Fakat Sri Lanka’lıların da bir şikayet var. Ülkenin orta kesimlerinde nispeten serin bölgelerinde yetişen çay bahçelerinin hemen hemen hepsi İngiliz şirketlerinin elindedir. Türkiye’de olduğu gibi kadın işçilerin büyük emekleri ile toplanan yeşil altın yine de Sri Lanka’lıları mutlu etmektedir. Zira sanayi denilen mekanik yapı hemen hemen yoktur. Halk gıdasını kendi yetiştirdiği sebze ve meyvelerle gidermektedir. Tabi dört bir tarafı deniz olan ülkede halkın büyük bir kesimi balıkçılık yapmaktadır. Tuttukları balıkların bir kısmını yerlerse geri kalanları da satarak para da kazanmaktadır. Ülkeye turist çekmek için doğasını ve yetiştirdiği çeşitli bitkileri pazarlayarak ilgi çekmektedir. Bugün dünyanın dört bir tarafından turistler Sri Lanka’ya değil komşusu durumunda olan Maldivler adalarına gelmektedir.