“İmkânım olsa Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın heykelini dikerim” Türk kültür, sanat, resim, müzik, sahne dünyasını uluslararası düzeye çıkaran ve 50 yıl gibi uzun bir süre başarı ile yürüme...

“İmkânım olsa Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın heykelini dikerim” Türk kültür, sanat, resim, müzik, sahne dünyasını uluslararası düzeye çıkaran ve 50 yıl gibi uzun bir süre başarı ile yürümesine sebep olan Dr. Nejat Eczacıbaşı’yı saygı ile anarken, sanat düşkünü, çağdaş görüşlü bu değerimizi, bize sanat konusunda üst seviyedeki ve kültürlü ülkelerle boy ölçüşmesini de sağladığı için minnet duymaktayım. Imkânım olsa heykelini dikerim. Dr. Nejat Eczacıbaşı 1950’li yıllardan önce kendi imkânları ile yetinen bir sanat ve kültür anlayışı içinde pek nadir, ufak tarzda düzenlenen festivallerle teselli bulan sanat düşkünü bir insandı. Çok nadir olarak İstanbul’da, dış ülkelerde tanınan bazı sanatçıları dinleme imkânı buluyorlardı. Hatırladığım kadarıyla dünyaca ünlü keman sanatçısı Yehudi Menuhin 12 Temmuz 1973 yılında Darüşşafaka Konser Salonu’nda bir konser vermişti. O yıllarda gösterişli sahne çalışmalarına mekânlık yapacak salonlarımız bile yoktu. Yazlık bahçelerde Türk Sanat Müziği icra eden şarkıcılar program yaparken Saray Sineması’nda arada sırada Filarmoni Derneği’nin gayretleri ile gelen yabancı sanatçılar program yaparlardı. Tepebaşı, Küçük Çiftlik, Maksim bir de Cağaloğlu’nun aşağısında Çifte Saraylar adlı yerlerde ünlü ses yıldızları Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi sanatçılar yer alırlardı. Dr. Nejat Eczacıbaşı bundan 50 yıl önce eğitimini geliştirmek için gittiği Almanya'da yapılan festivalleri İstanbul’da da yapacağı düşüncesi ile geldiği İstanbul’da, ilk iş Eczacıbaşı ailesinin bütün fertlerini bir araya getirerek festival konusu açıp fikirlerini almak oldu. Istediği olmuştu. 1972’de İstanbul’un ilk festivali basın toplantısı ile duyruldu. Cevad Memduh Altar, Muharrem Nuri Bilgi, Ercümend Berker, Cengiz Altuğ ve Basın Yayın Genel Müdürü Altemur Kılıç’ın katılımı ile Dr. Nejat Eczacıbaşı Türk kültür ve sanat dünyasını yurt dışına da taşıyacak olan İstanbul Festivali’ni gerçekleştirmiş oldu. Artık Türk sanatseverlerin zevkle izleyebilecekleri bir kültür sanat festivali vardı. Müzikle başlayan festival her geçen yıl kapsamını daha da genişletti. Caz, sinema, tiyatro gibi sanat kolları da festivalde yer almaya başladı. O yıllarda Atatürk Kültür Merkezi ile Aya İrini gibi mekânlar, festivalin güç bela yükünü taşıyorlardı. Dr. Nejat Eczacıbaşı vefat edince görevi kardeşi Şakir Eczacıbaşı aldı. Istanbul Kültür Sanat Vakfı olarak çalışmalarını başarı ile sürdüren İstanbul Festivali’nde, Şakir Eczacıbaşı’nın vefatı üzerine vakfın başına Bülent Eczacıbaşı geçti. Bu saygın iş insanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’yı ziyareti sırasında tanımış, zarafetine ve kibarlığına hayran kalmıştır. Geçen gün basına bir açıklama yapan başarılı iş insanı Bülent Eczacıbaşı özetle şunları söylemiştir: “Önümüzdeki dönemde en önemli odak noktamız yarının kültür ve sanatının yeşermesi için gerekli ortamı yaratmak olacak. Genç kuşağın festivallere gidebilmesi için en önemli girişim sağlanmaktadır. Eczacıbaşı desteği ile bu yıl tüm İKSV etkinliklerinde öğrencilerin biletleri 10 lira olacaktır. Bülent Eczacıbaşı, genç kuşağa verdiği değeri bu konuşması ile göstermiş ve bilet fiyatları 10 lira ile dondurulmuştur. Not: Bilmem basın mensuplarına tanınan bir hak var mı? 50 yıldan bu yana süregelen İstanbul Festivali sayesinde sanatseverler, dünyaca ünlü pek çok sinema oyuncusunu yakından görüp tanıma fırsatı bulmuş, yine dünyanın en ünlü müzisyenleri, orkestraları, caz toplulukları, sahne oyuncuları bu festival sayesinde İstanbul’a gelmişlerdir. 2018 yılında Zürih Balesi ve Nick Cave- The Bad Seeds de bu yıl festivale katılacak dünyaca ünlü topluluklar. Programda Anna Karenina Balesi ve yine tanınmış yazarımız Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tanınmış eseri “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” sahne oyunu olarak festivalde yer alacak. Sabahattin Ali ve Aliye Ali’nin birbirlerine yazdıkları mektuplar, müzikal türde Özen Yula tarafından sahneye konacak. 5 Haziran’dan itibaren İstanbul’un farklı parklarında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ortak, ücretsiz konserler de düzenlenecek. İstanbul Kültür Sanat Festivali yurt dışındaki bienallere de katılarak ülkemizin sanatsal yüzünü tüm dünyaya göstermiştir, göstermektedir. Kutlarım.