Göz hekimleri Antalya'daki kongrede buluştu Göz hekimleri Antalya'daki kongrede buluştu

Dindar Karataş
Sağlıkta randevu krizi, derinleşmeye devam ediyor. Yurttaşlar, devlete bağlı diş hastanelerine ulaşmakta zorluk çekiyor. Özel kliniklerin sayısı çok fazla ama ücretleri çok yüksek. Devlet hastanelerinde ise hekim sayısı yetersiz. Bu durum sorunun katmerleşmesine neden oluyor. Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) randevu bulamayan yurttaşlar, özel kliniklerin ücretlerini karşılayamadığı için tedaviye başlayamıyor. 
Diş Hekimi Ayşegül Özdemir, ekonomik krizin derinleştiği dönemlerde ailelerin, diş sağlığına ve tedavisine, kimi zaman diş fırçası ve diş macunu gibi temel bakım malzemelerine bile erişimde çok fazla zorlandıklarını belirtti. İşsizlik nedeniyle sosyal güvencesi olmayan birçok insanın kamu ağız ve diş sağlığı merkezlerinden yararlanamadığını söyleyen Diş hekimi Özdemir, yoksulluğun ilk sırada ve en önemli tehdit olduğuna işaret etti. 
 Türkiye genelinde yaklaşık 45 bin diş hekimi bulunduğunu, bu hekimlerin 30 bine yakınının özel sektörde, 12 bine yakınının kamuda ve 3 bin hekimin de fakültelerde hizmet verdiğini bildiren Özdemir, Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Diş Hekimi Birliği’nin önerdiği zaman dilimlerinin kamuda uygulanmadığını söyledi. Özdemir, “Hem iş yükü fazla hem de performans baskısı var. Şu anda randevu taleplerinizi 184 üzerinden ve MHRS üzerinden oluşturabiliyorsunuz ama biraz çaba harcamanız ve biraz da sabretmeniz gerekiyor. Çünkü neredeyse randevu yok, hekimler yetişemiyor. Kamudaki meslektaşlarım, mümkün olduğu kadar hastaya ve ülkeye yararlı olması açısından baksalar bile zaman sıkıntısı ve üzerlerindeki performans baskısı bunu mümkün kılmıyor” dedi. 
Kamudaki istihdam sınırlılığı, artan özel klinik ve yaşanan mağduriyetler konusunda Özdemir, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Diş hekimliğinde çok fazla mezun oluyor fakat bu kadar mezun, kamuda iş olanağı bulamadığı için ve yeterli istihdam yaratılmamasından dolayı özel klinikler açıyor. Şu an neredeyse her cadde başında çiğ köfte dükkânı açılır gibi özel klinikler olduğunu görebiliyoruz. 
Şöyle bir durum da var. Bu ülkenin büyük bir kısmı asgari ücretle geçinmek zorunda. Yani ciddi bir açlık ve derin yoksulluk içinde yaşamını idame ettirmek zorunda kalıyor. Böyle bir durumda, asgari ücretle yaşamını geçiren bir ailenin, diş sağlığı için kamudan hizmet alması gerekli ama insanlar, kamudaki diş hekimlerine ulaşmakta zorluk çekiyor, hatta ulaşamıyor. Ekonomik krizin derinleştiği dönemlerde aileler, diş sağlığı ve tedavisine, hatta kimi zaman diş fırçası ve diş macunu gibi temel bakım malzemelerine bile erişimde çok fazla zorlanıyor. Bilindiği gibi ülkemizde bir işsizlik de söz konusu. İşsizlik nedeniyle sosyal güvencesi olmayan birçok insan, kamudaki ağız ve diş sağlığı merkezlerinden bile yararlanamıyor. Yoksulluk, sağlığa erişimde ilk sırada ve en önemli tehdit.
Her ne kadar özel kliniklerin sayısı artsa da özel kliniklerde muayene olamayacak bir yoksulluktan bahsediyoruz. Özel kliniklerde tedavi çok fazla pahalı ve yurttaş bunu ödeyemiyor ödeyemediği için kamudaki hizmete mecbur. Fakat kamuda hizmet verecek hekim sayısı az ve randevu yok. Burada şöyle bir kilit nokta var. Öğrenci, diş hekimliği fakültesinden mezun oluyor ama kamuda istihdam bulamıyor. Yani böyle bir trajikomik bir durum içerisinde hem hekim, hem yurttaş yıllardır aynı mağduriyeti yaşıyor.”
Öncelikli ihtiyaç ulusal ağız ve diş sağlığı politikası 
Özdemir, diş hekimi hizmetlerinin lüks olmadığını genel sağlık hizmetleri içerisinde asli bir unsur olduğunu belirterek “Tüm yurttaşlara eşit, adil ve nitelikli sağlık hizmeti sunmak devletin başlıca görevlerinden biridir. Tedavi odaklı bir ağız ve diş sağlığı hizmeti anlayışı, toplumun ağız ve diş sağlığı düzeyini yükseltmek için yeterli değil. Etkili bir çözüm adına mutlaka basamaklı bir hizmet modeli öncelenmeli. En öncelikli ihtiyaç, ‘Ulusal Ağız ve Diş Sağlığı Politikası’. Öncelikle çocuklara yönelik ağız ve diş sağlığını geliştirme programları uygulanmalı. Bu amaçla, Diş Hekimleriyle birlikte tüm sağlık çalışanları, ayrıca öğretmenler, veliler, yani çocuğa dokunan herkes, işbirliği içinde çalışmalı. Ağız ve diş sağlığı düzeyinin yükseltilmesine yönelik bu tür programlar devlet politikası olmalı” çağrısında bulundu. 
Yanlış politikalar sağlığa erişimi zorlaştırıyor 
Yurtdışına giden doktorlara dikkati çeken Özdemir, “Türk Tabipler Birliği’nin verilerine baktığımızda yurtdışına giden hekim sayısının oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Sağlık Bakanlığı, birbirinden yanlış politikalarla, sağlık hizmetini erişilmez hale getirmiş bulunmakta. Yurtdışına giden hekim sayısı artarken kamu hizmetlerinde nitelikli sağlık hizmetlerinin giderek azaldığını çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Kamu hastanelerinde uzman sayısının azalmasıyla uzman sayısına düşen hasta sayısı da artıyor. Bu sefer ne oluyor hasta uzmana ulaşmakta ve hastanelere randevu almakta zorluk çekiyor” diye konuştu.  

Editör: Ramazan Atabey