Sağlık Bakanı rahmetli Dr. Yıldırım Aktuna bekar olduğu için Ankara Büyük Otel’de kalıyordu. Bazı geceler, umumiyetle meclis oturumları kısa sürdüğü zamanlar sayın bakan bazı gazetecileri yanına alır, içkili bir lokantada sohbet etmeye bayılırdı. 
Uzun süren toplantılardan sonra ben bakanı otele getirir, odasına girip yatırınca evime giderdim. Çünkü bakan içkiyi biraz fazla kaçırırdı. Sabah ilk işim otele gelip bakanı aramak olurdu. Hem uyandırmak hem de aşağıda beklediğimi belirtmek isterdim. Bakanlığa beraber gider onu odasına soktuktan sonra ben de özel kaleme geçerek bakanın o günkü temasları hakkında özel kalem müdüründen bilgi alırdım. 
İşte yine böyle bir günde özel kalem odasına girdiğimde sağ ayağını hafifçe altına, sol ayağını ise salona doğru uzatmış bir zat oturuyordu. Ceketini sıyırmış, belinde gümüş kaplı bir silah duruyordu. Özel kalemin önündeki randevu listesine baktığım zaman beli tabancalı şahsın sayın bakanla randevusu olduğunu gördüm. Müsaade ederseniz Türk sporuna olan sonsuz saygım nedeniyle mafya lideri kılıklı sporcunun adı bende kalsın. 
O sırada bakanın koruması da odaya girmişti. Ben ünlü sporcuya “Hoş geldiniz” deyince sol ayağını çekip doğru dürüst oturdu ve yaygın bir Türkçe ile cevap verdi. “Anladığım kadarıyla sayın bakanla görüşeceksiniz ama özür dilerim, belinde tabanca taşıyan birini bakanla görüştürmem lütfen tabancanızı özel kalem müdürümüze verin, görüşmeden sonra çıkarken alın” dedim. 
Türk sporuna emek vermiş, “Kral” unvanı almış fakat bu değerleri yanlış davranışlarla kaybetmiş olan sporcu, benim bu sözlerime “Ben o tabancayı belimden ancak can güvenliğim söz konusu olduğunda çıkarırım” dedi. Ben de “Özür dilerim. Maalesef bakan beyle görüşemeyeceksiniz” deyip korumaya “Mili sporcuya bakanlığın çıkış kapısını gösterin” dedim. Adam ayağa kalkıp sağ eliyle gümüş kaplı silahına sarılırken koruma kolundan tutup özel kalemin kapısını gösterdi. 
Bir dönem milyonlarca futbolseveri peşinde koşturan, ödüllere layık görülen bu sporcu ne yazık ki şöhreti taşıyamamış, kendisini bir mafya lideri gibi görmeye başlamıştı. Milli unvanını taşıdığı zamanlar eşini ve iki çocuğunu yüz üstü bırakıp ünlü bir sinema yıldızı ile aşk yaşayan bu zatın neden sağlık bakanı Dr. Yıldırım Aktuna ile görüşmek istediğini çok kısa zamanda öğrenmiş ve çok üzülmüştüm. 
Efendim, Şanlıurfa’da hatırı sayılır oldukça zengin bir iş insanının kızı, Kadın Doğum Doktoru, Profesör olmak için tayininin İstanbul’a yapılmasını istemiş. Araya birçok şahıs girmesine rağmen bayan doktorun tayini gerçekleşmemiş. İstanbul hastanelerinde haddinden fazla kadın doğum uzmanı bulunduğu için bakanlık bu doktorun isteğini yerine getirmemiş. 
Babası tesadüfen bir etkinlikte milli futbolcu ile tanışıp onun ülke genelinde şöhretine güvenerek kızının isteğini bu milli sporcuya aktarmış. Eline geçen fırsatı kaybetmek istemeyen bu ünlü, “Ben sağlık bakanını tanıyorum hatta İstanbul’da pek çok gece birlikte olduk” diyerek Dr. Hanımın babasının ağzına bir parmak bal sürünce zengin iş adamı da kesenin ağzını açmış. Tabii evdeki hesap çarşıya uymayıp milli futbolcu bakanla görüştürülmeyince ortalıktan kaybolmuş. Daha sonra Şanlıurfa milletvekilinin ricası ile uzman doktorun İstanbul’un çevre kazalarına oradan da İstanbul’a tayini yapılmış. 
Ucuz ve pis işlere burnunu sokarak şöhretine gölge düşüren bu oyuncuyu herhalde siz de hatırlamış olmalısınız.