Son günlerde çeşitli yayın organlarında ve televizyon haberlerinde adını sıkça duyup gördüğümüz Selin Sayek Böke son seçimlerde CHP İzmir milletvekili olarak yüce meclise girmeyi başarabilmiş, çağdaş bir Türk kadınıdır.
Kültürlü bir ailenin iki kızından biri olan Böke yine çok tanınmış mücadeleci bir annenin de kızı olarak bilinmektedir. Anne Füsun Sayek başarılı bir tabip olmanın ötesinde haksızlıklara karşı var gücü ile mücadele eden bir başkandır. Evet Füsun Sayek, Ankara’da uzun yıllar Türk Tabipler Birliği (TTB) başkanlığı yapmış, daima tabiplerin hakkını koruyarak inandığı doğrulardan şaşmamıştır.
Rahmetli Füsun Sayek’le Sağlık Bakanlığı’nda görev yaptığım yıllarda tanışmış, bir arada beraber çalışmalarımız olmuştur. Birkaç kez de rahmetli Dr. Yıldırım Aktuna’nın bakanlığı sırasında Ankara Körfez Lokantasında bir araya gelmiştim. Konuşkan, bilgili, mütevazi bu değerli insanı bir nemrut hastalık yüzünden kaybetmiştik.
Selin Sayek Böke’nin babası Hataylı olup Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı da yapan ünlü Prof. İskender Sayek’tir. Halen Hacettepe Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim üyesi olarak görevine devam etmekte olan saygın hoca bugüne kadar yüzlerce genç doktorları sağlık ordumuza yetiştirmiştir.
Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Ekonomiden sorumlu olup ayni zamanda parti sözcüsü olarak büyük sorumlulukları omuzlamış genç bir parlamenterdir. Böke bu yere onun, bunun desteği ile değil tırnakları ile kazarak gelmiş bir hocadır. 1972 yılında doğan Sayek ODTÜ iktisat mezunudur. Uzun yıllar Dünya Bankası projelerinde Güney Afrika, Doğu ve Orta Avrupa ekonomi projelerinde başarılı çalışmalar yapmıştır. Lise Aşkı Mert Böke ile yaptığı evlilikten biri 16 yaşında, diğeri 11 yaşında olan iki erkek evladı vardır. İnşaat Mühendisi olan eşi Böke ile mutlu evliliğini lise yıllarındaki sevgi, saygı ve sıcaklıkla sürdüren Sayek, 1999 yılında Duke Üniversitesi’nden iktisat doktorasını almış, Bentley Üniversitesi’nde ekonomi bölümünde yardımcı Doçent olarak çalışmalarına uzun süre devam etmiştir. Sayek 2001-2003 yılları arasında Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcılığı da yapmıştır.
Selin ve Mert Böke kazandıklarını yata, köşke, yazlığa değil daima daha iyi bir eğitim ve kariyer için harcamışlardır. Nitekim Böke ailesi bugün rahmetli annesi Füsun Sayek’in evinin alt katında mütevazi bir dairede oturmaktadırlar. İnsanı şekillendiren en önemli kucak aile ortamıdır. Diyen Böke, kendisine iyi bir eğitim yaptıran ailesine Atatürkçü yolda başarıdan başarıya koşmasını sağlayan hocalarına duyduğu minneti saklamayacak kadar da saygılı bir insan, hayvanları çok seven adını Şero koyduğu kedisi ile boş vakitlerinde stres atan hanım milletvekili CHP kurultayında en yüksek oyla Parti Meclisi’ne seçilip başkan yardımcılığı koltuğuna oturan Sayek Böke gayet güzel konuştuğu İngilizcenin yanı sıra daha pek çok yabancı dilde çalışmalar yapabilecek yetenekte genç cesur, azimli, topluma ve aile birliğine saygılı ve de hayır bir evlattır. Annesinin ölüm yıldönümünde sağlık ve kültür etkinlikli düzenlemeler yapmayı da ihmal etmemektedir.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’yi üzen bir konu ise yayın hayatına daha düne kadar kayyum tarafından yönetilen "Bugün" gazetesinde vaftiz edildiği ve Hıristiyan olduğu şeklindeki çok çirkin bir haberin yayımlanması olmuştur. Artık yayın hayatına yetkililerce son verilmiş olan Bugün gazetesine söyleyecek lafının olmadığı fakat bazı çevrelerin sesini kısması için bir açıklama yapmayı uygun bulmuş ve düzenlediği basın toplantısına Selin Sayek özetle şunları söylemiştir.
"Benim ailem, kökenim, soyum ortada, gizleyeceğim, korkacağım hiçbir şey yok. Benim ailem yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan, herkes kadar buralı, herkes kadar bu ülkenin yurttaşı ve hayatları boyunca bu ülkeye hizmet etmiş insanlardır. Anadolu’nun zengin kültürü içinde büyüdüm. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Atatürk sevgisi ile dolu çağdaş bir fert olarak, ailemle, Anadolu’mla, beni bu mevkilere getiren seçmenimle ne kadar iftihar etsem azdır." Diyen Selin Sayek hanımefendiye verilecek bir tek cevabım var. "Meyve veren ağaç taşlanır" malum çevrelerin bu tarz sataşmalarına da ayrıca alışık olmalısınız, asla umursamamalısınız. Arkanızda sizi seven yüz binlerce insanınız vardır. Ben annenize rahmet dilerken size de sonsuz sabırlar, başarılı, sağlıklı yıllar dilerim. Bu ülkenin sizin gibi dürüst, cesur, bilgili insanlara ihtiyacı vardır.
Karar mekanizmalarında kadının varlığı
Günümüzde kadınsız, karar mekanizmaları, meyve vermeyen ağaca benzer. Sadece gölgesinden yararlanırsınız. Oysa kadının var olduğu iş dünyasında ve sosyal yaşamda kadının varlığı tartışmasız çok önemlidir.
CHP İzmir Milletvekili Selim Sayek Böke gibi başarıya ulaşmış bir parlamenterin yüce mecliste bulunması biz çağdaş, Türk kadının iftihar edeceği bir örnektir.
İşte yine başarılı çalışmaları ile toplumda kadınlarımıza saygın bir yer açma çabasında olan bir başka hanım "Karar mekanizmalarında kadın sayısı çoğalsın" görüşü ile çıkmış olan Suzan Bayazıt’ı bilmem yakından tanır mısınız? Yıllardan beri birçok dernekte faal görevler alan, yine bu arada hayır amaçlı pek çok vakıf kuran Suzan Bayazıt, Boğaziçi Üniversitesi mezunu olup, yıllarca bankacılık ve finans sektöründe çalışmış bir işkadınıdır. Üç dil konuşan bu yetenek Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın kurucusu olup 15 yıldan bu yana sivil toplum için çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.
Pek çok vakıf ve derneklerde gönüllü olarak çalışan Bayazıt bu kuruluşlara sürdürülebilir bütçe yapabilmeleri için modeller oluşturmakta destekçi ve bağışçı programlar önermektedir. "Adım Adım’ın Koşucusu, Suzan’la" adlı örgütü ile topladığı bağışlarla Edirne’de pek çok eğitim biriminin bir yıllık işletme giderlerini karşılamıştır.
Toplum Gönüllüleri Vakfı, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın mütevelli üyeliğini de yürüten Bayazıt yinede pek çok dernekte stratejik planlama, kaynak bulma, gönüllüleri harekete geçirme konularında seminerler düzenlemektedir.
Suzan Bayazıt "Kadının iş gücüne katılımının artması gerekmektedir. Özellikle devlet görevlileri arasında valiler, kaymakamlar, vekiller ve karar mekanizmasında kadınlarımıza daha çok yer verilip imkân tanınmalıdır." Bugün Meclis’te parmakla sayılacak kadar az bayan milletvekili bulunmaktadır. Gençlerin karar mekanizmalarında yer alması mecliste yaşları genç milletvekili sayısını yükseltecektir. Oysa bugün 35 yaşın altında iki bilemediniz üç milletvekili bulunmaktadır.
İnsanların toplum kuruluşlarına güven duyabilmesi için bu birimlerin şeffaf olması gerekir. Halktan yardım alabilmek gayesi ile denetçilere açık olup, her konudaki raporların internette yer alması gerekmektedir. Diyen Suzan Bayazıt’ın bugün lüks arabası olmadığı gibi bu yolda harcayacağı paraları ise değerli çantalarını, ayakkabılarını, kürklerini ve hatta mücevherlerini satarak temin etmiştir.
Genç kadınlarımıza, kızlarımıza ve de genç nesillere imkan tanımak onları geleceğe güvenli bir şekilde yetiştirmek vatanını seven, bizler için böylesi kutsal bir görevden kaçmamalıyız. Sizi de yürekten kutluyorum. Fedakâr Suzan Bayazıt. İyi ki varsınız.