Orhan GÜRDİL 150 yıllık bir geçmişe sahip İstanbul resim ve heykel müzesi, Tophane’de yeni yapılan teşhir salonlarında kapılarını sanatseverlere açmıştır. Türkiye'nin ilk...

Orhan GÜRDİL 150 yıllık bir geçmişe sahip İstanbul resim ve heykel müzesi, Tophane’de yeni yapılan teşhir salonlarında kapılarını sanatseverlere açmıştır. Türkiye'nin ilk plastik sanatlar müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, ilk olarak Atatürk tarafından 18 Temmuz 1937 yılında Dolmabahçe Sarayı’nın veliaht dairesinin, güzel sanatlar akademisine tahsis edilmesiyle yapılmıştır. 20 Eylül 1907’de açılışı yapılan bu müzede, o tarihte 320 eser bulunmaktaydı. Daha sonraki yıllarda bu sayı, 12 bin adete ulaşmıştır. Müzenin ve koleksiyonun, 1882 yıllarına dayanan bir başlangıcı vardır. O tarihlerde Sanâyi-i Nefîse Mektebi olarak tanınan bu eğitim yeri, günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi adını almıştır. Ressam, arkeolog ve müzeci olan Osman Hamdi Bey’in başkanlığında yenilenmeye başlanan müzedeki koleksiyonlar daha sonra, 27 Ekim 1915 tarihinde Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin büyük salonunda sergilenmeye başlanmıştır. 1931 de 87’si yerli, 10’u yabancı ressam tarafından yapılan tablolar ile 44 kopya eserden oluşan toplam 141 parça koleksiyona eklenmiştir. Bu nedenle müze, Ata’nın emriyle Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’ne taşınmıştır. Bugün Rektör, Prof. Dr. Handan İnci tarafından yönetilen İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve binası bir müzenin ötesinde, ustaca dizayn edilmiş yapısı ile İstanbul’un ve dünyanın sayılı müzelerinden biri olmuştur. 150 yıllık görkemli bir geçmişten sonra kapılarını dünya sanatseverlerin açan müze, Türkiye’nin en büyük ve en değerli eserlerinin sergilendiği bir yapıdır. İSTANBUL SANAT VAKFI İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Tarafından düzenlenen “İstanbul Bienali”, 2007-2036 sponsoru Koç Holding desteği ile 2017 yılından bu yana kalıcı bir eseri kamusal alana kazandırma geleneğini sürdüren bir kültür kuruluşudur. Sanatçı Ayşe Erkmen’in Haliç kıyısında sergilenen “Haliç Haliç’te” isimli eserini, İstanbul Bienali’nin 30. yaşını kutladığı 2017 yılında dünyaca ünlü Ugo Rondinone’un “Buradan nereye gidiyoruz?” adlı yapıtını Mustafa Kemal Kültür Merkezi’ne yerleştirmiştir. HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ Hatay, binlerce yıllık tarihi ile derin bir kültür yatağı oluşturan bir kentimizdir. Mutlaka görülmesi gerekir. “Doğunun Kraliçesi” olarak adlandırılan Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay’ı Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şehirlerinden biri yapmaktadır. 1932 yılında başlayan kazı çalışmaları, 1933-1938 yılları arasında Amik Ovası’nda ve çevresinde Şikago Üniversitesi tarafından yapılmıştır. 1936’da British Museum adına, Sir Leonard Woolley Samandağ Aççana Höyüğü’nde hafriyat çalışmaları yapılmıştır. 1932-1939 yılları arasında Princeton Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalar sonunda müzenin asıl zenginliğini oluşturan mozaikler meydana çıkarılmıştır. Bugün paha biçilemez tarihi yapılara sahip Hatay Müzesi’nde sergilenen Sidemara Lahdi, bulunduğu zaman içinde iskeletler ve ölü hediyeleriyle eksiksiz olarak bazı tarihi objeler bulunmuştur. Sidemara Lahdi, müzenin en değerli parçasıdır. Yakto Mozaiği, tarihte Antalya’nın şehir kültürünü ve yaşam şeklini tasvir etmektedir. Okeanos Mozaiği, çok küçük taşlardan oluşmuştur. Bu tarihi yapı, mozaik sanatının en iyi örneklerinden biri olmuştur. Bazalt Kapı Aslanları, 13. yüzyılda Aççana Höyüğü’nde bulunmuştur. Yarim-Lim Büstü, bölge tarihi açısından önemli bir krallık olan Yamhad Kralı Yarim-Lim’in Büstü olarak müzede en çok ilgi gören tarihi bir yapıdır. Hatay müzesi muhakkak görülmesi gereken bir müzedir.