TBMM Genel Kurulu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Yürütme adına Genel Kurul'a hitap eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"Erken müdahale sistemi muruyoruz"

Bakan Göktaş, bu yıl devrim niteliğinde iki önemli mekanizmayı hayata geçirdiklerini duyurdu. Bunlardan ilki, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi tehditleri önceden belirlemek için oluşturulan "Sosyal Risk Haritası" uygulaması. Bu sistemle, hane bazlı bir erken müdahale altyapısı kurularak, şehir, ilçe ve mahalle düzeyinde sosyal risk haritaları hazırlanacak ve bu sayede koruyucu ve önleyici mekanizmalar güçlendirilecek. Bakan, "Henüz vakalar ortaya çıkmadan müdahale kapasitemizi artırmış olacağız," dedi.

Milli yüzücü Emre Sakçı dünya 2'ncisi oldu Milli yüzücü Emre Sakçı dünya 2'ncisi oldu

Göktaş, İkinci önemli yeniliğin ise, "Aile Rehberi Sistemi"nin pilot illerde başlatılması olduğunu belirterek bu sistemle, talep eden her aileye bir 'aile rehberi' atayarak, sosyal hizmetlere hızlı ve güvenilir erişim sağlanması amaçlandığını kaydetti.

"Kadınların güçlenmesi, aileyi ve toplumu güçlendirir"

Bakan Göktaş, kadını ve aileyi birbirine rakip gibi gösteren görüşlerin doğru olmadığını vurgulayarak, "Kadınların güçlenmesi, toplumun ve ailelerin güçlenmesi demektir. Kadınların hakları korunuyorsa, o ailede çocuklar sevgi dolu bir ortamda büyür," dedi. Aileyi korumanın ve güçlendirmenin, kadın haklarını savunmaya yönelik bir tehdit olarak algılanmasının yanlış olduğunu belirten Göktaş, kadınların haklarını savunmak ile aileyi korumak arasında sahte çatışmalar yaratılmasına asla müsaade edilmeyeceğini söyledi.

"Çocuk evlerinde 14 bin 561 çocuğumuza hizmet veriyoruz"

Bakan Göktaş, koğuş tipi bakım modelinden ev tipi bakım modeline geçiş yaparak çocuklara aile şefkati sunmayı amaçladıklarını ifade etti. Ülkedeki 1.366 çocuk evi ve çocuk evleri sitesinde 14 bin 561 çocuğa hizmet verildiğini, yaklaşık 2 bin 229 çocuğun sanat dallarıyla tanıştırıldığını, 6 bin çocuğun ise sporla ilgilendiğini belirtti. Ayrıca, bu yıl 421 çocuğun üniversiteye yerleştiği ve 1.329 gencin kamu kurumlarına atamasının yapıldığı bilgisini verdi.

"Çocukları dijital tehditlerden koruyacağız"

Bakan Göktaş, dijital dünyanın fırsatlarının yanı sıra tehlikelerine karşı da önlem alındığını söyledi. 16 yaşından küçük çocuklar için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içinde olduklarını belirterek, dijital bağımlılık, istismar ve zararlı içeriklere karşı çocukların korunmasını hedeflediklerini vurguladı. Çocukların güvenli bir dijital dünya deneyimi için ilgili bakanlıklarla çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti.

"Kadınlar için bütçenin yararından fazlasını ayırdık"

Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal hayatta güçlenmesi için yapılan çalışmaların devam ettiğini belirten Bakan Göktaş, bu yıl, Kadının Güçlenmesi Programı'na 6 milyar lira ayırdıklarını açıkladı. Bakanlık bütçesinin %50,6'sının kadınlar için ayrıldığını vurgulayan Göktaş, kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesine yönelik yürütülen eğitim programlarıyla 45 bin kadına ulaşıldığını ve 1.207 kadın kooperatifinin kurulmasına destek verildiğini söyledi.

"Kadına yönelik şiddette sıfır tolerans"

Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda Bakan Göktaş, sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirtti. Fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetle mücadeleye kararlılıkla devam edileceğini ifade eden Bakan, "Vakalara müdahale gücümüzü artırmak adına, İçişleri Bakanlığımızla iş birliğinde, ALO 183 hattını, 112 Acil Çağrı Merkezine entegre ediyoruz. Böylece, kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık kuruluşlarımız ile eşgüdümümüzü güçlendirerek, vakalara daha etkin ve hızlı müdahale edeceğiz. Ayrıca, elektronik kelepçe ve KADES uygulamalarıyla, GAMER ve diğer kurumların iş birliğiyle kadına yönelik şiddetle mücadelemizi sürdürüyoruz. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bir insan hakları mücadelesidir. Kadına yönelik şiddetle kapsamlı bir mücadele yürütürken, bu mücadelemiz ısrarla İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveye hapsediliyor. Ülke olarak, kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşme ile başlamadığı gibi, ona bağlı olarak da kesintiye uğraması asla söz konusu değildir. Sözleşmeden çıkmanın şiddeti arttırdığını iddia etmek art niyetli bir yorumdur.  Bu iddia herhangi bir bilimsel veriye de dayanmamaktadır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim." dedi.

Editör: Nur Yıldız