Orhan GÜRDİL İSPANYOL MEYHANESİ Bu akşam Bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde Sonra akvaryumlu meyhanede balıklara sordum...

Orhan GÜRDİL İSPANYOL MEYHANESİ Bu akşam Bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde Sonra akvaryumlu meyhanede balıklara sordum seni Canım kıyasıya sarhoş olmak istiyordu Yokluğun bir karanlık gibiydi içimde Ağır ve dayanılmaz İspanyol meyhanesinde Seni içtim toprak kadehlerden yudum yudum Önce bir serinlik sardı kanımı İliklerime kadar üşüdüm Sonra bir orman yangınında eridi dudaklarım Şimdi İspanyol meyhanesinde bir tahta masada kaldı adım Yere dökülmüş şaraplara güneş doğuyordu, Seni unutmadım!... [caption id="attachment_214013" align="alignright" width="232"] Şair Turhan Oğuzbaş[/caption] Sözleri Turhan Oğuzbaş’a ait bu yılların sevilen şarkısını Türk Sanat Müziği’nin duayeni AVNİ ANIL bestelemiştir. Bugüne kadar Sanat Güneş’imiz ZEKİ MÜREN başta olmak üzere bu sahada müziğimizi icra eden hemen hemen her şarkıcı 45’liklere kasetlere, Longplayları, CD’lere okumuşlar ve sayede Türkiye’de en çok kaydı yapılan şarkı olmuştur. Şair Oğuzbaş “TURHAN RAGIP OĞUZBAŞ” adı ile 14 Mart 1933 yılında Tarsus’ta dünyaya gözlerini açmıştır. Babası ilkokul müdürü Mustafa Zeki Bey, annesi ise en hanımı Habibe’dir. Ailenin ilk çocuğu olan Turhan’a biri kız, diğeri erkek olan iki kardeş daha sonra katılır. İlkokul Mersin İsmet Paşa ilk mektebinde okudu. Ortaokula yine Mersin Latin Kilisesi yanındaki Mersin Ortaokulunda devam edip bitirdi. Tevfik Gür Lisesini de ( 1946-1959) yılları arasında bitirdi. Turhan o yıllarda şiir yazmaya başlar, yazdığı şiirleri arkadaşlarına okurdu. Nitekim daha 12 yaşında iken ilk şiiri “Çektiğim Acı” adlı düzenlemesi Eskişehir’de Türk’e doğru Dergisinde yayınlandı (1945). Mersin’de yayınlanan Yeni Mersin ve Akdeniz gazetelerinde çıkan şiirleri sayesinde genç yaşta tanınmaya başlayan Oğuzbaş edebi duygularını daha ileri götürerek “Koca Türk” adlı radyofonik bir piyeste yazar. Lise yıllarında sınıf arkadaşları ile adını “ileri” koyduğu Duvar gazetesini çıkartır. Genç Oğuzbaş bu arada Mersin’de yayınlanan günlük gazetelere çeşitli konularda yazılar yazmakta idi. Genç yetenek teneffüslerde okul mikrofonlarından arkadaşlarına yazdığı yeni şiirlerini de okumaktan büyük zevk alıyordu. Lise bitmiş 1954- 1955 yıllarında yedek subay olarak Gelibolu’da vatani vazifesini yapan Oğuzbaş Sivil hayata dönünce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Bu arada Özger Reklam ve Radar Reklam Ajanslarında çalıştı. 1956- 1960 yılları arasında Turhan Oğuzbaş Milliyet, Yeni Vatan, ABC, Hey, Ekspres gibi dergi ve gazetelerde çalıştı. Aldığı cazip bir teklif üzerine İstanbul Radyosunda şiir saatleri sunuculuğu yaptı. Turhan Oğuzbaş şöhret yolunda durmaksızın ilerliyordu. Yelpaze Dergisinde pek çok ünlü sanatçı ile röportajlar yapmış Varlık, Yeditepe, Aile, Türk Dili, Kaynak, hisar ve benzeri pek çok edebiyat- sanat dergilerinde şiirleri yayınlanırken edebi konularda yazıları da beğeni ile okunuyordu. Turhan Oğuzbaş işini seven, çevresine son derece saygılı, çalışmaktan yılmayan bir insandı. 1960 yılında İstanbul Reklam Prodüktörlüğü görevine getirildi. 20 Mart 1979’da İstanbul Barosu’na kaydoldu ve avukatlık yapmaya başladı. Başarılarla geçen bu dönemden sonra Turhan Oğuzbaş 02 Aralık 1986 yılında emekli oldu. Oğuzbaş’ın edebi yönünün ötesinde koyu bir İsmet İnönü hayranı olmasıdır. İstanbul Beyoğlu 1. Baro Handaki avukatlık Bürosunun tüm duvarları İsmet İnönü’nün çeşitli fotoğrafları ile kaplı olup masasında paşanın büstü bulunuyordu. Ünlü şairin İnönü ile bir anısı da bulunmaktadır. Lise ’de okuduğu yıllarda ülke genelinde yapılan seçimler sırasında İsmet İnönü’ye karşı girişilen çirkin davranışlara tahammül edemeyen genç talebe ikinci Cumhurbaşkanımıza bir telgraf çekerek “Sizi hiçbir kuvvet tarihten ve gönlümüzden silemez” lise adresini verdiği bu telgrafın çok geçmeden İsmet İnönü tarafından genç öğrenciye teşekkür telgrafı gelmesi değil okuduğu Mersin’de günün olayı olmuştur. Turhan Oğuzbaş’ın edebiyat ve kültür yaşamında diğer çok önemli bir olay ise tanınmış Rus yazar Vladimir Nabokov’un ünlü romanı Lolita’yı tiyatromaya uygulamasıdır. O devirde mesleklerinde ülke çapında şöhret olan Avni Anıl, Sadettin Öktenay, Dr. Selahattin İçli, Amir Ateş, İrfan Özbakır, Yavuz Özüstün ve Sadı Hoşses gibi duayen sanatçılar Oğuzbaş’ın tiyatroya uyarladığı bu eserde görev almışlar, üstat Avni Anıl Oğuzbaş’ın İspanyol Meyhanesi şiirini kürdilihicazkar makamında bestelemiş olmasıdır. Şarkı çok kısa zamanda tüm zamanların en çok çalınıp söylenen parçası olmuştur. Şair Oğuzbaş’a büyük onur sağlayan bu parçanın yanı sıra Erol Büyükburç’ta “Bu ne yalan dünya- Yasemin – Yalan Gözler” adlı şiirlerini besteleyip kaset ve plaklara okumuştur. Oğuzbaş’ın “Yaşamak yalan belki” isimli şarkısı 1983 Milliyet Sanat ödülü aldı. 20 Mart 1992 yılında Kültür Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 25 Nisan 1993 Mersin Liseliler Derneği tarafından 40. Sanat yılı kutlanan Oğuzbaş 4. Kez baskı yapan “İspanyol Meyhanesinde Seni Aradım 1964, Yaşanmış Mektuplar 1965, Gözlerin İstanbul Senin 1966, sonbahar Rüzgârları 1967, Beyaz Kasımpatılar 1969” yapıtlarının yanı sıra Timur Selçuk İspanyol Meyhanesi ve Beyaz Güvercin” şiirlerin, şarkı olarak uzunçalarlı Longplay’lerine almıştır. Ünlü ses sanatçısı Nesrin Sipahi İspanyol Meyhanesi adını verdiği Longplaylerini Oğuzbaş’ın şarkıları ile Türk Müziği severlerin beğenisine sunmuştu. Turhan Oğuzbaş, Güngör Yusun hanımla evlenmiş. Rana adında bir kızı dünyaya gelmiştir. Hayatı başarılarla geçip Türk Kültür, müzik, edebiyat dünyasında unutulmaz bir isim bırakan şair 15 Mayıs 1997 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini kapatmıştır. 2009 yılında İstanbul Barosu, Baro salonunda yapılan bir törenle Oğuzbaş’ı bir kez daha ele almıştır.