9.Köy Haber Merkezi projesi bünyesindeki söyleşi, “Yüzüncü Yıla Girerken Türk Basını” başlığıyla dün akşam Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nde gerçekleştirildi. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in konuk olduğu etkinliğin moderasyonunu deneyimli gazeteci Nursun Erel üstlendi.
Seçim sürecinde medya
Seçim döneminde Türk medyasının seçimlere nasıl bir perspektifle baktığına değinen Türenç, “İnsanlığın bu kadar hoyratça ele alındığı bir dönem yaşamadım. O nedenle bu seçimin çok büyük bir farkı olduğunu sizler de biliyorsunuz. Gazeteciler seçim boyunca sandık başında olurlar veya liderlerin peşinde koşarlar. Ben de halk adına soru sormaya, bir kişi bile olsa onu aydınlatmaya, kamu görevlisi olarak bu meslekte bana verilen imkânı size sunmaya özen gösterdim” ifadelerini kullandı.
Halka karşı sorumluyuz
Gazeteciliğin en önemli özelliğinin soru sormak olduğunun altını çizen Basın Konseyi Başkanı, “Halkın, bir kişinin bile aklında soru işareti varsa onun cevabını sen sahadan bulup taşıyacaksın. Biz böyle alıştık, böyle eğitim aldık ve önümüzdeki örnekler de böyleydi. Bizden haberciliğin namusu için cevap bekleyen, gerçekleri bekleyen halka karşı sorumluyuz. Bu açıdan her gazetecinin bu şekilde yetişmesi ve bu hassasiyetle yola devam etmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Medya boğuldu
Yasakların ve cezaların üst üste geldiğine değinen Türenç, “Her hafta muhalif denilen, gerçeğe ulaşmaya çalışan gazetecilerin çalıştıkları kurumlara ceza kesiliyor. İlanların, reklamların yüzde üçü RTÜK’e ceza olarak ödeniyor. Buna beş kişi karar veriyor. Hükümetin atadığı insanlar zaten saraydan aldığı emirle, yönlendirmeyle bu kararı alıyor” açıklamasında bulundu. Gazetecilerin gerçeğe ulaşmasının engellendiğini belirten Türenç devamında, “Medya boğuldu. Cezalarla bir yere varılamaz, insanların en yaşamsal hakkı olan ve anayasanın koyduğu çerçevede verilen bu hakka halk ulaşamıyor. Halk gerçeğe ulaşamıyor” dedi.