Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen 2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29), finansman tartışmalarıyla sona yaklaşıyor.
Zirveye katılan ülkelerin hükümet temsicileri, iklim değişikliğiyle mücadele için kapsamlı bir finansman planı üzerinde anlaşmaya çalışıyor. Ancak müzakereler, yüksek maliyetli sonuçlardan kaçınmaya çalışan gelişmiş ülkeler ile daha fazla fon talep eden gelişmekte olan ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle zorlu geçiyor.
Bakü'deki görüşmelerin son gününde müzakereler devam ederken, COP29 Zirve Başkanlığı tarafından yayınlanan ikinci taslak metin, gelişmiş ülkelerin 2035 yılına kadar gelişmekte olan ülkelerin iklim eylemlerini desteklemek için yılda 250 milyar dolar sağlamasını önerdi. Bu rakam, gelişmiş devletlerin en az 1 trilyon dolar fon sağlaması gerektiğini savunan gelişmekte olan ülkelerin zirveye katılan gözlemcilerinin eleştirilerine neden oldu.
Taslağın yayınlanmasının ardından Azerbaycan medyasına konuşan Panama'nın İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Juan Carlos Monterrey Gomez önerilen miktarı yetersiz bulduğunu belirtti ve "Çok kızgınım. Bu saçmalık... Gelişmiş dünyanın, gezegenin yanmasını istediği hissine kapılıyorum" dedi.
Delegeler ayrıca, geçen yıl COP28'de ülkelerin "adil, düzenli ve eşit bir şekilde tüm fosil yakıtlardan enerji sistemlerini dönüştürme" hedefi üzerinde uzlaşmaya vardığı anlaşmanın göz ardı edilmesi nedeniyle duydukları endişeyi dile getirdi.
Taslak ayrıca kamu ve özel kaynaklardan sağlanacak fonları içerecek şekilde, 2035 yılına kadar yıllık 1,3 trilyon dolarlık bir iklim finansmanı hedefi belirledi. Bu hedef, ekonomistlerin, gelişmekte olan ülkelerin 2030 yılına kadar yıllık en az 1 trilyon dolarlık fona erişmesi gerektiği yönündeki önerileri ile uyumlu bulunuyor.
Zirvenin anlaşmazlıklar nedeniyle haftasonuna sarkması bekleniyor
Müzakereciler, bugün sona ermesi beklenen iki haftalık konferansın sona ermesinden önce fikir ayrlıklarını gidermek için sadece birkaç saate sahip. Ancak, zirvenin hafta sonuna sarkması ve 250 milyar dolarlık hedefin artırılması bekleniyor.
COP29 başkanlığı, yayımlanan metni, ülkelerin müzakerelerde dile getirdiklerinin bir "ilk yansıması" olarak nitelendirken "Taraflarla, hâlâ çözülememiş birkaç önemli konu üzerinde nihai düzenlemeler yapmak için daha fazla çalışılacağını" belirtti.
Önerilen miktar önceki, yıllık 100 milyar dolarlık hedefin iki katından fazla. Yeni öneri, dün yayımlanan ve her kesimden eleştiri alan ancak bir finansman hedefi ortaya koymayan ilk taslağın yerini aldı. AB İklim Eylemi Komiseri Wopke Hoekstra gazetecilere yaptığı açıklamada ilk taslağın yetersiz olduğunu ve "Metnin bu haliyle kesinlikle kabul edilemeyeceğini" söylemişti. Net bir rakam belirtilmeyen taslakta gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerden 2025'ten 2035'e kadar "gelişmekte olan tüm ülkelere sağlanacak ve mobilize edilecek" şekilde, trilyonlarca dolarlık bir fon taahhüdünde bulunmasını talep etmişti.
Gelişmiş ülkelerin delegeleri ise 2035'e kadar karşılanması gereken trilyon dolarlık bir finansman hedefine atıfta bulunarak bu fonun " yerel kaynaklar da dahil olmak üzere tüm kaynaklardan" sağlanması gerektiğini belirtmişti. Bu, gelişmekte olan ülkelerin de iklim değişikliğiyle başa çıkmak için gereken değişiklikleri kısmen finanse etmesi gerektiğini anlamına geliyor.
Müzakerelerdeki en büyük anlaşmazlık noktalarından biri, Çin ve Körfez ülkeleri gibi daha zengin gelişmekte olan ülkelerin finansman hedeflerine katkıda bulunup bulunmaması gerektiği oldu.
Guterres daha fazla çaba gösterilmesi için çağrıda bulundu
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, dün Brezilya'daki G20 toplantısından Bakü'ye döndü ve anlaşmaya varılması için büyük bir çaba gösterilmesi çağrısında bulundu. Guterres "Başarısızlık bir seçenek değildir" dedi.
Gelişmekte olan ülkeler için finansman sağlanmasına ilişkin bu Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2024 yılının kaydedilen en sıcak yıl olma yolunda ilerlediğini duyurduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Küresel sıcaklıklar bu yıl 1.5 derecelik artış seviyesini geçerek tüm zamanların en yüksek ortalamalarına ulaşmış durumda.
Aşırı hava olayları nedeniyle bu yıl Afrika genelinde meydana gelen yaygın sel felaketleri binlerce insanın ölümüne neden olurken, Asya'da ölümcül toprak kaymaları yerleşim alanlarını yok etti. Güney Amerika'da kuraklık nehirleri ve geçim kaynaklarını kuruttu.