BM Genel Sekreteri António Guterres’e "Kıbrıs Sorunu" hakkında rapor hazırlayan ve konuyla ilgili açık mektup yayınlayan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar'ın görüş ve tespitlerini Yetkin Report'ta değerlendiren Gazeteci Yusuf Kanlı, Holguín’in mektubunun Kıbrıs’ta müzakere zemininin pek de sağlam olmadığını tekrar eden bir gerçekliği ortaya koyduğunu belirtti.
Kanlı yazısında, "Kıbrıs Rumları, Kıbrıs Cumhuriyeti unvanının ardına saklanarak, güya federasyon görüşmelerine katılırken mevcut durumu koruma peşindeler. Aynı zamanda, Kıbrıs Türkleri, iki devletli çözümü savunarak, ciddiye alınmayacağını bildikleri bir talepte bulunuyorlar" ifadelerini kullandığı yazısında Holguín’in mektubunu, müzakereler labirentinde kaybolan umutları simgelediği yorumunda bulundu.
Kanlı şu ifadeleri kullandı:
"Holguín’in mektubu, Kıbrıs sorununun bir karikatürü gibi okunuyor. Taraflar arasında güven inşa etmek için altı ay harcamak, mevcut durumu değiştirme niyetinde olmayan taraflar arasında neredeyse gülünç görünüyor. Mektubun altındaki ana tema net: Her iki taraf da gerçek bir çözüm bulmaktansa mevcut durumu korumayı tercih ediyor. Federasyon hayali hayal olarak kalırken, iki devletli çözüm gerçekçi olmayan bir öneri olarak reddediliyor.
Holguín’in raporu ve Genel Sekreterin sonraki adımları gözden geçirme süreci, Dujarric’in belirttiği gibi, hatalar komedisine katkıda bulunuyor. Kıbrıs liderleri, Genel Sekreterin gözden geçirme sürecinin ardından gelecekteki planlarını açıklayacağı bir toplantıyı bekliyorlar. Bu toplantı, yaz aylarında veya erken sonbaharda yapılması bekleniyor ve müzakerelerin döngüsel doğasını vurguluyor.
Dramaya ek olarak, Genel Sekreterin her iki tarafı da karşılıklı kabul edilebilir formüller keşfetmeye zorlayabileceğine dair iddialar var. Bu formüller arasında, sorunun bir konfederal çözümü de yer alabilir. Bu çerçevede yeni bir müzakere turunun Ekim ayı kadar erken bir tarihte başlaması bile önerilebilir. Bu olası strateji değişikliği, her iki tarafın yerleşik pozisyonları göz önüne alındığında, uygulanabilirliği konusunda soru işaretleri doğuruyor."
Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümünde planlanan kutlamaların Akdeniz'de Türkiye varlığının göstergesi olacağı yorumunda bulunan Kanlı, Kıbrıs'ta gerçek bir çözüm için olması gereken yaklaşımı da gerekçeleriyle sıraladı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.