Orhan GÜRDİL
1978’de başlayan iç savaş, ne yazık ki huzur arayan Afganistan’ı daha da karanlık günlere götürmektedir. Uzun yıllar bölgede yaşanan en büyük insanı krize sa...
Orhan GÜRDİL
1978’de başlayan iç savaş, ne yazık ki huzur arayan Afganistan’ı daha da karanlık günlere götürmektedir. Uzun yıllar bölgede yaşanan en büyük insanı krize sahne olan bu talihsiz ülke ABD ve NATO’nun çekilmesini fırsat bilen Taliban adlı aşırı dinci örgüt ülke içinde önemli merkezleri ele geçirmeye başlamıştır. Acımasız bu örgütün baskısından korkan binlerce genç ülkeyi terk edip. Özellikle Türkiye’ye sığınırken geride kalanlarda güvenli bölgelere kaçmaktadır. Bugün Türkiye yeni bir göçe sahne olmaktadır. 7 milyona yakın mültecinin yaşadığı ülkemiz yine büyük bir sorunla yüz yüze gelmektedir.
Huzur arayan Afganistan 20 yıl içinde iç savaşlar yüzünden yüzbinlerce insanın can verdiği bir bölge olmuştur. Rusya’dan sonra ABD’nin de bu ülkeden çekilmesi yine binlerce insanın katledileceğini belirtmektedir. 2001’den bu yana süren savaşta 71 binden fazla sivil hayatını kaybetti, 70 binin çok üzerinde Afgan askeri feci şekilde öldürüldü. Katliam, işkence ve çatışmalarda özel güvenlik şirketlerinde çalışan Afganlı 3.800 genç hayatını kaybetti. ABD ve NATO da bu savaşta 3.500 personelini kaybetti. Taliban ve diğer silahlı gruplar ise 84 bin kayıp verdi.
3 milyon kişi, Taliban korkusu yüzünden komşu ülkelere kaçarken 3.5 milyon kişide evlerini terk etmek zorunda kaldı. Avrupa özlemi içinde yaşayan 18 ile 26 yaş arasında Afganlı gençler ise Türkiye’yi atlama tahtası gibi görüp gruplar halinde İran sınırından içeri girmektedir. İran bu gençlerin kendi topraklarından geçmelerine göz yumarken Türkiye’nin başına yeni bir dert açtıklarını da biliyorlar. Zor şartlar altında Afganistan’dan Türkiye’ye 20 – 25 günde geldiklerini söyleyen Afganlı gençler, burada insani yardım gördüklerini açıklamaktan da geri kalmıyorlar.
1978 yılına Sevr Devrimi ile Afganistan Cumhuriyeti’nin yıkılıp Afganistan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulması ile başlayan ayaklanmalar bir iç savaşa dönüşmüştü. 80’li yılların sonunda Sovyetlerin çekilmesinden sonra Afganistan’ı yöneten Muhammed Necibullah, Taliban’ın işgallerine karşı koyamamış 1969’da Kabil’e giren Taliban militanları Birleşmiş Milletlerle binasında saklanan Afganlı yöneticiyi zorla dışarı çıkartıp işkence yaptıktan sonra kardeşi, Şahpur Ahmedzai ile birlikte elektrik direğine asılarak öldürmüşlerdi.
Uzun yıllar kardeş ülke olarak gördüğümüz Afganistan bugün makûs tarihine yine boyun eğmek zorunda kalmıştır. ABD Afganistan da kaldığı süre içinde Afganistan’ın yeniden inşası için 143 milyar dolar savaş gazilerinin tedavisi için 296 milyar dolar masraf ederken bu ülkenin talihsiz ülke Afganistan’a yaptığı yardımlar 26 milyar doları bulmuştur. ABD’nin bütçesine ağır darbe vuran bu harcamalar yüzünden Amerika bugün bu ülkeyi terk etmeye başlamıştır. Amerika Afganistan’da kendilerine yardımcı olan 2.500 kadar Afganlıyı da beraberinde götüreceği söylenmektedir. Amerika’ya gideceği henüz kesin olmayan bu haberlere bakılırsa vize işlemleri biten Afganlılar ABD’de askeri üsse yerleştirileceği tahmin edilmektedir.
DİKTATÖR ES SİSİ RAHAT DURMUYOR
122 milyon nüfuslu Etiyopya halkına içme ve tarımsal alanlarda su temin edecek olan Büyük Rönesans Barajı, Mısır’ın başına askeri darbe ile gelen Sisi’yi rahatsız ediyor. Nil Nehri’nin bir kolu olan Mavi Nil üzerinde inşası bitmek üzere olan barajın yapımını ve su tutmasını engellemek için bir seri olaylara başvuran diktatör şimdi de Etiyopya’yı savaş tehdidi ile rahatsız etmeye başlamıştır.
Etiyopya’yı yoksulluktan kurtaracak olan, Afrika’nın bu en büyük Barajı’nın yüzde 80’i bitmiş. 2023 yılında ise tam kapasite ile faaliyete geçecektir. Sudan’a 20 kilometre uzaklıkta bulunan baraj, 4.6 milyon dolara mal olmaktadır. Sudan ile Etiyopya’yı korkutmak için bir askeri anlaşma yapan Sisi şimdi de Uganda ve Burundi ile askeri bir beraberliğe imza atmıştır. Temeli 2011’de temeli atılan bu baraj su tutmaya başlamıştır. ‘Bir damla suyumuzu almayı deneyinde görelim.’ Diyen Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Es Sisi. Adis Ababa yönetimini tehdit etmektedir.
GÜNEY AFRİKA’DA AÇIK BAŞGÖSTERDİ
Temmuz başından beri yönetime karşı ayaklanan Güney Afrikalılar mahkemeye itaatsizlik suçlaması ile 15 aylık hapse mahkum edilen eski Cumhurbaşkanı Jacob Zuma’ya verilen cezanın affedilmesi için Jhonnesburg ve Durban’da ayaklanan protestocular marketleri, mağazaları ve iş yerlerimi yağmalamaya başlamışlardır. Açlıkla karşı karşıya gelen halk bu arada askeri birliklere de karşı koymaktadır. Yapılan açıklamaya göre şimdiye kadar 75 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştır.
MACRON’UN BAŞI EVSİZLERLE DERTDE
Fransa’da çeşitli göçmen dayanışma derneklerini bünyesinde barındıran ‘Collectif Requisitions’ adlı kuruluşun desteği ile Paris’in en turistik bölgesi olan Vosges Meydan’ında 400 kadar evsiz çadır kurarak yaşamaya başlamışlardır. Aralarında çocuklu aileler ile kimsesiz çocuklarında bulunduğu göçmenler ‘onurlu ve kalıcı barınma çözümü gerçekleşmeden buradan ayrılmayacağız.’ Demektedir. Macron’u fazlası ile sıkan bu yerleşmenin yanı sıra aşı karşıtı Fransızların protestosu da Cumhurbaşkanı’nın canını fazlası ile sıkmaktadır.