Seyfe Gölü'nün sınırları yeniden belirlendi Seyfe Gölü'nün sınırları yeniden belirlendi
Haber: Deniz Ali Tatar Haziran ayı itibariyle yükselişe geçen sıcaklıklar, Temmuz ayında son yılların sıcaklık rekorlarını bir bir kırmaya başladı. Tüm yurdu etkisi altına alan sıcaklıklar konusunda uzmanlar öğle saatlerinde mecbur kalınmadıkça dışarıda bulunulmaması uyarısını yaptı. Meteoroloji uzmanları ise Afrika üzerinden gelen çöl sıcaklıklarının ay sonunda pik seviyelere ulaşacağını belirtiyor. Atmosferde artan sera gazları ve fosil atıkların kullanılmasıyla gelecek yıllarda hava sıcaklıklarının artacağı uyarısında bulunan uzmanlar, sıcaklıkların temmuz ayında rekor kırmaya devam edeceğini vurguluyor. Sıcaklıklar hakkında 24 Saat’e konuşan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, dünyanın ısınmaya başladığını ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın yaptığı ‘ulusal sıcaklık rekorlarının kırılabileceği’ uyarısının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. “Ulusal sıcaklık rekorları kırılacak” Mayıs ve Haziran aylarını normal koşullarda ve mevsim normallerinin altında bir sıcaklıkta geçtiğini söyleyen Çukurçayır: “Sıcaklıkların yanında yağış süreci de, mevsim normallerinin üzerinde geçti. Dünya geneline baktığımızda Haziran ayı, Kuzey Yarım Küre’de bakıldığında bugüne kadar kaydedilen en sıcak ay oldu. Tabi ki burada iklim değişikliğinin de etkisi var. Ama yeni yıla rekor sıcaklıklarla girdiğimiz ve kışı da ılık geçirdiğimiz için, Temmuz’a hızlı bir geçiş yaptık. Ama sıcaklıklar, Avrupa’da ve Kuzey Yarım Küre’de Haziran ayının devam gibi oldu aslında. “dedi. Dünyanın şu anda ısındığını söyleyen Çukurçayır, Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın yaptığı ‘ulusal sıcaklık rekorlarının kırılabileceği’ açıklamasını hatırlatarak şunları söyledi: “Teşkilat, herkesin rekor sıcaklıklara hazır olması gerektiği konusunda bir uyarı yaptı. Böylece dünyanın pek çok noktasında sıcaklık rekorlarının kırılacağını, Mart ayında öğrenmiş olduk aslında. İçinde bulunduğumuz Temmuz ayı, her zaman Kuzey Yarım Küre’nin en sıcak ayı olarak geçer. Ancak Haziran ayının bu kadar sıcak olması, Temmuz ayının da daha sıcak olacağının sinyallerini verdi. Bunun etkilerini de ilk haftalarda gördük. Şu anda yaşadığımız şey, normal atmosferik sirkülasyona ek olarak, özellikle Akdeniz havzasında sıcaklıkların yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Basra ve Afrika’dan olmak üzere, Türkiye’ye toplamda 2 tane gelen sıcak hava dalgası var. Her sene yaşanıyor bu dalgalar, ama bu sene tabi normallerin üstünde yaşanıyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı ise, yoğun sıcak hava dalgalarının ABD’nin güneyi, Akdeniz, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Çin dahil Asya’daki bazı ülkeleri etkisi altına alması nedeniyle olası yeni sıcaklık rekorlarının kırılmasının mümkün olduğunu açıklamıştı. Ayrıca İklim değişikliğinin ve sıcaklık artışının, özellikle sıcaklık konusunda rekor hava ve iklim aşırılıkları raporlarında bir artışa neden olduğunu da söylemişti. Ancak zaten sıcaklıklar, insan kaynaklı emisyonlardan ve sera gazlarından dolayı da artıyor.” diye açıkladı. “La Nina ve El Nino’un etkisiyle meteorolojik olaylar değişiyor” Sok 8 yılın en sıcak günlerinin yaşandığına değinen Çukurçayır: “Pasifik Okyanusu’nda gördüğümüz La Nina’ya rağmen, bir soğuma ile karşılaşamıyoruz. Bu da pandemiden kaynaklı aslında. Pandemi döneminde tüm aktivitelerin dünyada durduğu bir zaman olmasına rağmen, bir soğuma gerçekleştiremedik. Bir yandan dünyada El Nino dediğimiz bir kuraklık tehlikesi de var. Böylece dünyada pek çok ülkenin yaşadığı meteorolojik olaylar da değişiyor. La Nina, Pasifik Okyanusu'nun ekvatoral bandındaki okyanus sıcaklıklarındaki değişikliklerin bir sonucu olarak birkaç yılda bir meydana gelen karmaşık bir hava durumu modeli olarak biliniyor. El Nino ise, Güney Salınımları yani küresel bir okyanus-atmosfer olayıdır.  Dünya şu an, güneşin etrafında ve kendi etrafında dönerek bir sirkülasyon içerisinde. Bu iki olayla beraber 2016 yılından en sıcak yer, Güney Kore olarak belirlenmişti. Bu tablo b u yıl değişecek gibi görünüyor. Bunların genel nedeni de, insanların dünya üzerinde yaratmış olduğu bilinçsiz tahribattan dolayı aslında.” diye özetleme yaptı. “Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu’da rekor sıcaklık görebiliriz” Türkiye’de sıcaklık rekorlarının kırılmasına yakın bölgeler olduğundan bahseden Çukuçayır: ”Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu, sıcaklık anlamında en yüksek dereceleri gördüğümüz yerler. Afrika üzerinden gelen sıcak hava sistem dalgaları, genellikle Akdeniz bölgesinin bitimiyle Ege bölgesinde Muğla’nın başlangıcına kadar etki yapıyor. Basra’dan gelen sıcak hava sistem dalgaları da, Güneydoğu’da ciddi bir etki gösteriyor ve Ortadoğu’dan sonra en yüksek etkiyi orada görüyoruz.” dedi.  Sıcaklık ölçümü konusunda yanlış uygulamalar da olduğundan bahseden Çukurçayır, bu durumu şu şekilde anlattı: “Bugüne kadar yüksek sıcaklık Cizre’de ölçülmüş zaten ve bu derece 49,1 olarak ortaya çıkmış. O yüzden bazen televizyonda karşılaştığımız ve ‘Adana’da dijital termometreler 52 dereceyi gösterdi’ gibi spekülasyonlara itibar etmemek gerekiyor. Çünkü Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın bir ölçüm standardı da var. Tüm dünyada sıcaklıklar, yerden 2 metre yükseklikte ve belli bir ölçüm standardına sahip termometre ile ölçülür. O yüzden dijital termometrelere itibar etmiyoruz. Direk güneş ışınlarına maruz kalırsanız, o sıcaklıkları 2 kat geçersiniz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü de bu ölçümü kullanıyor. Yerden 2 metre yüksek olmak ve kapalı siperlerde yer alan termometrelerle yapılan ölçümler yayınlanır. Tüm dünyadaki merkezler de bu şekilde yaptıkları ölçümlerin sonucunu yayınlarlar.” diyerek anlattı. Sıcaklık artışının tehdit ettiği doğa olaylarından da bahseden Çukurçayır, orman yangılarına da dikkat edilmesi gerektiğinden söz etti. Çukurçayır: “Ormanlar ve su kaynakları, bu noktada önem taşıyor. Karada bu iki alanı, sıcaklık artışları tehdit ediyor. Ormanlalar yangınla tehdit altındayken, su kaynakları ise buharlaşarak atmosfere doğru gidiyor. “ diye anlattı. Şu anda sıcaklık ortalamasının 20 derecenin altına düşmediğini söyleyen Çukurçayırlı: “Gece gündüz fark etmeksizin, çok sıcak ve artış devam ediyor. Dünyamızı soğutmazsak, dengesini sürdürülebilir hale getiremeyecek. En küçük yağmurda bile sellerle karşılaşabiliyoruz. Ancak hiçbir yetkili de, hata yaptığını kabul etmiyor. Hep beraber dünyamızı kirlettiğimizi kabul edip, hep beraber önem almamız gerekiyor.” Diyerek süreci anlattı.