Heyecan Nazlı VEZİROĞLU
30. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kapısını, ‘KAPI' filmi ile tıkladık.
‘O kapının üstündeki oymalı hayat ağacı yok artık...Oysa, hayatın döngüsünü anlatıyordu. Çark-ı Felek...Biri ölür, biri doğar.’
30. Ankara Uluslararası Film Festivalinde, 20 Nisan'da gerçekleşen, KAPI Filminin özel gösterimini izlerken, çok tesir altında kaldım. İzleyiciler arasında, TBMM Başkan Vekili ve Milletvekili Levent Kök de bulunmaktaydı. Filiz Üstün sanatçı kimliği, ustalığı, duruşundan ve gözlerindeki ifadeden anlaşılıyordu. Kapı filmi, Midyatlı bir ailenin, trajik hayat öykülerini anlatan, hüzünlü bir dramdı. Nihat Durak'ın yönetmenliğinde, çeşme başı efsaneleriyle, Mardin’e has, görsel bir şölen izledik. Duygusal ve dram dolu hikayeleriyle fark yaratan filmler üreten Nihat Durak, sinemaseverleri, yine duygulandırdı. Midyat’tan Berlin'e, 25 yıl önce ailece göçmüş Süryani ahşap ustası Yakup’un, yıllar sonra kaybolan oğlu Mikhael'in bulunan kemiklerinin, DNA testi için yurduna dönüşünde, yaşadığı dramatik olaylar örgüsü, bizleri düşündürdü. Bir Deli'nin Hatıra Defterinde, hayranlıkla izlediğim Konuk oyuncu Erdal Beşikçioğlu'nun, etkili Süryani rahip karakteri de yöresel kültürü yansıtmaktaydı.
Son sahnede, oğulları olduğu DNA testi ile tespit edilen Mikhael'in mezarına indirilen tabutun üzerindeki kapının işlemeleri, bizi, hayat ile ölüm arasındaki ince çizgiyi, bütün dinlerdeki ailenin kutsallığını ve manevi değerleri, hatırlattı.
Güçlü bir oyuncu kadrosu, seyircileri, filmin ekranına kilitledi.
Yoğun sembolizm kullanılan KAPI filminde; ailenin, yağmalanan ve çalınan kapısı üzerinde incelikle işlenen hayat ağacı; nar, su damlası ve güvercin figürlerinin vurgulanması, seyircinin, kendi hayat felsefelerini sorgulamasını sağladı. Mezopotamya'da, bütün medeniyetlerde var olan nar ağacı, bereketin sembolüdür. Hayatın döngüsünü anlatır.
Yakup ustanın torunu Nardin'i oynayan, genç oyuncu Aybüke Pusat’ın, doğal ve yalın oyunculuğu enerjikti. Yeni nesil dijital çağ gençlerini, iyi temsil ediyordu.
Yakup Kanık tiplemesi ile gerçekleşen Kadir İnanır'ın gerçekçi oyunculuğu çok başarılıydı. Hafızalarımızın başköşesinde olacak. Şemsa Anne rolündeki Vahide Perçin’in tesirli ve yürekli ifadesi ve sesi, seyircilerin duygu yoğunluğunu artırdı.
30. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kapısını, ‘KAPI' filmi ile tıkladık.
‘O kapının üstündeki oymalı hayat ağacı yok artık...Oysa, hayatın döngüsünü anlatıyordu. Çark-ı Felek...Biri ölür, biri doğar.’
30. Ankara Uluslararası Film Festivalinde, 20 Nisan'da gerçekleşen, KAPI Filminin özel gösterimini izlerken, çok tesir altında kaldım. İzleyiciler arasında, TBMM Başkan Vekili ve Milletvekili Levent Kök de bulunmaktaydı. Filiz Üstün sanatçı kimliği, ustalığı, duruşundan ve gözlerindeki ifadeden anlaşılıyordu. Kapı filmi, Midyatlı bir ailenin, trajik hayat öykülerini anlatan, hüzünlü bir dramdı. Nihat Durak'ın yönetmenliğinde, çeşme başı efsaneleriyle, Mardin’e has, görsel bir şölen izledik. Duygusal ve dram dolu hikayeleriyle fark yaratan filmler üreten Nihat Durak, sinemaseverleri, yine duygulandırdı. Midyat’tan Berlin'e, 25 yıl önce ailece göçmüş Süryani ahşap ustası Yakup’un, yıllar sonra kaybolan oğlu Mikhael'in bulunan kemiklerinin, DNA testi için yurduna dönüşünde, yaşadığı dramatik olaylar örgüsü, bizleri düşündürdü. Bir Deli'nin Hatıra Defterinde, hayranlıkla izlediğim Konuk oyuncu Erdal Beşikçioğlu'nun, etkili Süryani rahip karakteri de yöresel kültürü yansıtmaktaydı.
Son sahnede, oğulları olduğu DNA testi ile tespit edilen Mikhael'in mezarına indirilen tabutun üzerindeki kapının işlemeleri, bizi, hayat ile ölüm arasındaki ince çizgiyi, bütün dinlerdeki ailenin kutsallığını ve manevi değerleri, hatırlattı.
Güçlü bir oyuncu kadrosu, seyircileri, filmin ekranına kilitledi.
Yoğun sembolizm kullanılan KAPI filminde; ailenin, yağmalanan ve çalınan kapısı üzerinde incelikle işlenen hayat ağacı; nar, su damlası ve güvercin figürlerinin vurgulanması, seyircinin, kendi hayat felsefelerini sorgulamasını sağladı. Mezopotamya'da, bütün medeniyetlerde var olan nar ağacı, bereketin sembolüdür. Hayatın döngüsünü anlatır.
Yakup ustanın torunu Nardin'i oynayan, genç oyuncu Aybüke Pusat’ın, doğal ve yalın oyunculuğu enerjikti. Yeni nesil dijital çağ gençlerini, iyi temsil ediyordu.
Yakup Kanık tiplemesi ile gerçekleşen Kadir İnanır'ın gerçekçi oyunculuğu çok başarılıydı. Hafızalarımızın başköşesinde olacak. Şemsa Anne rolündeki Vahide Perçin’in tesirli ve yürekli ifadesi ve sesi, seyircilerin duygu yoğunluğunu artırdı.
