Erol Ünal KARABIYIK Az gittik, uz gittik başlıklı yazımda spordaki durumumuzu; zamanını masa başında ve ekran karşısında geçiren ve obeziteye teslim olmuş bir toplum şekli...
Erol Ünal KARABIYIK Az gittik, uz gittik başlıklı yazımda spordaki durumumuzu; zamanını masa başında ve ekran karşısında geçiren ve obeziteye teslim olmuş bir toplum şeklinde ifade etmiş, uluslararasındaki halimizi de olimpiyatlardan bazı örneklerle özetlemiştim. Yazının sonunda “Neden bu durumdayız?” diye sormuştum. * * * Sporda başarıyı mümkün kılan faktörlerin başlıcalarını; •Kaynak (maddi kaynaklar, insan kaynağı)/potansiyel, •Spor kültürü/spor yapma talebi, •Spor yönetimi şeklinde sıralayabiliriz. Bu faktörler açısından kendimizi bazı ülkelerle karşılaştırarak “Neden bu durumdayız?” sorusuna yanıt arayabiliriz... * * * Spora devletin ayırdığı fon, tesis, malzeme gibi maddi kaynaklar bakımından olimpiyatlarda bizden çok daha başarılı ülkelerden pek geride olmadığımız muhakkak. İnsan kaynaklarından spor çağındaki nüfus açısından bir karşılaştırma yapacak olursak; • 1 milyona yakın faal sporcu sayımızın 83,5 milyonluk nüfusumuza oranı yaklaşık %1 iken, bu oranın Almanya’da 26 milyon faal sporcu sayısı ile %30 olduğunu görürüz. Bu oran Hollanda’da % 27, Fransa’da % 25 civarında. Bizim 107 sporcuyla katılıp 13 madalya alarak 35. sırada bitirdiğimiz Tokyo 2020’yi; 434 sporcuyla katılan Almanya, 37 madalya kazanarak 9. sırada bitirdi. Bu veriler, faal sporcu sayınız az ise yetenek seçim havuzunuzun küçük ve sığ olacağını; dolayısıyla sporcu sayısının başarıya etkisini gösteriyor. İnsan kaynaklarından antrenör/öğretmen sayımız ise, Tokyo 2020’yi 7. sırada bitiren Hollanda ve 8. sırada bitiren İtalya’dan az değil. O halde sorun nicelikte değil nitelikte. Ülkemizdeki yabancı antrenör sayısı, hatta milli takımlarımızı yabancı antrenörlere teslim etmemiz de bu gerçeği vuruyor yüzümüze… * * * Spor kültürü ve spor yapma talebi ile yakından ilişkili olan kulüpleşme sayısına baktığımızda da; 67.400.000 kişi ile nüfusu bizden %20 daha az olduğu halde, kulüp sayısı bizdekinin (15.000-170.000) 12 katı olan Fransa’nın Tokyo Olimpiyatlarına 385 sporcuyla katılıp 33 madalya ile 8. sırada tamamladığını ve kulüp sayısının başarıya etkisini görüyoruz. Fransa’da kulüp başına düşen insan sayısı 400, Hollanda’da 420, Almanya’da 900 civarında iken, ülkemizde 5.580 kişi… * * * Peki, spordaki sorunlarımıza etkisini gördüğümüz faal sporcu sayımız, kulüp sayımız neden bu kadar az? Çünkü öğrencileri spordan, sanattan uzaklaştıran; onları ardışık sınavlara ve özel derslere, test çözmeye yönlendiren; hayatlarını ve geleceğe yönelik tüm umutlarını bu sınavlara bağlayan eğitim sistemimiz sporun, spor kültürünün gelişmesinin önündeki en büyük engel... * * * Sporda başarıyı mümkün kılan faktörlerden Spor Yönetiminin örgütlenmesinde dünyada başlıca iki modelden söz edilebilir. Bunlardan ilki ülkemizde olduğu gibi devletin sporu doğrudan yönetmesidir. İkinci model ise, spor kulüplerinin bir araya gelerek yetkilerinin bir bölümünü bir üst kuruluşa, federasyonlara devretmeleri şeklindeki hükümet dışı modeldir. Hükümet dışı modeli benimseyen Batı ülkelerinde spor, “eğitim sistemine”ya da “kulüp sistemine” dayalı olmak üzere, iki farklı şekilde yürütülmektedir. Kuzey Amerika’da spora katılımı eğitim kurumları, Avrupa’da spor kulüpleri üstlenmektedir. Türkiye’de ise spor kulüpleri, spor yönetiminin problemli konularından biridir. Bu husus; 8. Kalkınma Planı’nda (2001-2005) ve 1999-2009 spor şuralarında da dile getirilmiş; kulüp ve federasyonların fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. 1978 yılında DPT 4. Beş Yıllık Kalkınma Planı Beden Eğitimi ve Spor Özel İhtisas Komisyonu Raporunda “Ayrıca hızla bir spor yasası çıkarılmalı devletin ve toplumun güçlerinin görevleri bu yasada açıkça belirtilmeli¬dir.” denilmiştir. Ancak geçen bunca yıla rağmen spor yönetimimizi arzulanan yapıya kavuşturacak düzenlemeler, maalesef gerçekleştirilememiştir. * * * Eğer “Pehlivan tefrikasına benzedi” demezseniz bir sonraki yazımda yapılması gerekenlere yönelik görüşlerimi yazacağım.