Futbolda kadınlar arasında düzenlenen organizasyonun en büyüğü Dünya Şampiyonası’nın 9’ncusu Avustralya ve Yeni Zelanda’nın ev sahipliğinde bütün hızıyla devam etmekte… Dünya futbolunda kadınlar ara...
Futbolda kadınlar arasında düzenlenen organizasyonun en büyüğü Dünya Şampiyonası’nın 9’ncusu Avustralya ve Yeni Zelanda’nın ev sahipliğinde bütün hızıyla devam etmekte… Dünya futbolunda kadınlar arasında en büyük organizasyon adeta kıtalar arası farkı da adeta ortadan kaldırmakta… İlk olarak 1991 yılında Brezilya’nın ev sahipliğinde düzenlenen ilk organizasyonun şampiyonu ABD. Şimdi; Türkiye’nin neden şu zamana kadar bu büyük organizasyona katılımı gerçekleşmediği sorusu geliyor akla… Bunun başlıca sebeplerinden biri Türkiye’de TFF bünyesinde ilk olarak ligler 2006-2007 sezonun da başladı ardından liglerin sayısı artırıldı ve şimdilerde Süper Lig başta olmak üzere 4 kategoride sürmekte… Evet, Türkiye’de kadın futbolundaki organizasyonun geçmişi yakın tarihi gösterirken, Dünya Kupası organizasyonları da 4 yılda bir olmak üzere devam etmekte. Yanı dur durak yok… Belirlenin statü doğrultusunda FİFA Kadınlar Dünya Kupası gelişerek ve büyüyerek yoluna devam ederken TFF anlaşılan izlemekle yetinmiş şu ana kadar. Üstelik bu büyük organizasyonda son yıllarda katılan ülke sayısı 32’ye çıkartılırken, Türkiye gelişip büyüyen bu organizasyonun finallerinde kendine yer bulamadı maalesef. Katılan ülke takımlarına bakıldığında nüfus ve teknolojik gelişim ve değişim adına Türkiye’den geride olmalarına bu büyük organizasyonda onları izlemek, katılamamanın acısını bir kat daha artırmakta. Bakın başka branşlara voleybola, basketbola hatta bireysel sporların en ağırından olan güreşe, boksa kadar Türk kadının başarısı ortada…Bununla birlikte yine birçok dalda başarılara imza atan sporcu kadınların var. Futbolda neden nasibini almasın… Uluslararası düzeydeki bu başarısızlık Türk kadınından değil, liyakat yoksunu idari ve yönetim bazındaki yetersizlikten kaynaklanmakta… TFF bir kez daha düşünüp bu sorunu ele alırsa A Milli Kadın Futbol Takımı da 4 yıl sonraki organizasyonda mutlaka kendine yer bulacaktır.
