Orhan GÜRDİL  “Acıların Kadını” deyince umumiyetle hepimizin aklına “Bergen” adlı kadın şarkıcı gelmektedir. Umumiyetle her ülkede böyle acı dolu yaşam sürmüş pek çok ünlü...

Orhan GÜRDİL  “Acıların Kadını” deyince umumiyetle hepimizin aklına “Bergen” adlı kadın şarkıcı gelmektedir. Umumiyetle her ülkede böyle acı dolu yaşam sürmüş pek çok ünlü bulunmaktadır. “Bergen” adlı gişe rekorları kırarak, seyircinin ilgisini çeken yapıta benzer bir film de “Kaldırım Serçesi” adıyla çekilmiş, ünlü Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın çalkantılı yaşamı beyazperdeye aktarılmıştı. Günümüzde şarkıcı Edith Piaf’ın adı yine Fransa’da gündemdedir. Ünlü şarkıcı para kazandığı yıllarda, ünlü boksör Marcel Cerdan’a âşık olmuş. Sevgilisi ile gizli gizli buluşmak için Paris’e 200 mil uzaklıktaki Somme nehrinde demirli bulunan “Pembe Flamingo” adlı tekneyi satın almıştı. Cezayir asıllı Fransız boksör Marcel Cerdan 1949 yılında ölünce, ünlü şarkıcı “Aşk Teknesi” dediği bu lüks tekneyi Seine nehrine çektirip, bir daha da binmemişti. Ünlü şarkıcının varisleri tarafından bir süre ünlü İngiliz Yazar Valeria Austin’e kiralanmışsa da, tekne daha sonra İngiliz Milletvekili Nigel Farage’ya ödünç verilmiş. 30 metre uzunluğundaki “Pembe Flamingo” adlı tekne halen Londra’da St. Katharine’s Dock adlı marinada kaderine terk edilmiş bir vaziyette beklemektedir. TRAJEDİLERLE DOLU BİR YAŞAM 1915 yılında Paris’te dünyaya gelen Piaf’ın annesi barlarda şarkı söyleyip, konsomatristlik yapıyor, babası ise şehir şehir dolaşan bir sirkte cambaz olarak çalışıyordu. Edith, cılız, çirkin bir kızdı, ne annesi ne de babası sahip çıktı. Babası, kızını bir genel eve, bakılması için bırakmıştı. Piaf, 12-13 yaşına geldiği zaman sokaklarda karnını doyurmak için şarkılar söyleyip, âdeta dileniyordu. Günün birinde yine sokaklarda şarkı söylediği gün karşısına söz yazarı Paymond Asso adlı Paris’in eğlence ve müzik dünyasının yakından tanıdığı şahıs çıktı. Büyük uğraşlar sonunda Edith Piaf’ın elinden tutmayı başarmıştı. Küçük Piaf, Asso sayesinde kısa zamanda Edith Piaf olmuştu. Profesyonel müzik hayatına başlamadan önce eğitim alan Piaf, Asso’nun sözlerini yazdığı şarkıları söyleyerek her geçen gün şöhrete biraz daha yaklaşıyordu. Asso’nun iş ve gönül arkadaşı olan Piaf, bu arada doldurduğu plaklarının da satılması ile ününe ün katmaya başlamıştı. Kaberalarda yaptığı çalışmalara ara vermiş, lüks lokallerin aranan şarkıcısı olmuştu. Piaf artık Fransa’da ünlü bir şarkıcıydı. Hem meşhur hem de zengin olmuştu. O yıllarda Fransız orta siklet boks şampiyonu evli, üç çocuk babası Marcel Cerdan’ın bir boks yarışmasını televizyonda izlemiş, bu tanınmış boksöre âşık olmuştu. Marcel ile Piaf artık sık sık “Pembe Flamingo” adlı teknede buluşuyorlardı. Piaf, artık ününü Fransa dışına da taşımıştı. New York’ta vereceği konseri izlemek için uçakla bu ülkeye gitmek isteyen boksör ne yazık ki 1949 yılında, uçağın düşmesi sonucu ölmüştü. Bu feci uçak kazası ve sevgilisinin ölümü üzerine alkol alışkanlığı başladı. Bir süre sonra alkolün yerini uyuşturucu maddeler aldı. 1952 yılında kendisi gibi şarkıcı olan Jacques Pills ile evlendi. Alkol ve uyuşturucu tutkusu devam eden Piaf, 1957 yılında bu evliliği noktaladı. 1962 yılında Edith Piaf kendisinden 20 yaş küçük olan genç şarkıcı Theo Sarapo ile dünya evine girdi. Fransız basını, Piaf’ın bu evliliğini, uyuşturucu alışkanlığını diline dolamıştı. Piaf bir türlü mutlu olamıyordu. Ünlü şarkıcı bu arada bir trafik akzası geçirmiş, bir kere de sahnede düşerek ayak kemiğini kırmıştı. Zaman çok acımasızdı. Edith Piaf’ın iş anlaşmaları teker teker iptal oluyor, basın daima aleyhinde yayın yapıyordu. Pek çok iş anlaşması iptal olmuştu. Kaldırım Serçesi Piaf 47 yaşında, 1963 yılında Paris’te acılı hayatına veda etti.