Gün geçmiyor ki yurdun dört bir tarafında çıkan yangın haberleri televizyonların haber saatlerinde günlük gazetelerin renkli sayfalarında yer almasın. Ormanlarımız, fabrikalarımız, alış-veriş merkezlerimiz, evlerimiz, köylerimiz, özel ve resmi araçlarımız gün ve gün cayır cayır yanmaktadır, yakılmaktadır. Milli servetlerimize, ekonomimize günlük yaşamımıza maddi manevi büyük darbeler vuran bu yangınların önlenmesi için gerek özel mülk sahipleri gerekse resmi kuruluşların hiçbir tedbir almadığı görülmektedir. Çiçeği burnumda daha bir ortaokul öğrencisi olduğum yıllarda okulumuzun bir köşesinde yangın önleme malzemeleri kovalar, kum torbaları, balta-kazma-kürek araçları bulunurdu. O yıllarda yangın söndürme cihazları olmadığı için bu tarz bir yangın önleme düzeni kurulmuştu. Bu tip malzemeler devlet dairelerinde de bulunurdu. Kimyami, boya parfümü üreten bir yeri, kağıt deposu olarak kullanılan bir alanı kereste-mobilya, kauçuk- sünger gibi yanmaya çok müsait bu yerlerde yangın için alınmış hiçbir tedbirin bulunmamasından sorumluların adamsendeciliğine göz yuman mahalli idarelerin hepsi suçludur. Daracık sokaklara çift taraflı otomobillerini bırakanların yangını söndürmek için koca yangın söndürme aracının olay yerine girmemesinden kimler sorumludur. Hastanelerimiz yakılıyor, suçlu hazır elektrik. Ehliyetsiz insanların yangına sebep olacak yerlerde kaynak yapmasına kimler göz yummaktadır. Elinde sigara ile patlayıcı madde üreten iş yerinin yanmasına kimler sessiz kalmaktadır. Evet bugün başta büyük şehirlerimiz olmak üzere pek çok ilçe ve beldelerde son model yangın söndürme ekipleri ve araçları bulunmaktadır. Yine de şehrin göbeğindeki bir yangın, alınan bütün tedbirlere rağmen saatler boyu söndürülememektedir. Eksik olan nedir? 25-30 katlı bir gökdelen de yangın söndürmek için bir düzenek kurulmuş mudur? Depreme toplu meskenler yapılırken herhangi bir yangını önleye bilinecek bir düzen yapılmış mıdır? Büyük inşaat firmalarının yapıp satışa sunduğu bu modern binalarda çıkacak bir yangın için yine itfaiyeyi beklemek gerekecektir. Ormanlarımız insani duygulardan uzak, beyinleri yıkanmış zavallılar tarafından acımasızca yakılmaktadır. Bu tür yangınları önlemek için ormanlarımızın belirli bölgelerine gözetleme kuleleri konamaz mı? Dronelerle ormanlar gece gündüz kontrol altında tutulamaz mı? Yangına müsait malzeme üreten fabrika ve iş yerlerine yangını önleyecek düzenek konamaz mı_ en basitinden yangın söndürme cihazları ile iş yerlerinin dört bir tarafına bu araçların konması yasa gereği diyerek yerleştirilemez mi? Bugün trafikte yüzbinlerce araç seyir halindedir. Trafik ekipleri acaba bu araçlarda yangın söndürme cihazlarının olup olmadığına bakmayı akıl etmiyorlar mı? Deprem için alınan pek çok acil tedbirlerin yanı sıra yangın için de tedbir almak şarttır. Her binanın müsait yerinde bir yangın söndürme cihazının bulunması şart koşulmaktadır. AVM’ler, hastaneler, oteller, okullar, müzeler, tiyatro-sinema-eğlence yerleri, camiler. Evet eğer İstanbul da deniz kenarında tarihi Vaniköy Camisi böyle cayır cayır yanmazdı. İstanbul tarih boyunca büyük yangınlarla harap olmuş bir şehirdir. Tarihte patlıcan yangınları olarak ifade edilen yangınlar yüz yıllar boyu bu güzelim şehrin başına bela olmuştur. Alınan yeni bir kararla boğazın kenarlarını süsleyen pekçoğunun tarihi değeri de olan yalılardan herhangi birinde çıkabilecek bir yangını yeni kurulacak deniz itfaiyesi tarafından söndürülmesi planlanmıştır. Çırağan Sarayı, Haydarpaşa Garı, Galatasaray Üniversitesi ve buna benzer pek çok tarihi değeri olan binalarımız göz göre göre yanmıştır. Bütün bu acı tablolara rağmen bugün inanıyorum ki hala ciddi bir tedbir alınmamıştır. Yangınlara karşı çok acil tedbirlerin alınmasın gerekmektedir.