Ayhan AYDEMİR ABD’nin Minnesota eyaletinde yaşandı… Keller Gölü’ne birkaç yıl önce bırakıldığı sanılan Japon balıkları kısa sürede diğer balık türlerini yok etti… Gölü...

Ayhan AYDEMİR ABD’nin Minnesota eyaletinde yaşandı… Keller Gölü’ne birkaç yıl önce bırakıldığı sanılan Japon balıkları kısa sürede diğer balık türlerini yok etti… Gölü istila eden Japon balıklarının aşırı büyüyerek, gölün ekosistemine zarar vermesi sonrası yetkililer ‘balıkların göllere bırakılmaması’ çağrısında bulundu… ABD’de yaşanan son örnek, akıllara Türkiye’nin iç sularının son durumunu getirdi… Türkiye’de de tüm uyarılara rağmen bazen iyi niyetle bazen de bilinçsiz ‘deney yapma merakı’ yüzünden baraj gölleri ve göletler ‘istilacı‘ balıkların egemenliklerini ilan ettikleri yerler olabiliyor… Süs balığı felaketi heves kaçınca atılıyor, bakın neye yol açıyor… Göllerdeki balık çeşitliliğine en büyük darbeyi ise bilinçsizce bırakılan akvaryum balıkları vuruyor… Özellikle ‘Japon’ diye bilinen süs balıkları, salındıkları tatlı sulara kısa sürede adapte olup, diğer balıkların yaşam alanını daraltıyor… Türkiye’deki göllerde istilacı balıklar arasında başı çeken tür ise ‘Çin’ ya da ‘İsrail Sazanı‘ olarak bilinen tür… Yılda 9 kez üreyebilen İsrail sazanı, kısa sürede bulunduğu suda hakimiyetini ilan ediyor… Hurriyet.com.tr’de bir haber dikkatimi çekiyor… Tam da bu konuyla ilgili… Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat diyor ki; İstilacı türlerin bir göl ya da akarsuda baskın hale gelmesi doğal türleri yok edebilir… Samsun’da bunun bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Şehirde bulunan Akgöl’ün en sevilen türü turna bitme noktasına geldi. Son 6 yıldır turnanın yeni büyüyen nesli yok denecek kadar az… İsrail (Çin) sazanı gibi istilacı tür balıkların ekolojik toleransı çok yüksek. Yerel balıklarımızın aksine kirli su, soğuk su veya acı su fark etmeksizin her tür suda yaşıyor. Değişen habitatlara çok kolay adaptasyon sağladığı için de bulunduğu her ortamda rahatlıkla ürer. Mücadele için doğal türlerimize zarar vermeyecek şekilde av yapabilen bir ekiple yol alınmalı. Çünkü sadece istilacı türleri yakalayacak bir av aleti yok. Mevcut av aletlerini kullanırken, doğal popülasyona zarar vermeyecek özel balıkçılar mücadele etmeli. Debisi oldukça yüksek olan Yeşilırmak’ta bile İsrail sazanının baskın tür haline gelmesi iç sularımız açısından çok ciddi bir tehdit… xxx Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Akyol da denizlerimizin de en az göller kadar tehlike altında olduğuna dikkat çekiyor… İstilacı türlerin dünya ekonomisine verdiği zararın yaklaşık 1,5 trilyon dolar olduğunu söylüyor… Ve ekliyor; İskenderun’da Taş Balığı, Antalya’da Sarı Kutu Balığı ve güneyde Deniz Kestaneleri üremeye başladı. Gittikçe artan deniz anası istilaları da turizme önemli bir darbe vurabilir… Balon balıkları ise 8 türe ulaştı ve gittikçe popülasyonu artıyor… Kısacası her saniye sularımıza yeni bir istilacı tür giriyor.