Bu yazıyı kaleme almama, Ankaragücü camiasının nabzını açık ara en iyi tutan, sarı lacivertlilerin aldığı her nefesten haberi olan sevgili arkadaşım VİRALSPOR yazarı Metiner Erdem‘in, Ankaragücü-Hatayspor karşılaşmasının ardından yazdığı, ”Friedrich, Kitsiou, Taraftar… İşte Galibiyetin Mimarları” başlıklı yazısı teşvik etti. Metiner Erdem, yazısında şu ifadelere yer vermiş. “İyi futbolda, belki bir etkide yeni prim sistemi. Konyaspor galibiyetine 50 bin lira ödendi. Gençlerbirliği, Beşiktaş, Denizlispor maçları primi ise 30’ar bin lira. Bir iki gün içinde primler hesaba yatıyor.” Aynen katılıyorum… Belki de değil, kesinlikle iyi futbolda yeni prim sisteminin yüzde 100 etkisi vardır… 13 Temmuz’da, pandemi nedeniyle verilen yaklaşık 3 aylık aranın ardından başlayan 2019-2020 sezonunun tamamlanmasına 2 hafta kala ”Bu aşamada Ankaragücü Yönetimine düşenler” başlıklı bir yazı kalem almıştım. O yazıda; ”Meslekteki 34 yıllık deneyimimle söylüyorum… Bu işin tek sırrı var. O da para… Hiç kimse 3 günde arma-forma aşkını özümsemez, anlamaz… Zaten yabancı oyuncu da buraya para kazanmaya geliyor… Bir de net bir şekilde, kazanmaları halinde daha terleri soğumadan soyunma odasında futbolculara ödenecek prim miktarını deklare etmeliler…” ifadelerini kullanmıştım. Yılların deneyimiyle bu konudaki fikrim sabit. Bir takımın yöneticileri, oyuncuları için uygun çalışma ortamını ve takımdaşlık duygularını sağlayıp, hak ettikleri ücretlerini zamanında ödemeleri halinde başarının gelmesi kaçınılmaz oluyor.