Politika

Özel'den Akşener'in 'Zehir içtim' sözüne yanıt: CHP de şerbet içmedi

Abone Ol
Haber Merkezi - CHP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu duyuran Grup Başkanı Özgür Özel, bugün katıldığı bir programda gazeteci İlker Karagöz’ün sorularını cevapladı. Özgür Özel geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener'in altılı masada 3 Mart'ta yaşanan krize ilişkin "Ben masa yıkmadım. O seçim kazanılabilsin diye ben zehir içtim zehir" açıklamalarına yanıt verdi. Özel, "CHP de şerbet içmedi" diyerek şunları kaydetti: CHP de şerbet içmemiştir. Geçmişte aramızda bir hukuk vardı öyle ya da böyle, kazansak kazanacaktık ve birlikte yönetecektik. Kaybetmeyi de bilmek lazım. Bazı şeyler, partilerin siyasetçilerini, onların kırgınlıklarını kızgınlıklarını aşar. Ne aşar, milletin talebi aşar. Tutup da kendi elimizdeki belediyeleri Tayyip Erdoğan’a verelim de yine İstanbul’un üzerinde pata pata helikopterle gezip kupon arazileri Araplara mı satsın? Aklımızı başımıza eninde sonunda alacağız. Gelecekteki ittifak olanaklarını zora sokacak, aşındıracak sert söylemlerden hep kaçındık, kaçınmamız lazım. 'Yaptığımız eleştirileri 5 ay sonra karşımızda bulabiliriz' Özeleştiri olmalı, kendi içimizde tartışmalıyız ama iki partinin birbirine acımasızca vurduğu bir ortam, doğru bir ortam değildir. Bu sürecin biraz daha özeleştiriye yönelik, partilerin kendi hatalarını, kendi içlerinde tartıştıkları ve yapısal önerilerini ileriye koydukları bir süreç. Yoksa hepimiz, geçmişte ittifak ortaklarımızla yaptıklarıyla, söylemleriyle ilgili eleştirilerde bulunabiliriz ama bunu beş ay sonra da karşımızda bulabiliriz. 'Artık bahane üretmeye hakkımız yok' Özel, “CHP’nin genel başkanı olursanız Erdoğan’ı yenebilecek misiniz” sorusuna şu cevabı verdi: Şüphesiz. 20 yıl geçti, ülkeyi yöneten iktidarın Türkiye’ye ne yaptığı ortada. Bir yıl önce yüzde 60 ile Erdoğan kaybediyordu. Böylesi bir dönemde bu seçimi kaybetmememiz gerekiyordu. Yanlışlar yapmamamız gerekiyordu. Artık bizim bahane üretmeye hakkımız yok. Tedbir almamız gerekiyordu. Hatalardan ders almamız gerekiyor.” “CHP’nin en önemli hatası neydi” sorusu üzerine Özel, şu değerlendirmeyi yaptı: Hata şuradaydı: ‘Ben nerede durayım, bunu yanıma çekeyim, bunun karşısında olayım’ gibi CHP’yi CHP yapan değerlerle değil de bir ittifak mecburiyetiyle CHP, kendi kimliğini savunur halden başka bir yere savruldu. Ben sürekli CHP’nin kendi kimliğini savunması gerektiğini, ittifak yapmanın başkalaşım olmaması gerektiğini hep söyledim. CHP, kendi köklerini bilmeli. CHP durduğu yerde duracak, gerekirse Türkiye’nin bütün siyaseti CHP’nin çizdiği hattın etrafında konumlanacak. "'İnşallah isim-soyisim benzerliğidir' dedim" Özel, “Danışmanlara neden karşı çıktınız” sorusuna şu cevabı verdi. “Danışman meselesi, temelden itiraz ettiğim bir mesele. Partinin seçilmiş kurullarına, kişilerine saygılı olmak; atanmışlarla değil, seçilmişlerle yol almak lazım. Partinin başının derde girdiği konulara bakın, hiçbirisinde partinin seçilmiş organlarının onayı yoktur. Ben buna kayıt dışı siyaset diyorum. Esas sorunlardan bir tanesi de şu: Ölçme-değerlendirmeye kıymet vermek gerekir. İttifak, müzakereye dayanırsa bu iş en sonunda kurban pazarlığına döner. İttifak görüşmelerini Sayın Genel Başkanımız ve Sayın Oğuz Kaan Salıcı yürüttü. Bir partiye verilen 10 milletvekilinin toplamda verileceğini düşünüyorduk. Biz yüzde 25’in üzerinde oy alacakken hep birlikte yüzde 25 aldık. Çünkü sıralarımızı öyle yerlere yerleştirildiler ki… Örneğin Manisa’da 4 ya da 5 milletvekili çıkaracağız, 4. sırada da bir CHP’li olacakken oraya son gece bir DEVA Partili geldi. Bunun yarattığı kırgınlıkla gelebilecek oylar da gelmedi. Balıkesir’e Bursalı aday gitti. 39 rakamını duyduk, inanamadık. Hatta ben Ankara’da Sadullah Ergin’in ismini gördüm, ‘İnşallah isim-soyisim benzerliğidir’ dedim. Akşener'in açıklamaları Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in seçimin kaybedilmesinin gerekçeleriyle ilgili yaptığı açıklamalara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: Hem Sayın Akşener hem Erdem doğru söylüyor. 50+1 sistemi, koalisyonları bitirecek deniyordu, dedim ki ‘Öyle değil.’ Bu sistem gelirse seçimlerin ertesi günü bir sonraki koalisyon konuşulmaya başlanır demiştim. Hepimiz siyasi arenada müstakil koşucularız. Doğru olan ittifak siyasetini seçim günü bırakmak. Benim iş birliği formülüm şu: Herkes olduğu gibi, kendisi gibi, bütün partiler kendi kimlikleri ve renkleriyle çıkıp yolunu yürümesi lazım. İhtiyaç varsa, bu sistemde tek başına kazanamıyorsan oturursun ve adil, kuralları belli bir ittifak protokolü yaparsın. Meral Hanım’ın söylediği de siyasetin bir gereğidir. Herkes olduğu gibi kendini halka arz etmelidir. Siyasetsiz bir siyaset çıkıyor. Bugün muhalefetin sorunu, ittifak siyasetinden dolayı siyasetsizleşme. Bir başkasını hoş tutmak için yapacağı eleştiriyi yapmama, alacağı pozisyonu almamaktır. Biz kazanırsak CHP’yi olması gerektiği gibi altı ok ilkelerine bağlı, Atatürkçü, kurucu değerlere saygılı ve bunları olgusal gerçekliğiyle sahiplenen, günün şartlarına göre aşındırmadan genişleten bir çizgide bu ülkenin önüne kendi reçetemizi koyacağız.” "CHP tek kişinindir" “Bu kurultayı kazanamazsanız, siyaset yolculuğunuza farklı bir mecrada, yeni bir partide devam eder misiniz” sorusuna şöyle yanıt verdi: Hayır. Burası, CHP, baba evi diyoruz, değil mi? Tapusu bir kişiye ait. Ne Kemal Kılıçdaroğlu ne Özgür Özel. Hatta ne Bülent Ecevit, ne İsmet İnönü. Tapuda bir kişinin adı yazıyor: Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Baba evini terk edip de başka yerde ev açma meselesi bu evin evladının yapacağı bir şey değil. İzmir, Konya ve Karaman'da, salonda gördüğümüz ilgiyi gördünüz, üst düzeyde bir ilgi var. İzmir'de bir şanssızlık vardı. Çok büyük bir hol ve kötü bir ses sistemi. Zaten parti soruşturma başlatmış, onu da çok olumlu buldum. Kürsünün dibinde, platforma dayanmış şekilde, 10-15 tane arkadaş, inanılmaz gürültü var orada ve ne konuştuğumuz anlaşılmıyor. Ben de döndüm dedim ki ‘Sesimi kısamazsınız. Süleyman Soylu da yapamadı.’ Benim bu söylediğim sözün etkisinden şak diye kesildi. Çünkü orada bir öz güvensizlik var. Gençlik kolları olsa bir şey olmaz. Ama ‘kraldan çok kralcı’ birileri öyle bir şeye kalkışmış