Onlar haklı değil mi?
Ayhan Aydemir
Ayhan AYDEMİR
Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının tespit edildiğinin açıklanmasının ardından bir sene geçti…
Bu sürede salgınla en ön safta mücadele eden sağlık çalışanları da büyük sorunlar yaşıyor…
Resmi verilere göre şu ana kadar 2 milyon 740 binden fazla koronavirüs vakası tespit edilirken, yaklaşık 29 bin kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti…
Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre hayatını kaybeden kişilerin 352’si sağlık çalışanı…
Sağlık çalışanlarının bu dönemde en çok şikâyet ettikleri konulardan birisi çalışma koşulları iken bir diğeri ise sahip oldukları bazı hakları kullanamamaları…
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında görevli personelin istifa, emeklilik ve yıllık izin haklarının kullanımı büyük oranda sınırlandırılmıştı…
Genelgenin birinci maddesinde şu ifade yer alıyordu:
“Her ne sebeple olursa olsun bu süreçte görevinden çekilme (istifa) talebinde bulunan personelin mezkûr talebi kabul edilmeyecektir…”
Ancak 19 Ocak 2021 tarihinde yayımlanan genelge ile sağlık çalışanlarının emeklilik ve yıllık izin haklarındaki kısıtlama kaldırılırken, istifa taleplerinde bir değişiklik yapılmadı…
3 Mart 2021 tarihinde yayınlanan genelgenin üçüncü maddesinde de istifa talebinin “her ne sebeple olursa olsun kabul edilmeyeceği” vurgulandı.
İstifa yasağına karşı çıkan sağlık çalışanlarının bir kısmı “Hür hekimler” hareketini oluşturarak istifa haklarının iade edilmesi için çaba gösteriyor…
Medyascope’un haberi ilişiyor gözüme…
Sağlık çalışanları bu hakkı kullanamamalarının büyük mağduriyetlere yol açtığını belirtirken, uzman hekim olmak için Tıpta Uzmanlık Eğitimi Girişi Sınavı’na (TUS) giremediklerini, hatta zorunlu hizmetleri bitmesine rağmen yaşadıkları yerlere geri dönemediklerini söylüyor…
xxx
Bakın bir çarpıcı örnek…
Yaklaşık bir buçuk senedir Hakkari’de görev yapan bir uzman hekim, zorunlu hizmet süresini tamamlamasının üzerinden altı ay geçmesine rağmen hâlâ aynı hastanede olduğunu, Antalya’da özel bir hastane ile anlaştığını ancak istifa edemediği için orada işe başlayamadığını ifade ediyor…
Diyor ki:
“Ben burada iş yapmıyorum, bekçilik yapıyorum. Burada zaten koronavirüs hastası yok. Eğer gidebilirsen anlaştığım hastanede daha fazla koronavirüs vakasına bakacağım…
Zorunlu hizmet süremi altı ay önce tamamladım. Tam istifamı verecekken yasak geldi. Antalya’da bir özel hastane ile anlaşmıştım. Ancak istifalar yasak olduğu için oraya gidemiyorum…
Burada bir sürü uzman doktoru boş yere tutuyorlar. Bize iş yaptırdıkları görüntüsü vermek istiyorlar ama bana boşu boşuna maaş veriyorlar…
Burada iki-üç aydır hasta yok zaten. Olanlar da yoğun bakıma yatmıyor bile. Devletin bir işleyişi var ama burada büyük bir mantıksızlık var…”
xxx
Muğla’da bir devlet hastanesinin acil servisinde çalışan pratisyen hekim ise genelge yayımlanmadan önce istifa dilekçesini vermesine rağmen kabul edilmediğini anlatıyor:
“Ben geçen sene ocak ayında göreve başladım, hâlâ aynı hastanede çalışıyorum. İstifamı ekim ayındaki genelgeden 12 gün önce vermiş olmama rağmen reddedildi…
50 yıllık sağlık politikalarının ceremesini neden bizim jenerasyona yüklemeye çalışıyorlar? Halka da siyasi otoriteye de bunu sormak istiyoruz. Biz nasıl bir hata yaptık? Özlük haklarımızla ilgili çok ciddi sıkıntı var…
Bir yıl boyunca aylık ortalama 250 saat mesai yaptım. Bir memur günde sekiz saatten 20 gün çalışır ve 160 saat mesaisi vardır. Kimse bize bu ay kaç saat mesai yaptığımızı sormuyor…”
xxx
Çocuk diş hekimi olarak görev yapan ve kendi kliniğini açmak isteyen bir başka hekim de istifa edemediği için önünü göremediğini, istemedikleri işlerde çalıştırıldıklarını ve meslek odaları tarafından da yeterli desteği bulamadıklarını aktarıyor:
“Klinisyenlik yapmak istiyorum ancak kliniğimi açamıyorum çünkü istifa edemiyorum. Özel bir branşım var ve esasında serbest çalışarak kamuya çok daha yararlı olup hizmet sunacağımdan eminim. Bizim de gelecek ve kariyer planlarımız var. İstemediğin bir ortamda zorla çalıştırılmak en büyük mobbingtir…”
xxx
Doktorların seslerine sessiz kalınmamalı…
Onlar alkış değil temel anayasal haklarını istiyor…
Normalleşmeyi en çok sağlık çalışanları hak etmedi mi?
TTB ve Türk Diş Hekimleri Birliği bu konuya el atmalı…
Sağlık çalışanları meslek örgütlerine kırgın…
Haksız da değiller…
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler bloğunda bu konuyu inceleyen bir yazı yazmış, istifa yasağının hukuki olmadığını, çünkü yasağın herhangi bir kanuni dayanağı bulunmadığını vurgulamıştı.
Doğru;
Anayasamıza göre kimse zorla çalıştırılamaz.
Yorumlar