Orhan GÜRDİL
Rahat koltuklar da oturup devasa perdelerde izleme zevki bulduğumuz pek çok renkli filmlerin çekim arkasında gelişmiş inanılmaz ama gerçek olaylarla doludur....
Orhan GÜRDİL
Rahat koltuklar da oturup devasa perdelerde izleme zevki bulduğumuz pek çok renkli filmlerin çekim arkasında gelişmiş inanılmaz ama gerçek olaylarla doludur. Elimize geçen belgelere dayanılarak sıralamayı şöyle yapalım:
Ünlü ABD’li aktör James Stewart 1946 yılında “Şahane Hayat” adlı bir filmin başrol oyuncusudur. Frank Capra’nın yer aldığı film aslında serin bir yer de çekilmesi gerekiyordu. Oyuncular ve James Stewart’a üşümemesi için kışlık giysiler giydirmişti. Yüksek voltajlı ışıklar, havayı ısıtmış başta Stewart olmak üzere tüm ekipler içinde kalmıştı. Zor sahnelerin çekiminden sonra ünlü oyuncunun ter içinde kalıp seti terk etmiş ve bir süre evinde tedavi görmüş.
1939 yılında çekimi yapılan “Öz Büyücü” adlı filmde başrolü Margeret Hamilton üstlenişti. Bir yangın sahnesi çekilecekti, rejisör bu sahne de yıldızın dublörü Betty Danko’nun oynamasını istemişti. Başrol oyuncusu Margeret itiraz edip yangın sahnesinde kendisinin oynayacağını söyleyince çekime başlandı. Aksilik dublör tehlike içinde olan yıldızı kurtarmak için sete dalınca hem Hamilton hem de Betty ölümden kıl payı kurtulmuşlardı.
1975 yılında çekimi yapılan “Jaws” adlı film ünlü köpekbalığı ile ilgili bir konuyu beyaz perdeye aktarılıyordu. Deniz altındaki çekimler de bilgisayarlarla yönetilen Jaws adı verilen köpekbalığı kullanılıyordu. Filmin başrol oyuncusu Roy Scheider yapma balıktan korktuğu için rolü dublörüne oynatmıştır.
Beyaz perdenin ünlü James Bond’u Sean Connery daha 17 yaşında iken saçlarını kaybetmişti. Çevirdiği filmler de hep postiş kullanmıştır. Bu sefer postiş kullanan Connery rol icabı girdiği denizden başında takma saçları olmadan çıkınca film ekibi hem gülmüş hem de o sahne tekrar çekilmiştir.
1997 yılında çekimi yapılan “Titanik” adlı 10 Oscar’lı filmde başrolleri Kate Winslet ile Leonardo Di Caprio paylaşmışlardı. Geceli gündüzlü çalışmak zorunda kalan oyuncu kadrosu ve film ekibine yorgunluk çorbası verilmişti. Çorbayı içenler biraz sonra halüsinasyonlar görmeye başlamıştı. Meğer ıstakoz çorbasına bilinmeyen birisi tarafından uyuşturucu konmuş.
1972 yılında meşhur “Baba” adlı filmin çekimleri sırasında ünlü aktör Marlon Brando replikleri ezberlemek yerine işaret kartları kullanmıştır. Bol Oscarlı BABA filmi dünya sinemalarında gösterimini sürdürmektedir.
1981 yılında “İndiana Jones: Kutsal Hazine Avcıları” adlı filmin çekimi yapılıyordu. Harrison Ford’un başrolü yüklendiği bu yapıtın Tunus’ta bir çölde yapılması gereken dövüş sahneleri başta Ford ve çekim ekibinden bazı elemanların aşırı sıcaklardan etkilenmesi üzerine rol kısaltılmış büyük bir dövüş sahnesi Harrison Ford’un silahla bir atışı ile sonlanmış ünlü aktör bir süre tedavi altına alınmıştır.
Holltwood’un efsane yönetmeni Alfred Hirchcoch 1963 yılında “Kuşlar” adlı gerilim filmini çekiyordu. Yapıtın başrol oyuncusu ise Tippi Henden adlı bir oyuncu idi. Rol icabı kuşların saldırısına uğrayan Tippi’nin daha gerçeğe uygun bir oyun sergilenmesi için kurt yönetmen Alfred bazı sahnelerde canlı kuşlar kullanınca genç oyuncusu fiziksel ve duygusal zararlar kurtulmak için bir hafta psikolojik tedavi görmüştür.
Çekimi 2002’de yapılan Harry Porter ve “Sırlar Odası” adlı filmin ikinci bölümünde rol alan oyuncular ve teknik ekibe bit bulaşmıştı. Kalabalık bir oyuncu ve teknik personelin bitlerden temizlenmesi için yapımcı firma çekimlere iki gün ara vermek zorunda kalmıştır.
2001’de efsane Amerikalı oyuncu Marilyn Monreo’nun hayatını beyaz perdeye aktarmak isteyen yapımcılar kadını canlandıracak oyuncu konusunda istedikleri tipte bir yıldız bulamamışlardı yapılan uzun araştırmalardan sonra Christina Applegate adlı yeni bir yıldız adayına teklif götürdüler. Genç oyuncu ayağına gelen fırsatı “sarışın bir aptal olarak sinemada tanınmak istemem” diye Marilyn Monreo olmayı reddetmiştir.
1994 yılında Aslan Kral adlı çizgi film Disney stüdyolarında çekilmişti. Çekimi yapan ekip hayvanları gözlemek için Kaliforniya Üniversitesini ziyaret etti. Ancak filmde sırtlanlar kötü karakterli gösterildiği için tanınmış biyolog Helmes Disney’i mahkemeye vermiştir.