Orhan GÜRDİL
1326-1539 yılları arasında yaşamış olan Orhan Bey’den, VI. Mehmet (Vahdettin)’e kadar hüküm sürmüş otuz beş Osmanlı padişahının eşlerinden, hemen hemen üçü ha...
Orhan GÜRDİL
1326-1539 yılları arasında yaşamış olan Orhan Bey’den, VI. Mehmet (Vahdettin)’e kadar hüküm sürmüş otuz beş Osmanlı padişahının eşlerinden, hemen hemen üçü hariç hepsi kocalarının etkisinde kalıp haremin bir süsü olarak ömür sürmüşlerdir. Osmanlı’da padişah eşleri daha sonra da anneleri olan Hürrem Sultan, Kösem Sultan ve Turhan Sultan, 16 - 17. yüzyıllarda sarayda ve siyasette oynadıkları rollerle ve de arkalarında bıraktıkları hayır eserleriyle adlarını tarihe örnek isimler olarak yazdırmışlardır.
Bu üç sultan içinde Hürrem, Kanuni Sultan Süleyman’ın nikâhlı eşi olarak tanınmış ünlü bir isimdir. Rivayetlere göre, Ukraynalı bir papazın kızı olduğu, diğer bir söylentiye göre İtalyan olduğu söylenen Hürrem’in asıl ismi Roxelana’dır. Kanuni, 1536- 1566 yılları arasında iktidarda kalmıştır. Esir alınıp, daha sonra saraya getirilip hareme sokulan güzel kızın daima güler yüzlü oluşu, zekâsı ve farklı çekiciliği, kısa zamanda Harem’de öne çıkmasını sağlamıştır. Kanuni’nin dikkatini çeken güzel cariye, Kanuni’ye bir çocuk verince sarayın gözdesi olmuştur. Sarayın usullerine göre, doğumdan sonra Harem’e gönderilmesi gereken Hürrem, Osmanlı sarayında ilk defa nikâh kıyılarak, Kanuni’nin sevgi ve güvenini kazanan cariyedir. Kanuni’nin annesi Hafsa Sultan’ın 1534’te vefatından sonra Harem’in tek hâkimi olmuştur. Hürrem, sultan olur olmaz ilk işi, rakibi Mahidevran’ı oğlu Şehzade Mustafa’nın yanına göndermek olmuştur. Hürrem ölmeden önce oğullarından birinin padişah olduğunu görmese de, Şehzade Mustafa’yı ortadan kaldırarak, oğlu II. Selim’in padişah olmasının yolunu açmıştır.
Saray entrikalarının ötesinde, Hürrem 1536’da Aksaray’da kubbeli bir cami ile şadırvan, bunların yanında imaret, medrese, darüşşifa ve mektep, Mekke ve Medine’de birer imaret yaptırmıştır. Edirne’ye su getirmiş, çeşitli yerlere çeşmeler yaptırmıştır. Kanuni ile Edirne’ye yaptıkları bir gezi sırasında rahatsızlanan Hürrem, getirildiği İstanbul’da 1558 yılında vefat etmiş, Süleymaniye Camisi’nin en ünlü sultanı olan Hürrem, dizilere, filmlere, romanlara konu olmuş, ünlü bir Osmanlı sultanı olarak tarihe geçmiştir.
KÖSEM SULTAN BÜYÜK HAYIRSEVERDİ
Kösem Mahpeyker’in nereden, nasıl Osmanlı haremine geldiği bilinmemekle birlikte, 1603 tarihinde tahta çıkan I. Ahmet (1590 doğum, 1617 ölüm) Harem’den kendisine gönderilen Kösem’e âşık olmuştur. Kösem, güzelliğinin yanı sıra, çok da zeki bir kadındı. 1. Ahmet’e ileride Osmanlı tahtına çıkacak olan IV Murad ve Sultan İbrahim’i dünyaya getirmiştir.
I. Ahmed 1617’de vefat ettikten sonra, tahta kardeşi I. Mustafa çıkarıldı. (Doğumu 1592, ölümü 1639) İki kez padişah olan 1. Mustafa, 1617-1618 ve 1622-1623 yılları arasında sultan olarak görev yapmıştır.
I. Mustafa’nın tahttan indirilmesi üzerine 1623 yılında IV Murad’ın iktidara gelmesiyle Kösem, Valide Sultan olarak ün sahibi olmuştu. IV Murad, oğlu idi. (1612-1640) IV Murad döneminde iktidarın iplerini eline geçiren Kösem Sultan, artık sarayda söz sahibiydi.
IV Murad’ın ölümünden sonra Kösem Sultan’ın diğer oğlu Sultan İbrahim tahta çıktı. (1615- 1648) İbrahim’in, annesinin etkisinden kurtulmak için Kösem’i bir süreliğine Harem’den uzaklaştırması, hırslı anneyi daha da hırslandırmış, oğlunun tahttan indirilip öldürülmesine göz yummuştur.
Ibrahim’in öldürülmesinden sonra tahta Kösem’in torunu IV Mehmed çıkarılınca, hırslı sultanın yıldızı tekrar parlayarak Harem’de bazı düzenlemeler yapmaya başlamış, IV Mehmed’in (1642-1693) annesi Turhan Sultan’ı “Valide-i Muazzama” unvanı ile Osmanlı sarayında ilk defa uygulanan bir düzenlemeyle tüm yetkilerini önlemiştir. Turhan Sultan kendisini ortadan kaldırmak isteyen Kösem’e karşı bazı tedbirler almakta gecikmedi. Nitekim, Turhan Sultan’ı öldürmek için hazırlanan cinayet ekibi, Turhan Sultan’ı değil, Kösem Sultan’ı öldürmüşlerdi.
3 Eylül 1651 sabahı Kösem’in cenazesi I. Ahmed’in türbesinde toprağa verildi. Sağlığında, Kösem Sultan bir çok hayır işlerinin yanı sıra, imar işleri ile de ilgilenmiş, kurduğu vakıflar sayesinde camiler, medreseler, çeşmeler, su kanalları yaptırmıştır.
Kösem öldüğünde, 20 sandık altın ve mücevher bırakmıştır. Hırslı olmasına rağmen, hayırseverliği ile Osmanlı tarihinde yer almıştır.
HATİCE TURHAN SULTAN
1620 yılında Rusya’da doğan Hatice Sultan, 12 yaşındayken Tatar akıncıların eline esit olarak geçti. Âdeta bir güzellik abidesiydi. Kösem Sultan’a hediye edilen Hatice, zekâsını kullanarak ilk önce Harem’de Kösem Sultan’ın güvenini kazandı, daha sonra da Sultan İbrahim’in gözüne girdi. Turhan Sultan, İbrahim’den Şehzade Mehmed’i dünyaya getirdi. Turhan Sultan Kösem Sultan’le pek geçinemediyse de, yine de Harem’de söz sahibi olmuştu.
Turhan Sultan, III. Mehmet’in Hanımı Safiye Sultan’ın yapımını başlattığı Çanakkale Boğazı kalesinin yarım kalan kısımlarını tamamlattı. Eminönü’ndeki Yeni Cami’yi yaptırdı. 1682 yılında vefat ettiği zaman kendisinin yaptırdığı Yeni Cami’deki türbeye defnedildi.
Hürrem, Kösem ve Turhan Sultanların yanı sıra, Bezm-i Alem Valide Sultan cami ve çeşme, Mihrimah Sultan iki çeşme, Pertevniyal Valide Sultan çeşme, Zübeyde Hanım, Mihrişah, Saliha Sultan, Rabia Gümüş Sultan gibi pek çok saray mensubu sultan ve hanım da çeşitli yapılara imza atmışlardır.