Hatay’ın Antakya ilçesinde, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan, 51 kişiye mezar olan ve enkazda kayıpların olduğu “Cemil Çapar Apartmanı” davasının ikinci duruşması Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada, tutuklu yargılanan sanıklar apartmanın müteahhidi Mehmet Özkan ve sanık şantiye şefi ile depremde yakınlarını kaybeden aileler ve avukatlar hazır bulundu.
Duruşmada SEGBİS'le savunma yapan sanık Mehmet Özkan, “Teslim etmem gereken devlet ihale işleri ve TOKİ işim var” diyerek tahliyesini talep etti. Yakınlarını kaybedenlerin aileleri ise “Biz depremde evlatlarımızın yanarak kül oluşunu izlemek durumunda kaldık. Sorumluların en ağır cezayı almalarını istiyoruz” dedi.
Öte yandan, aileler apartmanın altında bulunan marketin kolonları kestiğini de iddia etti.
Mahkeme, sanık Mehmet Özkan ve şantiye şefinin tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 13 Eylül 2024'e erteledi.
“Bunca yıkımın, ölümün üstüne TOKİ’ler kimlere yaptırılıyor?”
Duruşmayı değerlendiren avukat Seher Eriş, şunları söyledi:
6 Şubat depremlerinde Antakya’da 51 kişinin hayatını kaybettiği Cemil Çapar Apartmanı’ndan sağ çıkanlar binanın 8 saniyede yıkıldığını, yıkımdan sonra yangın çıktığını ve günlerce yangının söndürülemediğini, pek çok insanın cansız bedenlerini dahi bulamadıklarını beyan etmişti. Bilirkişi raporunda; binanın malzeme kalitesi yetersizliği, binanın yapım aşamasında donatı detaylandırılması yetersizliğinden dolayı müteahhit asli kusurlu tespit edilmişti. Bugünkü duruşmada tutuklu yargılanan müteahhit Mehmet Özkan, teslim etmesi gereken devlet ihale işleri ve TOKİ işi olduğundan bahisle tahliyesini talep etti. Mahkeme ise tutukluluğun devamına karar verdi. Bunca yıkımın, ölümün üstüne TOKİ’ler kimlere yaptırılıyor?
Adalet Peşinde Aileleri Platformu’ndan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Bu olay, TOKİ projeleri ve benzeri büyük inşaat projelerinde görev alacak firmaların seçiminde daha sıkı denetim ve kalite kontrol mekanizmalarının gerekliliğini bir kez daha göstermektedir. Yaşanan büyük yıkım ve can kayıpları, inşaat sektöründe güvenlik ve kalite standartlarının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Adaletin tecelli etmesi için hukuki sürecin titizlikle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.