"Gelen gideni aratırmış" Ne doğru bir tabir. Biz 2015’i uğursuz bir yıl sayıp biran hayatınızdan çıkıp gitmesini istemiş. Nice dostumuzu, sanatçımızı, sevilen , sayılan pek çok hayranı olduğumuz yetenekleri yıldızlara yolcu ettiğimizin müsebbibi olarak 2015’in uğursuzluğuna vermiştik.
İşte 2016 daha aradan dört ay geçmemiş tiki yine bir çok ünlü ses sanatçısı, oyuncu, müzisyen ve dostlarımızı sonsuzluğa yolcu etmek zorunda kaldık. Kimisini alkışlarla, kimisini dualarla ve bazılarını şarkılarla öbür dünya ya gönderdiğimiz ünlülerden bazılarını da yakarak toz halinde anılarımıza gömdük.
Usta Müzisyen Atilla Özdemiroğlu: Kızı Yaprak Özdemiroğlu’nun açıklamasına göre babası evinde banyo yaptığı sırada düşüp belini kırması sonucu kaldırıldığı hastanede ameliyata alındığı sırada vefat ettiğini söylemesine rağmen doktorlar "Çoklu organ yetmezliği" nedeniyle vefat ettiğini açıklamışlardı.
Ünlü sanatçı bu arada iki yıldan bu yana akciğer kanseri tedavisi görüyordu. 73 yaşında 200’ün üstünde şarkı ve 14 müzikale imza atan usta sanatçıyı Ankara’da yaşadığı yıllarda tanımıştım. 60 yılların başlarında o günlerin ünlü modacısı Faize-Sevim kardeşlerin Atatürk Bulvarı üzerindeki moda evinde diktirdiğim elbiselerimin provası için gittiğim bir gün Atilla’yı orada görmüştüm. Yanında genç bir sanatçı olan Baterist Durul Gence vardı.
Kurdukları müzik topluğu için ayni model gömlek ve ceket diktirmek için geldiklerini bu yerde neşeli hayat dolu daima gülen genç ve yakışıklı biri olarak çevresine neşe katması dikkatimi çekmişti. Daha sonraki günler çalıştıkları kulüpte onları dinlemek için eşimle gittiğimiz eğlence yerinde, bazen Yaşar Güvenir’in kulübünde, bazen Büyük Ankara Oteli’nin rofunda buluşup geç vakitlere kadar sohbet eder eğlenirdik. Musikiye karşı büyük bir isteği ve kabiliyeti vardı.
İstanbul’a gittikten sonra ne Atilla ile nede Durul Gençe ile görüşmemiz mümkün olmadı. Ankara da Muazzez Abacı’ya kemanı ile eşlik ettiği o doyumsuz müzik Show’ları da anılarda kaldı.
Esasen ölümü kabullenmişti. Fakat buna rağmen çevresindekilere "iyiyim, çok iyiyim" diyerek moral vermekten de geri kalmıyordu. Vakitsiz ölümü tüm ülkeyi yasa boğarken geride asırlar boyu söylenip çalınacak eserler bıraktı. Atilla Özdemiroğlu hakkında yazılac ak o kadar çok konu var ki o anıları bu köşelere sığdırmak mümkün değil.
İstanbul Levent’te Afet Yolal Camisi’ndeki cenaze törenine Sezen Aksu, Nüket Duru, Özdemir Erdoğan, Zülfü Livaneli, Müjdat Gezen, Halit Kıvanç, Nilüfer, ipek Acar, Cem Yılmaz, Fuat Güner, Gonca Vuslateri, Edip Burak, Sertap Erener, Ayşegül Aldinç, Safa Önel, Mustafa Sandal, Selami Şahin, Teoman, Nuri Alço ve siyaset dünyasının tanınmış kişileri, dostları, hayranları ve de çok sayıda basın mensubu katılmıştı. Adam gibi adamdı. Şimdi yıldızlar da, nur içinde yat. Yeri doldurulmaz muhteşem yetenek.
Efsane Müzisyen Prince’in cesedini yaktılar: Türk müzik dünyasının büyük ismi Atilla Özdemir’i kaybettiğimiz günlerde de ABD’li pop yıldızı Prince’de 57 yaşında hayatını kaybetmişti. Müzisyen bir babanın oğlu olan gerçek ismi "Prince Noel-Schure" tüm zamanların en iyi 100 sanatçı listesinde 28’inci sırada yer almaktaydı. İlginç kostümleri, sıra dışı görüntüsüyle şöhretin zirvesine çıkmış olan Prince 1958 yılında Minnesota’da doğmuş kısa yaşamı boyunca yedi Grammy ödülü almış. 3Ağustos 1983 yılında First Anenue adlı gece kulübünde band kaydı yaptığı "Sadece seni mor yağmurların altında yıkanırken görmek isterdi. Purple Rain" adlı şarkısı ile zirveye oturan söz yazarı, aranjör ve şarkıcı Prince’in bu şarkısı sadece Amerika’da 13 milyon adet satmıştır. Daha çocuk yaşlarda babasının kurduğu caz üçlüsü "The Prince Roğers Trio’da müzik alemine adım atmış olan Prince 14 Nisan’da Atlanta’da verdiği konserden sonra sağlığının bozulduğu ve grip olduğu söylense de onunda aşırı derecede uyuşturucu aldığı için öldüğü tahmin edilmektedir."
Tüm dünya da çok yakından tanınmasına rağmen Türk pop müzikseverler ünlü şarkıcının hit olmuş "Prurple rain, Cream, Little red corvette, Let’s go crazy ve When doves cry" adlı şarkıları ile tanımışlardır. Geçen yıl Beyaz Saray’da da şarkı söylemiş olan oscarlı sanatçı ölümünden bir hafta önce 21 konser vermiş 504 şarkı söylemiş milyonları bulan hayranları ile beraber olmuştur.
Başkan Obama, ünlü ABD’li aktör Will Smith ve geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz ünlü şarkıcı Michael Jackson’la can ciğer olan PRince’in dudak uçuklatan mirası kız kardeşi Tyka Nelson’a kalmıştır.
Sanat güneşimiz Zeki Müren gibi makyaj yapıp çok değişik kostümlerle hayranlarının huzuruna çıkan Prince’i de mor yağmurlar şarkısı ile daima hatırlayacağız.
Sanat müziğimizin usta icracısı
Rıza Rit’i de kaybettik:
91 yaşında hayata gözleri yuman Türk Sanat Müziği’nin efsane ismi Rıza Rit, İstanbul’da yaşlılık nedeniyle vefat etmiştir. İstanbul Radyo evinde düzenlenen törenden sonra Feriköy Mezarlığında toprağa verilen ünlü sanatçının cenaze namazında TRT eski Genel Müdür Cengiz Taşer bir konuşma yapmış, Mustafa Sağyaşar ise rahmetlinin vasiyeti üzerine Hasan Özçivi’nin "Nice Sevdi, Nice Yandı, Nice Bağlandı Gönül" mısraları ile devam eden şarkısını okumuştu.
Gençliği esir kamplarında geçen ünlü yazar Kertesz’de öldü:
14 yaşında Auschwitz toplama kampında başlayan ölüm kalım yılları içinde defalarca canını zor kurtaran Macar yazar İmre Kertesz, 86 yaşında Budapeşte’de ki evinde ölmüştür.
9 Kasım 1929 yılında bir Yahudi ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açan Kertesz 2. Dünya Savaşının sona ermesi üzerine döndüğü ülkesinde gazetecilik yapmaya başlamış, bu arada Türkçeye çevrilmiş "Kadersizlik, Doğmayan çocuk için, Fiyasko, Tasfiye ve Polisiye bir öykü adlı eserlerini yazarak Nobel ödülü dahi almıştır."
2002 yılı Nobel ödülünün ötesinde pek çok ödüllerle de taltif edilmiş olan ünlü yazar uzun zamandan beri hasta idi.
Sermet Sami Uysal’da aramızdan ayrıldı:
29 Ekim 1925 tarihinde Çorum’da dünyaya gelen Türkolog, yazar ve eğitmen olarak saygın bir isme sahip Uysal; "Eşlere göre ediplerimiz, Değişik yalanlar ile Yahya Kemal, Baki Kalan bu kubbede, hasret şarkıları ve Bir Abdülhak Şinasi Hisar vardı" adlı eserlerin yazarı olarak tanınmaktadır. 91 yaşında hayata gözlerini yuman Sami Uysal hocamız Feriköy mezarlığında toprağa verilmiştir.
Kongolu Wemba sahnede vefat etti:
Kongo asıllı Amerikalı ünlü şarkıcı, Afrika da Fildişi sahilinde katıldığı bir festivalde sahnede şarkı söylerken yıkılıp olduğu yerde hayatını kaybetmiştir. Paya Wemba Latin müziğinin en hareketli melodilerinden oluşan şarkılarını icra eden bir sanatçı olarak tanınıyordu.
Sanat dünyamızdan bir yıldız daha kaydı
İstanbul şehir tiyatrolarında figüran olarak işe başladı. 1974 yılında sanatçı kadrosuna alındı. "Vişne behçesi, Üçüncü Selim, Kanlı düğün, Çalıkuşu, Macbeth ve Romeo ve Juliet" adlı çok kaliteli oyunlarda rol aldı. 1954 yılında Aydın’da doğan Erhan Abir, tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve dublaj sanatçısıdır.
71 yıllık yaşamına daha pek çok oyun, seslendirme gibi aktiviteleri ile renk katmış, Ümraniye hekimbaşı mezarlığında toprağa verilmiştir.
Daha kimleri kaybettik? Amerikalı ünlü dizi oyuncusu, komedyen Garry Shandling, 66 yaşında evinde bilinmeyen bir nedenle öldü.
Sherlock Holmez dizinin ünlü aktörü, Douglas Wilmer 96 yaşında Londra’da hayata gözlerini yumdu.
İhtiras Rüzgarları’nın yazarını da kaybettik. 40’dan fazla kitabı bulunan roman ve şair Jim Harrison 78 yaşında kalp krizi sonucu öldü.
Rüzgarlı sokağın Fatoş yengesi Çukurkavaklı’yı da yıldızlara yolcu ettik:
Herkes tarafından sevilen, sayılan bir basın emekçisi idi. Ayrıca benim kat komşumdu, rahmetli kocası Kemal Bayram, Çukurkavaklı’nın vefatından sonra gazetinin yükü tamamen omuzlarına yüklenmişti. Bir kızı, bir oğlu vardı. Yüsek tahsillerini tamamlayabilmek için pek anneye yardımcı olamıyorlardı. Gerçi oğlu Alev Çukurkavaklı, daha sonra ülkemizde isim yapmış bir gazeteci, araştırmacı ve yazar olarak ün sahibi olmuştu. İngilizce, Bulgarca ve Rusçayı gayet güzel konuşan ve eğitimini bu ülkelerde yapan, Alev Çukurkavaklı "Bitmeyen öyküler, Hergele-1, Seçkin sınıfın yalanları, Yüzün kaybeden kadınlar, Çankaya cinayeti ve Sabahattin Ali olayı" adlı bir birinden ilginç yapıtların yazarı olarak ünlü bir baba ve annenin oğlu olduğunu ispatlamıştır.
Anne Fatoş Çukurkavaklı sahibi olduğu Yenigün adlı gazeteyi, çalışanlarını, işçilerini, evlatlarını kollarının altına lapı Rüzgarlı sokağın kurtlar sofrasından yüzünün akıyla çıkmıştı. Kızı lale ise ünlü bir arkeolog olarak yurdun dört bir yanındaki tarihi kazılara katılmıştır.
İyi, samimi ve candan bir komşu olan Fatoş, Çukurkavaklı, ne yazık ki illet bir hastalığın kurbanı olmuştu. Değerli komşunu ve meslektaşlarımı daima sevgi ve saygı ile anacağım, anacağız.
Kemal Sunal’ın Annesi de öldü:
Türk sinamasının yeri doldurulmaz rahmetli sanatçısı Kemal Sunal’ın annesi, Saime Sunal’da 90 yaşında hayata gözlerini yunmuştur.
Cenaze törenine oğlu Cengiz Sunal, Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal, çocukları Ali ve Ezo Sunal’ın yanı sıra ailenin yakın dostları ve sanat dünyasının ünlü isimleri katılmıştır.
Torunu Ali Sunal "Sultanım oğlu Kemal’ine kavuştu" diyerek üzüntüsünü dile getirirken, Saime Sunal Karacaahmet mezarlığında toprağa verilmiştir.
Acımız ne kadar acı olursa olsun, hayat devam ediyor. Geride kalanlara sabır dilemek, baş sağlığı dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Yıldızlara uğurladığımız bu saygın insanları aslı unutmayacağız.
"Eski dostlar" da bizi terk etti.
Türk sanat müziğine birbirinden güzel şarkılar hediye eden ünlü bestekar Gültekin Çeki, 89 yaşında Antalya’da hayata gözlerini yumdu "Eski dostlar – Kara gözlem efkarlanma gül gayrı ve Gece sessiz ve karanlık yine her şey uyumuş" gibi değerli eserlerin bestekarı olarak daima hatırlanacaktır. 89 yaşında hayata gözlerini yuman Çeki, Antalya’da defnedilmiştir.