Haber Merkezi - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ziyaretlerinin ardından Türkiye'ye dönüşte uçakta gazetecilerle buluştu. Açıklamalarda bulunan Erdoğan, BAE'ye ve Mısır'a gerçekleştirdiği ziyaret dolayısıyla BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'ye teşekkür etti. BAE'yi ziyaretinde Dubai'de düzenlenen ve onur konuğu olarak davet edildiği Dünya Hükümetler Zirvesi'ne katıldığını söyleyen Erdoğan, Gazze'deki krize ve Filistin davasına dair Türkiye'nin tavrı ile kalıcı barış için çözüm önerilerini de dile getirdiklerini söyledi.

BAE Devlet Başkanı Al Nahyan ile her alanda ivme kazanan ikili ilişkileri etraflıca ele aldıklarını belirten Erdoğan, "Özellikle ticaret hacmimizin geçen yıl 20 milyar doları aşmış olmasından duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. İşbirliğimizdeki ivmeyi koruyarak bu meblağı daha üst seviyelere taşıma noktasında mutabık kaldık. Geçen yıl tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey'in ilk toplantısını en kısa sürede Türkiye'de gerçekleştireceğiz. Savunma sanayi projeleri, enerji ve yatırım konuları da gündemimizin üst sıralarındaydı. Uluslararası yatırım şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle bir araya gelerek ülkemizdeki fırsatları değerlendirdik. Zira bu zirve vesilesiyle katılımcı ülkelerden mevkidaşlarımla görüşmelerimiz oldu. Bu kapsamda sırasıyla Maldivler Cumhurbaşkanı Sayın Muizzud, Libya Başbakanı Sayın Dibeybe ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sayın Barzani, Ruanda Devlet Başkanı Sayın Kagame ile görüşmeler gerçekleştirdik" dedi.

Benzine indirim: Akaryakıtta tabela değişti Benzine indirim: Akaryakıtta tabela değişti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dubai ziyaretlerinin ardından Kahire'ye geçtiklerini hatırlatarak, "Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi'nin daveti üzerine yaptığımız bu ziyaretimiz de oldukça samimi, verimli ve başarılı geçti. Sayın Sisi'nin refikalarıyla birlikte havalimanına bizzat gelerek bizi karşılamasından hassaten memnuniyet duydum." dedi.  Türkiye'nin Afrika kıtasındaki en büyük ticari ortağı olan Mısır'la ticaret hacminde 15 milyar dolar hedefini yakalamakta kararlı olduklarının söyleyen Erdoğan, "İkili konuların yanı sıra Filistin başta olmak üzere bölgesel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulunduk. Gazze'deki katliamların bir an önce durdurulmasını, Filistin davasının kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşmasını teminen Mısır'la işbirliğimizi daha da artırma niyetindeyiz." dedi.

Erdoğan: "Mısır'da Refah bölgesindeki sivillerin durumunu konuştuğunuzu söylediniz. İsrail'in oraya saldırı planı var. Çin'den Birleşik Krallık'a kadar, AB ve ABD'ye kadar uyarılar geliyor ama İsrail dinlemiyor. Acaba ikili görüşmenizde bu konu ele alındı mı? Bunun haricinde Gazze'ye ulaştırılabilen yardımlar da çok kısıtlı, yardımlar konusunda nasıl bir adım atılacak?" sorusuna Erdoğan, "İnsani yardımların Gazze'ye ulaştırılması ile ilgili bazı olumlu gelişmeler söz konusu. Bu gelişmeleri özellikle Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdulfettah es-Sisi ile de görüştük. 'İsrail'i bu konuda sıkıştırmaya devam edeceklerini' söylediler." dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın da gerekli görüşmelerini sürdürdüğünü ekleyen Erdoğan, "Bizler de ağırlıklı olarak, gerek Sayın Sisi'yle gerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'le görüşmeler yapacağız. Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri de 'bu konuda İsrail'e baskı yapmaya devam edeceklerini' söylüyorlar. Gazze'ye ulaşan yardım tırı sayısı 200-250'ye kadar çıktı, ancak bu yetersiz. Su sayının 500-600 tır düzeyine çıkacağı söyleniyor. Bu rakama ulaşabilirsek ihtiyaçlar noktasında ancak çözümden söz edebiliriz. Diğer taraftan İsrail'in Refah bölgesine saldırıları her zamanki vicdansızlıkları. Konuyu Sayın Sisi ile de görüştük. 'Oradaki insanların güvenliğinden taviz vermemiz mümkün değil' ifadesini kullandık. Düşünün, sivillere 'şu bölgeye gidin orası güvenli' deyip, oraya bomba yağdırmanın insani değerlerle, savaş hukukuyla, uluslararası hukuk ve insan hakları ile bağdaşır bir yönü var mı? İnsanlık, bu çığlığı bir an önce duymak zorundadır. Bu soykırıma sessiz kalmanın vebali de hesabı da çok büyük. Tarih, o insanların göz göre göre katledilmesine göz yumanları yargılayacaktır. Bu soykırıma imza atanlar ise zaten şimdiden tarih önünde suçlu ilan edilmiştir" dedi.

Editör: Haber Merkezi