Orhan GÜRDİL Yüzyıllar boyu İstanbul’un şahidi olan Galata Kulesi günümüze kadar gelen, zaman içinde başına gelmeyen kalmamış çilekeş bir yapıdır. Şiirlere, şarkılara, ef...

Orhan GÜRDİL Yüzyıllar boyu İstanbul’un şahidi olan Galata Kulesi günümüze kadar gelen, zaman içinde başına gelmeyen kalmamış çilekeş bir yapıdır. Şiirlere, şarkılara, efsanelere, filmlere ve aşklara konu olan Galata Kulesi yüzlerce yıl Marmara Denizi’ne ve Haliç’e nazır bir tepeden İstanbul’u izlemektedir. Tarih boyunca çok farklı amaçlarla kullanılan bu barınak, zamanında Osmanlı’nın eserlerine meskenlik yapmış, yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmış, zaman geldi gece kulübü, çayhane, lokanta olarak hizmet de vermiş. Yıllara meydan okuyan Galata Kulesi bugünlerde yeni çehresi ile Türk Turizmine büyük katkılarda bulunacaktır. İstanbul’un siluetine ayrı bir güzellik karan tarihi bu yapımın inşa tarihi oldukça eskidir. Bizans İmparatoru Justinianus tarafından MS.507-508 yılında yaptırılmış kulenin o yıllardaki görevi denizlerden gelecek tehlikeyi haber vermekti. İmparator Justinianus Haliç sahiline bir kule daha yaptırarak denizden gelecek tehlikeyi önlemek için kullanılan zincirin bir ucunu bağlamaktı. Zamanla sahildeki kule yıkılarak yok edildi. Tarihçilere göre Kastellion adıyla anılan kulenin 1509vdepreminde yıkılıp yok olduğu söylenir. Galata Kulesi de 1509 depreminde büyük hasar görmüşse de 14.yüzyılın başlarında bölgeye yerleşen Cenevizliler tarafından onarılarak kuleye sahip çıkmakla kalmayıp bölgeyi tam bir yerleşim bölgesi haline getirirler. Bizans’ın zayıfladığı yıllarda fırsatı değerlendiren Cenevizliler bölgeyi surlarla çevirerek Galata’yı kendi yaşam alanına çevirirler. Denizden 35 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde bulunan Galata Kulesini tekrar elden geçirilerek kendi güvenlikleri için kullanmaya başlayan ‘Megalos Pyrgos’, yani ‘Büyük Burç’ diye isimlendiren Bizanslılara karşı Cenevizliler ‘İsa Kulesi’ adı ile Galata Kulesini isimlendiriyorlardı. Fatih Sultan Mehmet Konstantinopolis (İstanbul)’u kuşatmadan önce Galata bölgesinde yaşayan Cenova Kolonisi ile bir anlaşma yapar. Anlaşmaya göre Cenova (Cenevizliler) Osmanlı Ordusuna karşı savaşmayacaktır. Buna karşılık bölgede varlıklarını sürdüreceklerdir. Savaştan sonra Galata’nın anahtarları Sultana teslim edilir. Ancak Cenevizliler sözlerinde durmayıp Osmanlılarla savaşan Bizans Ordusuna asker vermiştir. Savaş sonrası bölgeyi gezen Sultan Mehmet ölüler arasında Ceneviz üniformalı askerleri görünce yapılan anlaşmayı yok sayarak Galata Surlarının bir bölümünün yıkılmasını emreder. Bu arada Galata Kulesi de yıkıma uğrar. Bir kısmı yok edilen kulenin yanı sıra bölgede en büyük tapınak olan ‘San Paolo e San Domenico’ kilisesi camiye çevrilir. Tarihi kayıtlara bakılırsa Galata Kulesi’nin iki katı (10 arşın) 7.58 metre kısaltılır. 1481-1512 tarihinde küçük kıyamet olarak vasıflandırılan depremden sonra rivayetlere göre kule yıkılır veya 17.17 metre kotuna indirilir. O yıllarda Sultan II. Beyazıd Osmanlı’nın başında bulunmaktadır. 1520-1566 yıllarında Kanuni Sultan Süleyman döneminde kule zindan, 1566-1574 yılları arasında Sultan II. Selim zamanında ise birkaç kez yangınlara hedef olan kule onarılarak tekrar hizmete sokulur. Yangın gözetleme noktası olur. XVII. yüzyılın önemli tanığı Evliya Çelebi, kule hakkındaki sözlerine bakılırsa Fatih’in yaptığı kule 118 arşın yan, 89.44 metredir. En üst tepesi has kurşun ile kaplıdır. Açık havada Bursa da bulunan Uludağ’ını görmek mümkündü. Bu kulenin içinde on kat bulunup, bir katı yerin altındadır. Çelebi’ye göre kule bir arada Osmanlının gemi aletlerine mahzenlik yapmıştır. İşçiler için yatakhaneye de çevrilmiştir. Galata Kulesi’nin çilesi bitmek bitmez. 1717 yılından itibaren büyük zarar veren tarihe göre patlıcan yangınları diye adlandırılan felaketler karşısında kule bu kez de tekrar yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ne yazık ki 1794 yılında çıkan bir yangında kule çatışı başta olmak üzere iç merdivenler de yanar. II. Selim (1789-1807) yangından sonra kule çok esaslı bir restorasyona tabi tutulur ve tekrar hizmete sokulan kule bu kez de 1832 yılında Sultan Selim’in yaptırdığı bazı bölümler tekrar yanar. (1808-1839) Sultan bu arada kuleyi daha da yükselterek dört pencereli yüksek tavanlı bir kat ile onu çepçevre dolaşan bir açık hava koridoru inşa ettirir. Çilekeş kulenin kötü talihi yine ortaya çıkar ve 1875 yılında meydana gelen bir fırtına sonucu Sultan II. Mahmut tarafından yaptırılan külah uçar. Tekrar onarıma alınan kulenin tepesine iki kat sevimsiz bir ilave ile tepesine ise bir sancak direği dikilir. Aradan geçen yıllar içinde ahşap döşemelerde ortaya çıkan çürümeler ve bozulmalar nedeniyle hayati tehlike arz ettiği için kule boşaltılarak kapasına kilit vurulur. Uzun yıllar kaderine terk edilen Galata Kulesi 1964-1967 yılları içinde dönemin başarılı Belediye Başkanı Haşim İşcan tarafından tekrar onarıma sokulan kule 1967 yılında yeni yüzü ile tekrar İstanbulluların hizmetine sunulur. Ne var ki bir hata olarak daha sonra adlandırılan kulenin bir firmaya kiraya verilmesidir. Firma kuleyi gece kulübü, lokanta, kafe, bar gibi çeşitli aktivitelerle kulenin tekrar harap olmasına sebep olmuş. 1997 yılında 30 yıl aradan sonra çilekeş kule İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuleyi Vakıflar Genel Müdürlüğüne devreder. Çilekeş kule yine uzun yıllar tamiratta geçirdiği günlerden sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı uzun süren bir restorasyona tabi tutar. Geride bıraktığımız aylar içinde yeni yüzü ile kapılarını açan Galata Kulesi bundan böyle bir seyir mekan ve İstanbul’un kültürel değerlerini tanıtıcı bir müze olarak varlığını sürdürecektir. Galata Kulesi adı ile günlük yaşamımızda yer aşan yapının ilk sahibi Bizanslılardır. M.S 507-1348, Cenevizliler zamanında 40 metre boyundaki kule 1509 depreminde zarar görerek boyu 20 metreye düştü. 1510-1832 yıllarında kulenin boyu 45 metre olarak inşa edildi, tekrar yangınlarla boyun eğen kule yeniden yapılarak boyu 55 metreye çıkarıldı. 1832-1875 yılları arasında tekrar yanan kule yeniden onarılarak boyu 60 metreye çıkarıldı. 1875-1964 yılları arasında fırtına yüzünden kulesi hasar gören kule tamirden sonra boyu 55 metreye çıkarıldı. Kulenin boyu bugün 60 metreyi bulmaktadır. Galata Kulesi 6 Ekim de Türk Turizmine hizmet vermek için açılan asırlık bu muhteşem, tarihi eserin ülkemize ve turizmimize büyük katkılar sağlayacağı muhakkaktır.