Orhan GÜRDİL
Çok değil bir yıl geçti. Bizleri bırakıp sonsuzluğa giden dost, kardeş, saygılı insan Uzman Dr. Mücahit Pehlivan’a olan özlemimiz bitmedi.
Uzman Dr. Mücahi...
Orhan GÜRDİL
Çok değil bir yıl geçti. Bizleri bırakıp sonsuzluğa giden dost, kardeş, saygılı insan Uzman Dr. Mücahit Pehlivan’a olan özlemimiz bitmedi.
Uzman Dr. Mücahit Pehlivan için yine bu köşemde bir yazı yazmış, örnek, yetenekli, başarılı bir kardeşimizi sizlere tanıtmıştım. Esasen onu herkes tanıyordu.
Uzman Dr. Mücahit Pehlivan ile olan birkaç anımı sizlerle paylaşmak isterim.
Bir yaz tatili. Ankara Gazeteciler Cemiyeti olarak Antalya’ya bir gezi düzenlemiştik. Beş yıldızlı güzel bir otelde eğlenirken eşim gazeteci Birsen Gürdil plajda düşerek sol kolunu kırdı. Otelin doktoru o gün izinli imiş. Özel bir klinikte çekilen röntgenin sonucuna göre acilen Antalya Devlet Hastanesine gitmemiz gerekti. Ortopedi uzmanının görmesi gerektiği için aklıma Uzman Dr. Mücahit Pehlivan kardeşim geldi. O yıllarda cep telefonu denilen cihaz henüz ülkemde kullanılmadığı için çevirmeli telefonla Ankara’yı arayıp Dr. Pehlivan’dan Antalya’da tanıdığı bir doktor arkadaşı olup olmadığını sormak istedim. Ankara’da Başhekimlik yaptığı hastaneyi arayıp telefona çıkan hanım kızımıza durumu anlattım. Yardımcı olmasını istedim.
Uzman Dr. Mücahit Pehlivan o günlerde eşi ve çocukları ile Antalya’da tatil yapıyorlarmış. Sekreter hanım yardımcı olup kaldığı otelin telefonunu bize verdi. Vakit daralıyor, gün yavaş yavaş kararıyordu. Bir ihtimal diyerek Antalya’da numarası verilen oteli aradım. Santraldeki kızdan bize yardımcı olmasını rica ettim. Uzatmayayım, Uzman Dr. Mücahit Pehlivan ile görüşmem mümkün oldu. Antalya’daki Ortopedi Kliniği’nde sınıf arkadaşı bir doktorun olduğunu söyledi ve hemen gelmemizi istedi. Kısa süre içinde Kemer’den Antalya’ya ulaştık. Acile geldiğimiz zaman karşımıza Uzman Dr. Mücahit Pehlivan ile sınıf arkadaşı doktor çıktı. Bizim telefonumuzdan sonra eşini ve çocuklarını otelde bırakıp hastaneye gelen Uzman Dr. Mücahit Pehlivan, arkadaşı ve diğer doktorlarla birlikte gerekli tıbbi müdahaleleri yaparak bizi uğurladılar.
Bu arada Uzman Dr. Mücahit Pehlivan “akşam yemeğini eşim ve çocuklarımla birlikte otelde veya istediğiniz başka bir lokantada yiyelim” diye ısrar etti. Kendisine gösterdiği bu asil davranıştan dolayı defalarca teşekkür edip yemek davetini kabul etmedik. Çünkü Kemer’deki arkadaşlarımız bizi merak ettiklerini bildiğim için.
Bu olayı size anlatmamın nedeni örnek bir insan olan Uzman Dr. Mücahit Pehlivan’ın dost sevgisi, meslek aşkı ve insani duygularının bir insanı nasıl büyüttüğünü anlatmak içindi. Otelde eşini, çocuklarını bırakıp akşam yemeği saatini hastanede hem de kendisinin görev yapmadığı bir hastanede, doktor arkadaşına yardımcı olmak, bir dost aileye yardımcı olmak ancak Uzman Dr. Mücahit Pehlivan gibi temiz yürekli insana yakışırdı.
Yeri gelmişken bir anımı daha anlatayım.
1992’nin yaz başları idi. Budapeşte’de bulunan Gülbaba Türbesi’nin restorasyonu yapılmıştı.
Macaristan’ın Ankara Büyükelçiliği’nde görevli basın müsteşarı o yıllarda Mesut Yılmaz’ın danışmanlığını yapan gazeteci Şahap Gensoy’a “Sizi Macaristan’a davet edip, Gülbaba Türbesi’nin yeni şeklini göstermek istiyoruz” diye bir davette bulunmuş.
O yıllarda ben de Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Bakan Danışmanı olarak görev yapıyordum. Uzatmayayım yapılan davet üzerine Şahap Gensoy, hayat arkadaşı, ben ve eşim bu davete karşılık vermek üzere Budapeşte’ye gittik. Tuna Nehri’nin kenarında içinde yüzme havuzu olan beş yıldızlı bir otelde adımıza ayrılan odalara yerleştik. Bir kaç gün şehrin dört bir tarafını gezip Gülbaba Türbesi’ni ziyaret ettik.
Ziyaretimizin son günü akşamüzeri umumiyetle hepsi kravatlı beyler, şık hanımların otelin lobisine geldiklerini gördük. Rahmetli Şahap Gensoy meraklıdır. İngilizce, Fransızca, biraz da Rusça bilir. Danışmanlık bölümündeki hanıma gelenlerin nedenini sorunca hayretle bize seslendi. O toplantının nedeni, dünyada ilk kıkırdak ameliyatını başarı ile tamamlayan Türk Dr. Mücahit Pehlivan’ın onuruna düzenlenmiş. Macaristan’ın ünlü doktorlarının yanı sıra ABD’den ameliyata katılmak için gelen doktorların katılımıyla düzenlenen kokteyl tarzı toplantıya Dr. Mücahit Pehlivan da bir süre sonra katıldı. Lobide bizi gören kadim dost sevinçten adeta çılgına döndü.
Kendisini karşılayanların elinden kurtulan Dr. Mücahit zamanının büyük bir bölümünü bize ayırarak “Memleket özlemimi giderdiniz” diyerek bize ertesi gün birlikte olma teklifinde bulundu. Dünyaca ünlü Semmelvios Üniversitesi’ni bize gezdireceğini kendisine ayrılan özel odasında kahvaltı yapacağımızı ve şehrin görülmeye değer yerlerini bizlere göstermek isteyen Dr. Mücahit’in bu nazik davetini kabul etmemiz mümkün değildi. Ertesi gün Türkiye’ye hareket edecek uçağımızda yerimiz ayrılmıştı.
Otelde Dr. Mücahit’e gösterilen aşırı ilgi bir Türk olarak bizleri de gururlandırdı.
Resepsiyondaki sekreter “Bay doktor Türk’ü Macaristan’da herkes tanır. O bir iyilik meleğidir” dediği zaman eşim göz yaşlarını tutamamıştı.
Sen gerçekten örnek bir insan, vicdanlı bir doktor, iyi eğitim görmüş, muhteşem bir tanrı kulu idin. Seni, bizlerin unutması mümkün değil. Arkanda çok konuşulacak başarılar bıraktın. Cennet mekanın olsun. Huzur içinde uyu.