Yaşam

Ekonomik sıkıntılar gençleri kültürel ve sosyal aktivitelerden uzaklaştırıyor mu?

Abone Ol
Haber: Erva Gün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 gelir ve yaşam koşulları araştırması çerçevesinde hazırlanan ‘yaşam kalitesi modülü’ 2022 raporunun sonuçlarını açıkladı. Raporda, “15 yaş ve üstündeki tüm fertlerin sosyal konulardaki memnuniyet düzeyi ile sosyal faaliyetlere katılım durumları” hakkında yapılan araştırmanın sonuçları yer aldı. Araştırmaya göre, Türkiye’de fertler için hanehalkının finansal durumundan memnuniyet ortalaması yüzde 46,9 oldu. Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan fertlerde bu değer yüzde 36,9 olarak gerçekleşti. Kişisel ilişkilerdeki ortalama memnuniyet yüzdesi tüm fertlerde yüzde 65,2, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski olanlarda yüzde 60,2 olarak hesaplandı. Bütün fertler için boş zaman faaliyetlerine ayrılan zamandan ortalama memnuniyet yüzde 47,4, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan fertlerde ise yüzde 42 oldu. TÜİK’in yapmış olduğu araştırmada, 15-24 yaş arası fertlerin büyük bir yüzdesinin sosyal ve kültürel faaliyetlere hiç katılmadıkları dikkat çekiyor. Sosyal ve kültürel faaliyetlerden uzaklaşmanın kişisel gelişim üzerindeki etkilerini Uzman Gelişim Psikoloğu Gözde Yazıcı anlattı. “Sosyal ve kültürel faaliyetlere katılım duygusal refahı arttırır” Sosyal ve kültürel faaliyetlere katılımın oldukça önemli bir role sahip olduğunu söyleyen Yazıcı, bu tür faaliyetlerin sosyal etkileşimi artırdığı için de sosyal bağları güçlendiren ve duygusal refahı artıran bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Yeni kültürel ortamların kişilerin düşünce tarz ve bakış açısını genişletip, geliştireceğini aktaran Yazıcı, “Sosyal ve kültürel faaliyetler kişinin, bilgiyi öğrenme ve hatırlama süreçlerini, kişilerin dikkatlerini yoğunlaştırmalarını ve uzun süreli konsantrasyon becerilerini geliştirmelerini, kişilerin farklı perspektiflerle karşılaşmalarını ve karmaşık problemleri çözmek için yaratıcı düşünme becerilerini kullanmalarını destekler” dedi. Gençlerin sosyal ve kültürel faaliyetlerden uzak kalmalarının, bilişsel gelişime olumsuz etkisinin olacağını belirten Yazıcı, “Özetle, sosyal ve kültürel etkinlikler, insanların zihinsel olarak aktif kalmasına ve bilişsel becerilerini sürdürülebilir şekilde geliştirmesine yardımcı olur. Sosyal beceriler, empati, özgüven, çeşitlilik ve hoşgörü gibi önemli yönlerin geliştirilmesine yardımcı olur ve gençlerin kendilerini daha iyi tanımalarına, farklı deneyimler yaşamalarına ve topluma daha iyi entegre olmalarına katkı sağlar. Bu nedenle, kültürel faaliyetlerin hayatın bir parçası olması gençlerin de sosyal ve kültürel faaliyetlere teşvik edilmesi önemlidir” açıklamasında bulundu. Yoksulluk ve sosyal dışlanma faktörü Yoksulluğun çeşitli etkileri olduğuna değinen Yazıcı, “Kişinin yaşam kalitesini belirleyen koşulları, sağlık, eğitim, sosyal ilişkiler gibi başlıklarla inceleyebiliriz. Bireysel düzeyde yoksulluk kişinin sağlık olanaklarına erişimi zorlaştırır böylelikle fiziksel ve zihinsel sağlık risk altında olabilir” dedi. Yazıcı, yoksulluğun kişisel gelişimi olumsuz etkileyen belirsizlik durumlarını artırdığını söyleyerek maruz kalınan kronik stresi ve anksiyeteyi artırdığının yapılan araştırmalar ile bilindiğini de belirtti. Tablo gözler önünde TÜİK’in “2022 Yaşam Kalitesi Modülü” araştırmasında yer alan veriler hakkında konuşan Yazıcı, “Beklenildiği üzere yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olan bireylerin genel nüfusa göre daha düşük memnuniyet düzeylerine sahip olduklarını görüyoruz. Bu durumun yansıması risk altındaki bireylerin sosyal ve kişisel ilişkilerini de olumsuz etkileyerek memnuniyet oranlarını yine genel nüfusa göre daha az saptamak olmuş” değerlendirmesinde bulundu. “Yoksulluk ve toplumsal dışlanma riski toplumsal eşitsizliği arttırıyor” Sosyal ve kültürel faaliyetlere katılımın az olmasının toplumsal eşitsizlikleri arttırdığını söyleyen Yazıcı, “Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki bireylerin bu tür faaliyetlere katılımlarının daha az olması toplumsal bütünleşmenin ve bir aradalık duygularının zayıflamasına neden olabilir. Bu durum sosyal anlamda dayanışmaların azalmasına, insan ilişkilerinin zayıflamasına, kültürel çeşitliliğin azalmasına, toplumda yaratıcılık ve inovatif düşüncelerin azalmasına neden olabilir” ifadelerini kullandı. Gençlerin imkansızlıklarına karşı duyarlılık Yoksullukla ve sosyal dışlanma ile mücadelenin önemine vurgu yapan Yazıcı, “Bireylerin kişisel gelişimini desteklemek ve yaşam kalitesini artırmak önemlidir. Bu konuda hem bireysel hem toplum olarak aslında her birimize birçok iş düşüyor. Öncelikle gençlerin imkansızlıklarına karşı duyarlılığımızın artması gerekli” dedi.