1928 tarihinde doğup 5 Mart 1953 yılında geçirdiği beyin kanaması sonucu ölen Stalin 24 yıl sadece ülkesini değil, Sovyetlerin etkisi altındaki demir perde ülkelerini de sert bir yumrukla yönetmiştir....

1928 tarihinde doğup 5 Mart 1953 yılında geçirdiği beyin kanaması sonucu ölen Stalin 24 yıl sadece ülkesini değil, Sovyetlerin etkisi altındaki demir perde ülkelerini de sert bir yumrukla yönetmiştir. Eli kanlı bir lider olarak tarihe adını hiç de hoş olmayan bir şekilde yazdırmıştır. Asıl adı Josef Vissarionovich Djugashvill olan acımasız bu lider Rusya’da demir adam anlamına gelen “Stalin” ismini 1913 yılından sonra kullanmaya başlamıştır. 1917’deki Ekim Devriminden sonra fırsatları iyi değerlendirerek Sovyetler Birliği lideri olarak yönetimin güçlü ismi olan Stalin 1928-1953 yılları arasında (Gulaglara) adı ile ünlü toplama kamplarına gönderdiği 30 milyon masum insanın yarısından çoğu feci şekilde işkenceler uygulanarak öldürülmüştür. Kurduğu gizli cinayet örgütünü kullanarak Berlin’deki rakiplerini eski dostu Ekim Devrimi’nin mimarlarından Troçki’yi sürgün hayatı yaşadığı Meksika’da bile peşini bırakmayıp öldürtmüştür. 1924’ten 1929’a kadar yurt içinde ve dışında ne kadar muhalifi varsa çeşitli şekillerde hepsinin ölümüne neden olmuştur. Eli kanlı lider, ikinci dünya savaşı sonrası Kırım’da yaşayan Müslüman Kırımlıları “Almanlara yardım” ettikleri bahanesiyle 24 saat içinde çoluk çocuk yaşlı genç hasta demeyip binlerce Müslüman, görevlilerin acımasız baskısı ile hayvan taşımakta kullanılan trenlere bindirilerek Rusya’nın içlerinde kervan geçmez kuş uçmaz bölgelere gönderilmesi emrini de veren zalim liderin katliamlarını anlatan yüzlerce kitap yazılmış, film çekilmiştir. PUTİN STALİN’E ÖZENİYOR Putin’de Stalin gibi Rusya’da iktidarın güçlü lideri olunca ilk işi kuvvetli bir istihbarat teşkilatı kurmak olmuştur. Esasen kendisi de gizli istihbarattan gelme bir politikacıdır. Putin de Stalin gibi kendisine muhalif olan bazı rakiplerini esrarengiz cinayetler sonucunda ortadan kaldırmıştır. Putin de Stalin gibi Kırım’ı gözüne kestirmiş 18 Mart 2014’te Kırım’ın Rusya’ya ilhakını bir kararname ile onaylamıştır. Moskova’da bulunan Çarların da kullandığı görkemli Georgiveski Salonunda imzaladığı bir kararname sonrası Kırım’ın da Stalin gibi işgal etmiştir. Kraliçe ikinci Yekaterina, bu salona 1769’da Georgiveyski adını vermiş. Ayrıca Zafer Salonu olarak da adlandırılan bu çok görkemli 1312 metrekare genişliğindeki salonda Rus tarihi boyunca zafer kazanmış üst düzeyde nişan almış generallerin isimleri de yazılır. Putin şimdi bir futbol büyüklüğündeki Zafer Salonunda Çar edası içinde yaşarken kendisine muhalif olan bazı düşmanlarını yok etmekten de geri kalmamıştır. Novaya Gazete araştırmacı muhabiri Anna Poşitkovskaya 2006’da Moskova’da oturduğu apartmanın asansöründe vurularak öldürüldü. Yine Novaya gazetesi muhabiri Anastasia Baburova 2009 Ocak ayında bir basın toplantısından çıkarken vurularak öldürüldü, katilleri bulunamadı. Editör Yuri Shchekochiknin 2003’te radyoaktif zehirlenme şüphesiyle gizemli bir hastalıktan öldü. 2000’den 2009’a kadar Novaya gazetesinde görev yapan altı gazeteci çeşitli aletlerle öldürülmüştür. Echo radyosu ve Rain Tv kapatılmıştır. Sansürün var olduğu fakat uygulanmadığı Rusya’da Putin böyle gizemli bir liderdir. Nitekim son Ukrayna saldırısı ile tüm dünyanın istemediği bir lider durumuna Putin’in bundan sonraki yaşamı hayli zor olacaktır. ALEXEY KUZMUCHEV’İN YATLARINA EL KONDU Putin’e yakınlığıyla bilinen Alfa Şirketler Grubu’nun kurucusu olan ALEXEY’in iki yatına Fransa’da el konulmuştur. 20 milyon Euro değerindeki Küçükkaya adlı yatı ile 70 milyon Euro değerindeki büyük ayı adlı yatlarına el konulmuştur. Bu arada Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un Londra’da yaşayan üvey kızı Polina Kovaleva’nın 4.4 milyon sterlin değerindeki evine de el konulmuştur. 86 milyon Türk lirası değerindeki bu evi Lavrov 2016 yılında üvey kızına satın almıştır.